Magazin Yunus Günçe: Beni eleştirenlerden sekiz hamle öndeyim

Yunus Günçe: Beni eleştirenlerden sekiz hamle öndeyim

Paylaş
Yunus Günçe: Beni eleştirenlerden sekiz hamle öndeyim

Bir süredir herkes Yunus Günçe’ye saldırıyor. Önce stand-up şovu okların hedefindeydi, sonra kitabı ‘Eyvallahım Var’ yerden yere vuruldu. Şimdi ise ‘Survivor Panorama’yı sunuyor. Ve diyor ki: Beni eleştirenlere acıyorum.

BU BİR BEHZAT UYGUR RÖPORTAJIDIR
Yayına hazırlayan: Dilara Doğan


■ Hem sunuculuk, hem yazarlık hem stand-up, çok yoğunsun...

Tempo hayatta en sevdiğim şey. Keşke daha çok işim olsa, daha çok çalışsam.

■ Neden koşturmayı seviyorsun bu kadar?

Babamın ani ölümünden sonra iktidar telaşı başladı, bir şeyler yapmam gerekti. Number One TV’ye gitmeye başladım her gün. İlk iş görüşmemi de kapıdaki güvenlik görevlileriyle yaptım. “Bu kapıdan girmek için ne yapmak lazım?” diye sordum onlara. Bir yıl sonra ekrandaydım. Artık kolaylaştı, erken kalkan televizyona çıkıyor ama o zamanlar zordu. Ben hâlâ korkarım televizyona çıkmaya.

■ Korkarım diyorsun ama Survivor gibi bir programa katıldın...

Survivor adamı rezil de edebilir, vezir de... Bıçak sırtı bir iş. Çok şey öğretti bana orası. Açlıkla savaşmadım, açlığın bana söylediğini duymaya çalıştım. “Olmazsa olmaz” dediğin her şeyin olmadığında olduğunu görüyorsun.

■ Sosyal hayatında nasılsın, çok arkadaşın var mı?

Hayır, yok. Kız arkadaşım var ve o aynı zamanda en iyi arkadaşım, asistanım, akıl hocam. Arkamı toplayan, bana katlanan biri.

■ Hatalarını yüzüne söylüyor mu?

Tabii. Diyalog üzerine kurulu makul bir ilişkimiz var. Zaman zaman seviştiğimiz de oluyor haliyle (Gülüyoruz). Ama bana henüz benim kendime daha önce söylemediğim bir şeyi söyleyen olmadı. Kendime karşı çok gaddarımdır.


O LAFIN ALTINA CEMAL SÜREYA YAZSAYDIM DÖVMESİNİ YAPTIRIRLARDI


Şiir kitabın ‘Eyvallahım Var’ gaddarca eleştirildi. Öncesinde bu eleştirileri yapmış mıydın kendine?

O bir şiir kitabı değil. Bir düşünce tasarımı. Anlamak için biraz zaman ve efor gerekiyor. Ama kimse buna mecbur değil. Ben bu farkındalıktayken insanların bana ahkam kesiyormuşum gibi yaklaşmaları tuhaf. Beni eleştirenlerden sekiz hamle öndeyim.

■ Niye bu denli eleştirildi sence?

Sadeliğim kafalarını karıştırdı. Adam okumaya benim yazdıklarımla başlarsa zorlanır. Çok iyi yazıyorum demiyorum ama ben başka yazıyorum yahu! Yazdıklarımın bir yerlerde yeri olduğunun farkındayım. Kendilerince en çok şu yazdığımla alay ediyorlar: “Git” dedi. “Biraz kafanı dinlersin.” “Biliyorum” dedim, “Ben de ondan gitmiyorum.” Bunun altına Cemal Süreya yazsaydım dövmesini yaptırırdı o alay edenler. “Hayat kısa, kuşlar uçuyor”un altına da Yunus Günçe yazsaydım, yerden yere vurmuşlardı beni.

■ Umursuyor musun tüm bu söylenenleri?

Umursuyorum ama yaralandığım ya da beni üzdükleri için değil. Onlara acıdığım için...

■ “Türk edebiyatının Dostoyevski’siyim” dedin mi?

Asla! Böyle bir şey demiş olmam için deli olmam lazım.

■ Seni eleştirenlere ne öneriyorsun?

Onlarla uğraşacağıma iki NBA maçı daha izlerim. Bazı ‘lifestyle’ köşe yazarları var. Bütün yazlarını beach’lerde, “Ajda Pekkan hâlâ bomba gibi. Demet Akalın şarkıları yıkılıyor” diye yazarak geçiriyorlar. Tatiller bedava. Gidilen her yerde paylaşımlar falan. O yazarlar da hakkımda yapılan bu şakalarla ilgili aptal aptal şeyler yazdılar.


