Işıl Cinmen Aile Dizimi: Siz kenarda oturacaksınız ve bir yabancı size hayatınızı gösterecek
HABERİ PAYLAŞ

Aile Dizimi: Siz kenarda oturacaksınız ve bir yabancı size hayatınızı gösterecek

Sağda solda herkes “Aile Dizimi ne?” diye soruyor, “Zeytin Ağacı dizisinde anlatılan ne? Gerçek mi tüm bunlar?” Evet gerçek. ‘Bilen Alan’dan çözüme, adını bile bilmediğimiz atalarımızın bugünkü yaşamımıza bıraktığı ize kadar gerçek.

Sizi, beni 10 yıl önce ‘Aile Dizimi’ sayesinde özümle ve köklerimle tanıştıran Feride Gürsoy ile baş başa bırakacağım. Şimdi, aynı senaryoyu tekrar tekrar oynamaktan bıkanları, robotluktan çıkıp İnsan’a gitmeye hazır olanları ‘Bilen Alan’a alalım ve yaşam nasıl dönüşebiliyor görelim. İyi yolculuklar!

Haberin Devamı

Aile Dizimi: Siz kenarda oturacaksınız ve bir yabancı size hayatınızı gösterecek

Şimdilerde ‘Zeytin Ağacı’ dizisi nedeniyle çok merak edilen ‘Aile Dizimi’ yöntemiyle 10 yıl önce tanıştım. Anlatayım...

Bodrum’da tatildeydim. Evdekilerin zoruyla, söylene söylene, hiç inanmayarak Feride Gürsoy’un ‘Aile Dizimi’ diye ne olduğunu anlamadığım ama deneyimleyen herkesin şaşkınlıkla anlattığı ‘bir şey’ yaptığı yere gittim.

İçeride 12 kişi vardı; daire şeklinde dizilmiş sandalyelerde oturuyorlardı. Aralarından yalnızca iki kişiyi tanıyordum, diğer 10 kişiyi ilk kez görüyordum.

Bana söylenen şuydu:

Bu kişiler, ortadaki boşlukta (buraya ‘Bilen Alan’ deniyor) ayağa kalkacaklar ve konsantre olacaklar. Ben kenarda oturacağım ve bir süre sonra hiç tanımadığım bu insanlar, bir film gibi bana kendi hayatımı izlettirecekler.

Travmalarımı, korkularımı, annemle ilişkimi, babama karşı ne hissettiğimi, ilişkilerimde tekrar eden sorunların nedenlerini, neden öfkeli olduğumu hissedecek ve aktaracaklar.

Temsil ettikleri karakterlere (mesela anneme, anneanneme, dedeme, halama ya da hiç görmediğim büyük büyük anneanneme) ‘bağlanıp’ onlar gibi davranacaklar. Onların ne yaşamış, nasıl hissetmiş olduğunu bir şekilde BİLECEKLER ve bana gösterecekler.

Doğal olarak hiç inanmadım.

Beni ‘Aile Dizimi’ denen bu tuhaf olaya zorladığı için anneme çok kızarak ‘Danışan’ olmayı kabul ettim. Yani benim bir sorunuma bakılacaktı. Ben, temsilcilere yani tanımadığım o insanlara danışacaktım.

Aile Dizimi uygulayıcısı Feride Gürsoy, bana hayatımla ilgili çözmek istediğim sorunumu sordu.

Haberin Devamı

“İlişkiler” dedim. “Bana güven veren erkeklerden kaçıyorum, beni üzecek adamları seçip onlara gidiyorum. Tamam, bugüne kadar eğlenceliydi, heyecanlıydı ama artık istemiyorum.”

Ben ukala ukala gözlerimi devirirken sabırla birkaç soru daha sordu ve şöyle dedi: “Şimdi, burada seni temsil etmesi için birini seç lütfen.”

Adının Nalan olduğunu sonradan öğrendiğim, tanımadığım bir kadını göstererek, “O olsun” dedim.

