Kim balık istifi deplasmana gitmek ister?

2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF) için Erzurum'da bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın yaptığı şu açıklamalara karşı çıkacak biri olduğunu zannetmiyorum:

"Stada giderken, maça giderken, gittiği otobüsün camını kıranlar... Bunlar vandal, holigan. Senin o otobüste ne işin var? Gelme arkadaş! O sahaya atlayanlar... Ben sonuna kadar takip edeceğim. Beşiktaş’ta atladı, Bursa’da atladı. O kişilerin bir daha hiçbir spor sahasına girmemesi gerekir. Bunlarla araya mesafeyi koyacağız. Ben sonuna kadar takibini yapacağım. O sahaya atlayanlarla ilgili ne yapılacak, onu takip edeceğim. Onları statlarda istemiyorum. Bunlar kahraman değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin imajını dünyada karalayanlardır. Allah, Peygamber aşkına, sadece camianızı temsil etmiyorsunuz. Türkiye’yi de temsil ettiğinizi unutmayın. ”

Ve fakat biz acaba deplasmana gitmek isteyen taraftara nasıl bir olanak sağlıyoruz? Mesela toplu halde gitmek zorunda kaldıkları için güvenlik nedeniyle bir otobüse kaç kişi binmek zorunda kalıyorlar? Acaba yalnızca bir otobüsün alacağı kadar kişiyle gitmeyi onlar da istemez mi? Balık istifi gibi bir otobüse doldurulup nefes alamayacak halde o kadar yolu kim isteyerek gider? Stada kadar bu şekilde gittikten sonra yine güvenlik önlemleri kapsamında daracık bir alanda stada girmek için dakikalarca beklemek kimin hoşuna gider?

Biraz da hikayeye bu gözden baksak kimse bir şey kaybetmez hatta hep birlikte kazanırız hatta...