Re-Yunus stand-up şov, bu akşam Kadıköy Bahane’de 21.30’da.

■ Kim bunlar?

İsim vermeyeceğim. Korktuğumdan değil hepsinin adını hatırlayamadığımdan. Ben eşgali verdim, onlar zaten anlar. Köşe yazarları sosyal medyadan beslenmemeli, onların yazdığını sosyal medya almalı. Bazı ‘köşeler’ geometrik. Gazetenin köşesinde olduğu için köşe. İçerik yok, yeni bir şey söylemiyor.

■ Ekşi Sözlük’te de hakkında sayfalarca yorum var...

Ekşi Sözlük eskiden itibar edilen bir platformdu, çekinirdik. Orada bir yazının yayınlanmış olması sosyal statüydü, şimdi değil. Ben eleştirilmeye tahammülü olmayan bir manyak değilim. ‘Tanrı kompleksi’ne kapılmış, sanrıları olan bir ruh hastası değilim. Ama ciddiye almamı istiyorlarsa sözlük ve köşe yazarları, bana ciddi şeylerle gelsin. Onları yenmek bu kadar kolay olmasın.

■ Yazarken motton ne?

Mottom şu: “Ben her şeyi yazarım, sen her şeyi okuyabilir misin?” Alıngan bir toplumuz. Ama hiçbir şeyini saklamayan birinin açığını yakalayamazsın. Ve ben saydamım. Benimle uğraşmayın artık. Zaten her şeyi söylemişim, inkar ettiğim yok.

KOMİK OLMAK İÇİN ÇOK YAKIŞIKLIYIM


■ “Cem Yılmaz’ın stand-up yaptığı ülkede stand-up yapmaya utanmıyor musun?” diyenler olmuş sana...

Aynen bu cümleyi kurdu bir gün biri bana. “Neden utanayım? Sahnede iyi olduğumu düşünüyorum” dedim. Cem Yılmaz’a teşekkür etmekten başka hiçbir duygum yok, çıtayı çok yukarı koydu. Ben komedyen ya da mizahçı değilim. Bir şeyler anlatıyorum ve komik olmak zorunda değilim ama komik anlattıklarım. Yağ oranı yüzde 9 olan stand-up’çı yok; sahnede bununla alay ediyorum. “Komik olmak için çok yakışıklıyım” diyorum; kendimle dalga geçiyorum, bazı ünlüleri haşlıyorum ama yaralayacak bir şey demiyorum.

■ Eğlenebilecek çok ünlü var mı bizde?

Var tabii. Mahkemelik olduklarım oluyor bazen ama hep haklı çıkıyorum.

OTELDEN HAVLU ÇALINIR, ADETTİR


■ “Sen de mi kitap yazdın” diyenlere cevabın ne?

Ben kitap yazmadım, yazdıklarım kitap oldu. Bana kalsa kitabın arkasına tek bir cümle yazacaktım: “Eskiden otellerden havlu çalardım.”

■ Çalar mıydın?

Çalardım ama artık çalamıyorum, arıyorlar. Otelden havlu çalınır, adettir. Çalalım diye koyuyorlar zaten. Bornoz çalmıyorum ama bavulda yer kaplıyor.

■ 10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

Belli bir yaştan sonra beni kimsenin göremeyeceği bir hayat yaşamak istiyorum. Bir yere kapanmak, alışveriş için bile dışarı çıkmamak istiyorum.

■ Niye?

Sadece yazmak ve sevdiğim kadın olsun...

ÇOCUĞUM OLMASINI HAK ETMİYORUM


■ Evlilik planı var mı?

Yok. Gerek de yok.

■ Çocuk?

Çocuk da yok. Herkesin çocuk sahibi olmasını çok büyük bir tehlike olarak görüyorum. Konuşulması gereken en önemli konu bu. Ben de şu an çocuk hak edecek bir durumda değilim. Seni hayata kimin programladığı çok önemli. Ben bir çocuğu baştan programlayacak durumda değilim. Yazılımını yapacağım, algoritmasını belirleyeceğim, ahlaki kodlar falan... Böyle bir sorumluluk alamam. Hâlâ kendiyle uğraşan biriyim.

■ Rüya gibi başlayıp kabus gibi biten evliliklerle ilgili ne düşünüyorsun?

Yedi sekiz kere evlenenlere çok özeniyorum. İnsan o kadar nasıl evlenir? Hobi gibi...

Haberin Devamı