Nalan ayağa kalıp, sessizce durmaya başladı. Karşısına da bir erkek diktim, potansiyel gelmiş ve gelecek ilişkilerimi temsilen.

Sonrası inanılmazdı.

10 dakika sonra Nalan, o hiç tanımadığım kadın, bana dönüştü. Konuşmaları, davranışları, iç sıkıntıları, kaçışları, ağlayışı… O kocaman kadın, benim çocukluğum gibiydi.

30 dakika kadar sonra dedem, anneannem, teyzem, dayılarım, ölüler, bebekler herkes sahnedeydi, yani ‘Bilen Alan’da.

Temsilciler kısa bir süre sonra rolüne girdikleri kişinin cümleleriyle konuşmaya, onun gibi bakmaya, onun gibi gülmeye ya da ağlamaya başladılar. Hiç alakam olmadığını düşündüğüm, bir kısmını tanımadığım ailem, bana neden ve nasıl böyle olduğumu gösterdiler.

Haberin Devamı

Dizim’in sürdüğü bir saat boyunca o odadakilerle benzer duyguları hissederek birlikte ağladık. Kendimi acıların çocuğu gibi hissettim.

Aile Dizimi, tam olarak açıklanabilen bir olay değil; birçok soru işareti var. Ama orada neler olduğunu daha iyi anlayabilmek için Feride Gürsoy, bu terapi yönteminin nasıl çalıştığını anlattı.

Bunu anlamak için hiçbir röportaj yeterli olamaz; herkes kendi deneyimini yaşamalı. Danışan ya da temsilci olarak... “Of saçmalama” deyip bir kenara atmayın, deneyin isterim. Kendi hayatınızı izlerken kim bilir neler fark edeceksiniz? Daha ilginç bir şey olabilir mi?

Söz Feride Gürsoy’da.

Aile Dizimi: Siz kenarda oturacaksınız ve bir yabancı size hayatınızı gösterecek

Hiç bilmeyen birine Aile Dizimi’ni nasıl anlatabiliriz?

Bu bir terapi yöntemi. Danışan kişi oyunun içinde değil; dışarıda oturuyor ve kendi bilinçaltında oynayan filmin yansımasını sahnede izliyor. Temsilciler, o filmin figüranları ve ona bilinçaltında sürekli oynayan filmi gösteriyorlar. İnsanın kendini dışarıdan izlemesi üzerine kurulu. Kişinin kendini tanımak için kullanabileceği yöntemlerden biri.

Danışan geldi diyelim, her şey nasıl başlıyor?

Aile Dizimi’nde hikaye değil, gerçekler önemli. Uygulayıcı, önce danışana bazı sorular soruyor. Sorular da cevapları da kısa olmalı. Sorular, gerçeklere ilişkin oluyor. 

Örnek verelim.

Yani “Anneniz nasıl bir kadındı?” gibi değil; annenin ya da babanın hayatındaki ölümler, kazalar gibi travmaları saptamaya yönelik sorular. Sonra, kişinin sorununun aileyle bağlantısı olup olmadığına bakılır. Doğrudan kendi hayatından kaynaklı bir sorun da olabilir, aileye de bağlı olabilir.  

Sorulardan sonra ne oluyor?

Bu bir grup çalışması. Birbirini tanımayan ya da tanıyan kişiler birlikte bir grup çalışması yapıyor. Bir uygulayıcı, bir danışan ve birkaç da temsilci oluyor. Basit başlamak önemli, çoğu zaman iki temsilciyle başlamayı tercih ederim. Kişinin kendisini ve sorunu temsilen birer kişi ‘Bilen Alan’a çıkar. 

Mesela sahnede danışanın temsilcisi ve annesinin temsilcisi var.  Figüran anne gerçek anneyi mi temsil ediyor?

Hayır. Oradaki anne, gerçek anne değil. O danışanın kafasındaki, psişesindeki annesi... Annenin çocuğa yansımasını, çocuğun bilinçdışında dönen filmdeki rolünü canlandırıyor.

