Giriş
Türkiye’nin ilk internet dizisi Kanal D’nin dijital plartformu BluTV’den geliyor. ‘Masum’un fragmanı yayınlandı ve 27 Ocak’ta ilk bölümüyle seyircisiyle buluşacak. Dizinin açıklamasında hikaye polisiye, dram karışımı olarak tanımlansa da ben tanıtımı izlediğimde gerim gerim gerildim ve bu tarz hikayeleri çok severim. Üstelik 60’ar dakikadan 8 bölüm halinde yayınlanacak. Bu 160 dakikalık dizilerin yorduğu bizler için ilaç gibi bir durum.
Ama bu işi özel kılan asıl şey kadrosudur bence. Bir kere seyretmeye doyamadığım Haluk Bilginer var. Nur Sürer, Ali Atay, Okan Yalabık, Tülin Özen, Serkan Keskin ve Bartu Küçükçağlayan, Haluk Bilginer’e eşlik edecek diğer usta ve başarılı isimler. Kadro böyle olunca karakterlerden yana hayal kırıklığı yaşamayacağımıza eminim. Kim bilir ne dolu dolu performanslar izleyeceğiz.
İlk bölüm tanıtımı da seyircide fazlasıyla merak uyandıracak kadar etkileyiciydi. Bu bir bakıma etkileyici bir hikaye izleyeceğimizin de ayak sesi gibiydi. Lakin televizyon başından kalkamayan ve neredeyse 4 saat süren dizileri büyük bir sabırla izleyen bir kitle olarak ‘Masum’ dizisi için umudum gençlikte. Yani internetle haşır neşir olan, yabancı dizileri takip eden ve tv’den uzak duran 17-35 yaş arası seyirci kitlesinin ilgisini çekmeyi başaracaktır ‘Masum’.
İnternet dizilerinin devamı gelse, TV sektörü silkelenir mi?
Tabi hal böyle olunca insanın içinde bir umut yeşeriyor. Hani internet dizileri umulandan daha fazla tutsa, seyirci Tv’den uzaklaşsa, sektör şöyle bir silkelenir mi? Bölüm sürelerini kısaltma yoluna gidilir mi? Daha sağlam, başı sonu belli olan, azıcık reyting için sağa sola sapmayan hikayeler yazılır mı mesela?
Başarılı yönetmen Murat Saraçoğlu’ndan zor soru; ‘... Hikaye mi? Oyuncu mu?’
En son Karagül’ün yönetmenliğini yapan Murat Saraçoğlu takipçilerine sektöre dair bir soru yöneltti; ‘Sizce bir dizide hikaye mi yoksa oyuncular mı daha önemli?’ diye. Takip ettiğim kadarıyla da ‘oyuncu’ diyenlerin sayısı daha fazlaydı.
Tabi bu, kesin cevabı olamayacak bir soru olsa da bence ‘hikaye’ bir adım önde. Her ne kadar ülkemizde bir dizinin başrolünde illa ki popüler isimlerin bulunması gerekiyor algısı olsa da bunun aksini kanıtlayan işleri de göz ardı etmemek gerekiyor. En belirgin örneklerinden birinin de Kiralık Aşk olduğunu düşünüyorum. Daha önce de yazmıştım. 2 yıl önce Kiralık Aşk’ın tanıtımını izlediğimde ‘kim ki bu oyuncular?’ demiştim. Aşina olduğum sadece iki isim vardı; biri Salih Bademci diğeri de Nergis Kumbasar’dı. Dizi başladıktan birkaç hafta sonra ise Elçin Sangu ve Barış Arduç ismini bilmeyen yoktu. Yani dizinin ilk anda izlenmesini sağlayan hikayesi olmuştu.
Hikayesi olmayıp da popüler oyuncuları olduğu halde izlenmeyen diziye de en belirgin örneğin Gecenin Kraliçesi olduğunu düşünüyorum. Meryem Uzerli ve Murat Yıldırım’a rağmen dizi beklenen izlenme oranlarının çok çok altında kalarak ekrana veda etmişti.
Sonuç olarak bence önce hikaye, sonra o hikayenin içindeki karakterleri ete kemiğe bürüyebilecek oyuncular...
