Teknede Çocukla Yolculuk

Bu hafta sonu, sevgilimle baş başa tatile gittik. Geçen sefer kızlarımı alıp tatil yaptığım için, bu kez sıra ikimize gelmişti. Ben her zamanki gibi, tatilimizin 1. gününde, “Keşke çocuklarımız da burada olsa” demeye başlamıştım bile. Gelin görün ki, teknede belli bir yaşın altındaki çocukla tatil yapmak bana göre sadece hayal.

Bebeklerimiz henüz 5 aylıkken çıktığımız tekne turunu saymazsak, çocuklarımın teknede neler yapabileceğini bilmiyorum. Onları tekneye götürdüğümüz zaman, katı gıdaya geçeli henüz 2 hafta olmuştu. Emeklemeyi beceremiyorlar ve zaten sürekli uyuyorlardı. Yanımıza sadece ana kucaklarını, meyve pürelerini ve sütlerini alıp çıkmıştık tekne tatiline. Uyanık olduklarında ana kucaklarına koyup, acıktıklarında mamalarını yedirip, iki de kucağımızda oynattıktan sonra, teknenin de sallantısıyla uykuya dalıyorlardı.

Tekne turuna gitmeyi düşünüp de, endişe duyan tüm ailelere tavsiye ederim. Korkulacak hiçbir şey yok. Sinek kovucu ve koruyucu güneş kreminizi alın yeter. İkizlerle tekne yolculuğu yapmış biri olarak söyleyebilirim ki, teknenin hafifçe sallanması ve sürekli duydukları su sesi onları çok rahatlatıyor aslında. Çocuklarınız emeklemeye başlamadan önce, yapabileceğiniz yegane yolculuklardan biri, tekne yolculuğudur. Fırsatınız varsa, hiç düşünmeden böyle bir tatile gidebilirsiniz.

2 yaş ve tekne tatili

Bence imkanlı değil ama kaptana sorduğumda imkansız olmadığını söyledi. “Nasıl olabilir?” dedim, yolcu taşıyan teknelerde, teknenin koruyucu çitlerinin yüksekliğinin, en az 80 cm olması gerektiğini ve çocuklar için can yeleği bulundurma zorunluluğu olduğunu söyledi. Kendi oğlu –ki adı Derin Deniz’miş – teknede büyüdüğü için, tekneye alışkın olduğunu da ekledi. Kendinize ait bir tekneniz varsa, zaten çocuğunuza uygun güvenlik çitlerini siz de yaptırabiliyorsunuz. Günübirlik turlar için kiralanan büyük yolcu teknelerine baktım yol boyu, kaptan haklıydı. Her birinde en az 80 cm yüksekliğinde olmak üzere, yeşil ağlarla sarılmış çitler gördüm. Anne – babasıyla, günü birlik tekne turuna çıkan çocuklar da gördüm kiminde.

Aklıma gelmişken belirteyim. Hatırlarsanız daha önce dünyaca ünlü çocuk gelişim uzmanı Karen Adolph ile bir röportaj yapmıştım. Çocukların hareket özgürlüğünün, onların çevresini tanıma ve hafızalarına kaydetme yetisini güçlendirdiğini anlatmıştı. Çocuk evdeki sehpanın yerini, ona birkaç kez çarparak öğreniyor aslında. Sık aralıklarla tekneye gidin ve orada büyüyen bir çocuk, teknenin şeklini, içini, içindeki eşyaları öğreniyor zamanla. Beklide ben, ikizleri sırf korktuğum için tekneye bindirmemekle hata ediyorum.

Uzun yolculuklar yerine, 1-2 günlük tekne yolculuklarına götürebilirim kızlarımı. Kaptanın söyledikleriyle, Karen Adolph’un söyledikleri birleşince, bana bir cesaret geldi sevgili okur. Her türlü önlemi alıp, başlarından hiç ayrılmayarak, onlara tekne adabını öğretmeyi, kendime bir sonraki hedef olarak belirledim. Madem her ortama uyan çocuklar yetiştirmek gibi bir derdim var, o halde bir de tekneyi deneyimlesin benim küçük kuzularım.