Danışan, kenarda oturuyor. O andan sonra gidişata müdahale edemiyor değil mi?

Bilgi almaya yönelik bir soru sorulmadığı sürece karışamıyor.

‘BİLEN ALAN’IN AÇIKLAMASI YOK AMA KENDİSİ VAR

‘Bilen Alan’ nedir? 

Temsilcilerin bilgiyi kaynaktan çektiği bir kanal, alan. ‘Bilen Alan’ın nasıl oluştuğuyla ilgili birçok teori var ama mantıklı bir açıklaması yok. Bunu açıklamama imkan yok fakat bildiğimiz tek şey var ki, böyle bir alan var. Herkesin içinde bu yetenek var; bazıları daha yoğun ve çabuk hisseder. Bazıları daha az ve yavaş ama herkes temsilci olabilir.

Hiç inanmasa bile mi?

Hiç inanmasa bile.

ENSEST YA DA TECAVÜZ GİBİ TRAVMALAR İÇİN KULLANILMAMALI

Kimler danışan olarak gelebilir?

Sorunun kronik olması önemli. Süregelen olumsuz bir davranış şekli olabilir, sürekli terk eden olmak ya da sürekli iflas ediyor olmak gibi... Aşırı duygulanım, aşırı öfke ya da hüzün hali gibi problemlerle gelebilirsiniz. Ya da kronik bir hastalık olabilir; şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi...

Mesela başından ensest ya da tecavüz gibi olaylar geçmiş biri için uygun mu?

Hayır. Çok ciddi rahatsızlıklar ve travmalarda Aile Dizimi’nin kullanılması doğru değil. Elbette bir psikoterapist, tedavi yöntemi olarak Aile Dizimi’ni de kullanıyorsa büyük yararları olabiliyor ama başka türlü olmaz. Aksi halde, danışan kişi daha ağır bir travmanın içine girebilir ve onu oradan çıkartamayabiliriz. 

Bu tür bir durumla karşılaştınız mı hiç?

Evet, bu tip sorunlarla gelenler oldu. Ama bireye, baş etme gücüne, savunma mekanizmalarına saygılı kalarak dizimi yapıp yapmayacağımıza karar vermek çok önemli. Her güçlü yöntemde olduğu gibi, dizim de travmayı tetikleyebilir ve bu daha ağır olur. Çünkü kişi yaşadıklarıyla baş etmek için savunma mekanizmaları geliştirir, o mekanizmaya da saygı göstermek durumundayız, bir anda yıkamayız.

Yani size sağlıklı ama sorunlu kişiler gelmeli...

Benim gibi uygulamacıların yaptığı Aile Dizimi, hayatında farkına varıp da çözemediği kısır döngüler olan sağlıklı kişiler için uygun. Örneğin ilişkilerinde aynı sorunları yaşayan, annesine öfke duyan, kardeşiyle sürekli kavga eden, yalnız kalamayan kişiler...  

LİSTENİN BAŞINDA PARA, KİLO VE İLİŞKİ VAR

En çok ne sorunlarla geliyorlar?

Para, fazla kilo ve ilişki.

Herkes temsilci olarak katılabilir mi?

Evet, herkes katılabilir.

DİZİMLER ARASINDA ALTI AY OLMALI

Bir sorunun çözülmesi için kaç seans gerekiyor? 

Bazı sorunlar için tek seans yeterli olabilir. Bazıları beş, altı seferde. Dizimler arasında altı ay olmalı çünkü ortaya çıkan farkındalığın oturması ve değişimin fark edilmesi için bu süre gerekli. Arka arkaya dizim yaptırmanın bir faydası olmaz. Fakat bu altı aylık dönemlerde birçok kez temsilci olarak katılabilirsiniz, bu faydalı olur. Temsilcinin temsil ettiği karakterle kurduğu bağ tesadüf değil.

