Sağlık 'Zeki ama çalışmıyor' sözü gerçeği yansıtmıyor

'Zeki ama çalışmıyor' sözü gerçeği yansıtmıyor

Paylaş
'Zeki ama çalışmıyor' sözü gerçeği yansıtmıyor

Derste konsantrasyon problemi yaşayan, ele avuca sığmayan çocuklar için kullanılan “Zeki ama çalışmıyor” sözü gerçeği yansıtmıyor. Uzmanlara göre dikkat eksikliği sorunu çözülmeden bir üst sınıfa geçen çocuklarda bilgi eksiği oluşuyor

Okulların açılmasına sayılı günler kala, ebeveynlerin en büyük kaygısı bugüne kadar eğitimde dikkat eksikliği ve öğrenme zorluğu yaşamış çocuklarının yeni döneme nasıl başlayacakları oluyor. Çocuklarının derste ilgisinin çabuk dağıldığını gözlemleyen aileler, normal yaşantılarında, oyun esnasında herhangi bir problem yaşamadıklarını belirterek “Çocuğum zeki ama çalışmıyor” sözüne sığınıyorlar. Bu sözün gerçeği yansıtmadığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Tanju Sürmeli, beyinde akademik bilgiyi öğrenme noktaları ile oyun oynama noktalarının aynı olmadığını kaydetti.

Sürmeli, eğer çocukta öğrenme ve dikkat bozukluğu problemi varsa bunun ciddiye alınması gerektiğine, tedavi edilmeden bir üst sınıfa başlamanın bilgi eksikliği ile sonuçlanacağına vurgu yaptı.

OYUNDAKİ BAŞARI İLE DERSTEKİ BAŞARI KARIŞTIRILIYOR

Çocukların ilgi alanları ile derse dikkatinin aynı şekilde değerlendirilmesinin yanlış olduğunu bildiren Dr. Tanju Sürmeli, “Aileler çoğu zaman çocukları ile ilgili ‘Sevdiği şeye dikkatini saatlerce veriyor ama derslerine gelince 5-10 dakikada sıkılıyor. Dersler işine gelmiyor’ diye anlatırlar. Halbuki bilmeleri gereken, çocuklar sevdikleri şeyler ile ilgilendikleri zaman beynin orta bölgesindeki limbik sistemi kullanıyorlar. Genel akademik performanstan ise beynin ön bölgesi ile arka bölgesi sorumludur. Bu bölgeler olumsuz olarak etkilenince dikkat ve konsantrasyon çabuk bozulmaktadır. Aileler bu durumu ‘zeki ama çalışmıyor” şeklinde yorumlamaktadır. Sanılanın aksine bu inanış oldukça yanlıştır” açıklamasında bulundu.

DİKKAT EKSİKLİĞİNİN ALTINDA YATAN NEDENİ ARAŞTIRIN

Eğer çocuk derslerinde dikkat ve konsantrasyon problemi yaşıyorsa bunun altında yatan nedenin araştırılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Tanju Sürmeli, “Çocuklarda gözlenen bu durumun sebeplerinden en yaygın olanları dikkat eksikliği hiperaktivite ve dürtü bozukluğu (DEHB), genel öğrenme bozukluğu ve geçirilmiş kafa travmasına bağlı dikkat eksikliği bozukluğudur. Öğrenme bozukluğu yaşandığı durumlarda, bilginin beyindeki süreçleri aksadığı için çocuk, kendi yaş grubundan geri kalmakta ve sol ile sağ beyin zeka puanları arasında belirgin bir fark ortaya çıkıyor. Okuma-yazmada, matematikte öğrenme zorluğu ve disleksi sık görülenleridir. Ayrıca 2-7 yaş arasında alınan hafif ve orta derecede kafa travmalarının (çoğunluğu düşmeye bağlı) 10 yıl takibinde çocukların beyinlerinin normal gelişmesini engelleyebildiği gibi zeka (IQ) puanlarında düşüşe neden oluyor” dedi.

5-10 DAKİKADA DERSTEN SIKILMAYA SON

Dünyada bilinen en önemli ilaçsız tedavi yöntemlerinden biri olan Neurobiofeedback’in ailelere tedavi yöntemi olarak sunulmasının önemine vurgu yapan Dr. Tanju Sürmeli, “Neurobiofeedback, DEHB olanların büyük bir kısmında hayat boyu ve düzenli olan ilaç kullanımını çok önemli bir derecede azaltmayı ya da ortadan kaldırmayı vadetmektedir” dedi.

Neurofeedback yöntemi ile dikkat, motivasyon ve öğrenme koordineli çalışmayı öğrendiğinde, ailelerin defalarca ders çalış demesine gerek kalmadığını, öğrencinin daha sistematik şekilde çalışmaya başladığını vurgulayan Dr. Tanju Sürmeli, “Öğrenci gerekli sorumluluğu alıp yapmaya başlıyor. 5-10 dakika sonra dersin başında sıkılanlar, daha uzun sürelerde motivasyonu yüksek şekilde ders çalışmaya başlıyorlar. Kanıtlara dayalı bir tedavi yöntemi olarak Neurofeedback, ailelere tedavi seçenekleri sunulurken mutlaka belirtilmesi gereken bir tedavidir” açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı