Giriş
17 Ağustos 1999’tan bu yana biliyoruz ki İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor. Bu öyle yıkıcı bir deprem ki sonuçları itibarı ile sadece İstanbul’u değil bütün Türkiye’nin kaderini değiştirme ihtimali var.
[[HAFTAYA]]
***
Bunu Konuşalım’ da bu hafta İTÜ’den Prof. Dr. Naci Görür konuğumdu. Naci Hoca, aradan geçen 15 yılda yapılanları daha doğrusu yapılmayanları anlattı. Dinlerken “Vurdumduymazlığın ve umursamazlığın bu kadarına pes” dedim.
***
Bakın Prof. Dr. Naci Görür neler anlattı? “İstanbul’da deprem Marmara Denizi’nin altındaki fay hattında olacak. Gelin görün ki 15 yılda bizden başka bir tek kurum bu fay hattına inip araştırma yapmadı. Türkiye’deki 180 üniversite var. İTÜ’yü çıkar hiçbiri ülkenin kaderini değiştirecek bu potansiyel tehdidi araştırmaya değer bulmadı!”
***
Naci Görür’ün anlattıklarına bakılırsa devletin vurdumduymazlığı en az üniversite kadar vahim noktada: “İstanbul’da olacak depremi önceden tahmin etmek mümkün aslında...Bunun için denizin altında yani fay hattının üzerine bir izleme istasyonu kurulması gerekiyordu. Buradan gelen veriler sürekli takip edilecekti. Bu veriler depremin ne zaman olacağına dair önemli ipuçları verir. Bunu zamanın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e anlattık. İlgilenmedi. Sonra biz kendi başımıza gidip Avrupa Birliği’nden destek aldık. ‘Tamam kurun bu istasyonu, parasını biz vereceğiz’ dediler. Her şey hazırlandı. AB yetkilileri son aşamada ‘Türkiye’den bir devlet yetkilisi gelsin imza atalım’ istedi. Maalesef bir tek devlet adamı bulamadık buna imza atacak. Belki de milyonlarca insanın hayatını kurtaracak bir erken uyarı sistemi devletin umursamazlığı yüzünden kurulamadı.”
***
Devletin ve bilim yuvası üniversitelerin depreme bakışı bu da vatandaşın ki farklı mı? Prof. Dr. Naci Görür son derece hayati bilgiler paylaşırken izleyiciden gelen soru neydi biliyor musunuz? “Bu gece deprem olacak diyorlar... Doğru mu?”
***
Belki ‘bu gece’ olmayacak ama bir gece kesin olacak! Ve bu inan bana kafayla