UYGULAYICI SEÇİMİ ÇOK KRİTİK

Kimler uygulayıcı olabilir?

Türkiye’de Aile Dizimi eğitimi veren yabancı ve yerli çok değerli hocalar var. Ben temel eğitimimi Svagito Liebermeister ve Mehmet Zararsızoğlu’ndan aldım. Daha sonra yurt dışında farklı hocaların eğitimlerine katıldım. Mehmet Zararsızoğlu, Tuna Tüner, Göksel Karabayır gibi hocaların uzun süreli verdiği dizim eğitimlerini Svagito Liebermeister, Cecilio Regojo, Vivian Broughton, Stephan Hausner gibi yurtdışından gelen hocaların eğitimleriyle harmanlamış çok değerli dizim uygulayıcıları var Türkiye’de. Ayrıca Türkiye’ye aile dizimini 90’lı yıllarda ilk getiren Halise Baydar, Zeytin Ağacı dizisine dizim konusunda danışmanlık veren Sabri Salış ve Aynur Salış gibi konularında çok deneyimli dizim uygulayıcıları var. 

Kim bulmuş bu yöntemi?

Aile Dizimi, Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından sentezlenmiş bir sistem. Usta-çırak ilişkisi içinde uygulayıcı olunuyor. Kişinin eğitimi güçlü olmasa bile, yöntemin kendisi güçlü olduğundan süreç işliyor. Fakat uygulayıcı eğitimli değilse, gelen kişiyi tekrar travmaya itmek gibi çok kötü sonuçlara neden olabilir. Bu yüzden dizim uygulayıcısının deneyimli olması ve sinir sistemi/travma çalışmalarında da eğitimli olması önemli. 

Aile Dizimi: Siz kenarda oturacaksınız ve bir yabancı size hayatınızı gösterecek

DİZİYİ İZLEYİP DİZİME KOŞANLAR VAR

Danışan olmak isteyenler kime güvenecek?

Aile Dizimi uygulayıcısı seçerken o kişinin şöhretinden çok, aldığı eğitimleri, çalışmış olduğu hocaları, deneyim süresini ve katıldığı diğer eğitimleri göz önüne alın. Kendi diziminizi hemen açmak yerine seçtiğiniz kişinin grup çalışmasında temsilci olarak rol almanız hem bu yönteme aşina olmanızı hem de seçtiğiniz kişiyi daha yakından tanıyıp onunla çalışmak isteyip istemediğinizi anlamanızı sağlar.

Bu çalışmalarda uygulayıcıya güven duymanız çok önemlidir. Aciliyet ve hemen her şeyi çözmek yerine adım adım, hazmederek yürümek dizim çalışmaları gibi içsel yolculuklar için daha iyi sonuç verir. Yavaş giden yol alır. Zeytin Ağacı’nı seyredip “Dizimim hemen açılmazsa ölürüm” gibi bir duyguya kapılanlar var. Onlara öncelikle ‘Somatik Deneyimleme’ gibi sinir sistemini dengeleyen bir çalışma yapmalarını öneririm. 

Bastırılan ve hatırlanmayan travmaların dizim sırasında çıkma olasılığı var mı? 

Evet. Uygulayıcının eğitimli olması bu yüzden çok önemli. Aile Dizimi’nde her şey hissediliyor. Bu tip bir durumla karşılaşıldığında, uygulayıcının danışanın hazır ve açık olup olmadığını anlaması, ortaya çıkacak olan şok etkisi yaratacaksa dizimi orada kesmesi ve danışanı profesyonel yardıma yönlendirmesi gerekiyor. Bunlar haddimizi aşan durumlar.

Birkaç jenerasyon öncesinden taşınan bir sorun da olabilir mi?

Evet. ‘Ağır kaderler’ dediğimiz göç, savaş soykırım, cinayet ya da doğum sırasında ölüm gibi travmalar birkaç jenerasyon iz bırakabiliyor.

İLK DİZİMLERDE GÖZYAŞI OLUYOR

Sıfır gözyaşıyla biten seans oluyor mu? Benim hayatım, kıyasla hayli neşeli sayılır ama dizimim açılırken kendimi acıların çocuğu gibi hissetmiştim.

Var ama nadir. İlk dizimlerde genelde gözyaşı oluyor. Ama sıfır gözyaşıyla bir dizim mümkün.

Bilim insanları, Aile Dizimi’ne nasıl bakıyor?

İki görüş var. Bir kesim klasik olarak “Safsata” diyor. Bir kesim ise dönüşümü kabul ediyor ve geçerli bir yöntem olarak görüyor.

İLK YAPTIĞIMDA BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM YAŞADIM VE HİNDİSTAN’A GİTTİM

Siz Aile Dizimi’ne nasıl başladınız?

Başta adında ‘aile’ olduğu için hoşuma gitmemişti; “Ben bireyim ne işim var aileyle?” diye düşünüyordum. Biraz zorlanarak gittim ama ilk dizimde üzerimden fiziken çok ağır bir yük kalktı. Büyük bir dönüşüm yarattı, sonra Hindistan’a giderek eğitimlere başladım.

Bu yöntem kişiyi, birey olarak nerede görüyor?

Bireyi, bütünün, aile bütününün bir parçası olarak algılıyor. Hepimiz, ailemizin düğümlerini, travmalarını, görevlerini taşıyoruz. Kimi durumlarda farkında bile olmadan çocukken onların yükünü sırtlanıyoruz. Bugün yetişkin bireyin hayatında, mutluluğuna ve kendi potansiyeline ulaşmasını engelleyen durumlar varsa Aile Dizimi aracılığıyla sorunu sistemin bütünlüğünde ele alıyoruz. 

Aslında bizim sandığımız bir sorunu yalnızca üstlenmiş olabiliyoruz, değil mi?

Evet. Bazen aile bireylerinden birinin geçmişte üstlenmediği sorumlulukları ya da tam tersine aşırı fedakarlıkları sonraki kuşaktan biri üstlenebiliyor ya da dışlanmış birinin rolünü üstleniyor ve bu onun şimdiki hayatını etkileyebiliyor. Aile Dizimi’nde bunun danışanın  kendi sorunu olmadığı, başkasının sorununu üstlendiği açıkça görülebiliyor ve bir iyileşme süreci başlıyor.

BAŞKASININ SORUMLULUĞUNU ÜZERİNİZE ALMAYIN

Tüm bunların size öğrettiği en değerli bilgi ne?

Bazen sevdiklerimizin acı çekmesinden duyduğumuz çaresizlik hissinden kurtulmak için bencilce davranıyoruz. Sevdiğimiz kişiye yardım etmek için onun sorumluluklarını biz üstleniyoruz. Böylece çaresizliği hissetmiyoruz ama o kişiye saygısızlık yapmış oluyoruz. Çünkü bu onun yükü ve o da bunu taşıyabilecek kadar güçlü, bununla baş edebilir. Siz yanında olmak yerine üstlenmeyi seçtiğinizde, bu ona yardımcı olmuyor; onun yükünü iki katına çıkıyor ve size de sizin olmayan bir yük bindiriyor. Bu mesafeyi korumak saygıdır. O çaresizliği ve suçluluk duygusuyla kalmayı öğrenmeliyiz.

PSİKOLOJİK TRAVMALAR FİZİKSEL HASTALIKLARA SEBEP OLABİLİR

Aile Dizimi yöntemi fiziksel hastalıklara nasıl bakıyor?

Fiziksel hastalıkların altında kişinin yaşamış ve hazmedememiş bir travması olabildiği gibi nesillerden aktarılan bir travmanın da olabileceği bilim alanında kabul edilmiştir. Özellikle Rachel Yehuda’nın bu konuda çok ilginç araştırmaları var. Travma terapistleri travmanın psikolojik değil bir sinir sistemi sorunu olduğunu ileri sürerler. Çözümlenmemiş travmaların sinir sisteminde kronik strese neden olduğu ve bunun enflamasyon yarattığı, bağışıklık sistemini baskıladığı araştırmalarla defaten ortaya çıktı. Dolayısıyla travmayla çalışan bütün yöntemler, sinir sisteminin yükünü hafifleterek, enflamasyonun azalmasını, bağışıklığın güçlenmesini sağlayarak bedenin dengelenmesini sağlayabilir ve tedavide destekleyici olarak işe yarayabilir.

Bununla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenlere ne okumalarını önerirsiniz?

‘Kesintiye Uğramış Çocukluk’, ‘Beden Kayıt Tutar’, ‘Vücut Hayır Dediğinde’ adlı kitapları öneririm.

ÖNCE DOKTORA SONRA DİZİME

Her hastalığın kökünde travma mı vardır?

Hayır. Yaşam tarzımız, yaşadığımız ortam, maruz kaldığımız kirlilik, genetik yapımız gibi pek çok değişken mevcut. Ayrıca travma çalışmaları yaptığımızda travmanın yani sinir sistemindeki baskının, yoğunluğun da tetiklenebileceğini unutmamak gerek. Bundan dolayı ciddi bir hastalık geçiriyorsanız veya psikolojik bir rahatsızlığınız varsa, içinizde çok büyük bir aciliyet duygusu, panik hissediyorsanız öncelikle bir doktora ve psikoloğa başvurmanızı, tercihen somatik yani beden odaklı yaklaşımları benimsemiş, travma ve sinir sistemi bağlantısıyla çalışan birini bulmanızı ve onun gözetimindeyken dizim çalışmasına katılmanızı öneririm. 

‘ZEYTİN AĞACI’ İNSANLIĞIN BİLİNÇLENME YOLCULUĞUNA HİZMET EDİYOR

Siz Zeytin Ağacı hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir uygulayıcı olarak dizinin dizimi gerçekçi şekilde ele aldığını söyleyebilir misiniz?  

Diziyi çok başarılı buldum. Dizim prensipleri, bilinçaltının işleyiş şekli her bölüme ustalıkla serpiştirilmiş. Ayrıca her bölümde farklı travmaları ele almaları, bunun o kişilerin hayatını nasıl şekillendirdiğini göstermeleri çok ince işlenmiş. Bence sadece Türkiye’ye değil insanlığın bilinçlenme yolculuğu için çok iyi bir hizmet sunulmuş. Dizim uygulayıcısı olan Zaman Bey’in de bir insan olduğunu, kendi sorunları olduğunu eklemeleri benim için çok önemliydi. Aslında dizi boyunca Zaman Bey’in mucize yapmadığını, danışanın yeni gelen bilgiyi yüreğine alıp alamadığıyla orantılı bir şifa yaşadığını, dolayısıyla esas şifacının kendimiz olduğunu alttan alta veriyor. Bunun gibi ince ayrıntılar, kurgunun bu konuda deneyimli biri tarafından ustalıkla ele alındığını gösteriyor. Devamı olur diye umut ediyorum. 

FERİDE GÜRSOY KİMDİR?

1969 yılında İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünden mezun olduktan bir süre sonra Bodrum’a yerleşti. 2001 yılında Aile Dizimi’yle tanıştı. Svagito Liebermeister’la Aile Dizimi eğitimi ve süpervizyonları tamamladı. Mehmet Zararsızoğlu’yla TSDE’nin dört yıllık sistem terapisti eğitimini bitirdi. Ardından Somatik Deneyimleme Enstitüsü’nün sinir sistemi ve travma üzerine eğitimini alıp Raja Selvam, Ale Duarte, Diane Poole Heller, Sonia Gomes gibi hocalardan çocuklar ve travma, bağlanma modelleri, integral somatik yaklaşım eğitimlerine devam etti. Daan Van Kampenhout’tan Sistemik Dizim eğitimi aldı. 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder