Mesut Yar Yollar konuşamaz ki şimdi!
HABERİ PAYLAŞ

Yollar konuşamaz ki şimdi!

Haberin Devamı

Siz Bamteli ile tanımış olabilirsiniz. Tayfun Talipoğlu ile bizim hukukumuz biraz daha eskiydi...

Birlikte gülüştüğümüz anıları ne onun kadar naif, ne de dokunaklılık fukarası sesimle anlatmam mümkün değil. Tayfun ağabeyin gönüllerin bamtelini yakalayan yetenekleri ve bakış açısı vardı. Ve bu halidir zaten ölümünün duyulmasından itibaren her yüreğe keskin bir çizik atan...

Çok kez programlarıma geldi. Çok kez dertleşip, hayat meselelerinden konuştuk. Kaz Dağları’nı, Ege’yi ama en çok Anadolu’yu severdi kuşkusuz...

Ve eminim ki “Anadolu nedir?” sorusuna onun kadar içtenlikli yanıt verecek çok ama çok az güzel insan vardır...

Kenti köyle buluşturan modern bir gezgin, şimdiki ekran gezginlerinin derinlemesine rol modeli ve her şeyden önce iyi bir dost yol hikayelerini artık bu dünyada anlatamayacak...

Çıktığı yolda onun yine hikayeler biriktireceğine inanıyorum. Bir gün gelir de yeniden görmek nasip olursa, yine ağzından dinleriz. Nur içinde yat sevgili ağabeyim...

Biliyorum sektör ve insanları kalbini çok kırdı, bamtelini çok hor kullandı, biraz kırgın gittin. Ama maalesef bu da onların yoluydu. Dilerim seninki sonsuz huzura çıkar!

Hadi bu fırsatı görün!

Paramparça’yı (Star TV) giderayak izlerken içimiz aydınlansın diye hayatın tokadıyla baş edebilen iki karakterin sahnelerini kaçırmaz oldum. Çünkü geri kalanı limitsiz çöküntü...

Bana göre Keriman ve Özkan kardeşler başlı başına bir dizi konusu. Buna benzer bir ikili de Kiralık Aşk’ı sırtlayıp götürmüştü; Neriman ve Koriş! İkili yaratmada sorunu olduğunu düşündüğüm dizi sektörüne yine dizilerin kendisi iki ayrı seçenek verdi. Uyanık davranıp bu hat üstünde yürüyebilen kazanacak!

Salı geceleri alacakaranlık...

Ekranda “kara” sıfatıyla başlayan ve bir şekilde efsane olan neredeyse tüm işlerin altında Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon ikilisinin kalemi bulunuyor...

Açıkçası ben bugüne kadar yanıldıkları bir senaryo hattı görmedim. Hatta şöyle ki bu doğruları iki yazarı da sektörün transfer edilen ilk kalemleri haline getirdi...

Şimdi salı akşamları Hayat Şarkısı’nın (Kanal D) yerine yayınlanacak olan “Kara Yazı” yine ikilinin kaleminden çıkma. Yine sıfat olarak karartılmış bir hali var ve bildiğim kadarıyla da kara bir hikaye...

Ekranda mizah içeren çok iş kalmadı. Salı geceleri Anne (Star TV) ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (atv) ile alacakaranlık bir atmosferde...

Şimdi yeni bir karanlık türüyle karşılaşacağız. Neyse ki şerbetliyiz. Bahtı açık olsun diyelim!

Bitse bir türlü kalsa bir türlü!

Duymayan Kalmasın’da (Star TV) Mehmet Ali Erbil ağzından kaçırdı; “Hamdi Alkan’ın yönettiği Hayat Bazen Tatlıdır (Star TV) bitecek...”

Tam da akabinde Cengiz Semercioğlu durumu düzeltti; “Bitmiyor, oyuncu kadrosu ve hikaye değişecek”...

Aklım karıştı. Neyse bitse bir dert, hikaye değişse ayrı dert. Ekseninin tamamen değiştiğini gördüğümüz dizilerde bugüne kadar uzun, kaliteli bir ömre rastlayamadık...

Yer Gök Aşk hariç. Ama o bile bitti işte!

Mozaikte de pozitif ayrımcılık!

Gündüz ve akşam kuşağında yayınlanan yerli dizilerde yeni moda karakterlerin ellerindeki bıçak ve makas gibi kesici aletlerin de buzlanması oldu...

Ancak aynı dizilerde tabanca, tüfek gibi öldürücü aletlerin kabak gibi gösterilmesi “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dedirtiyor...

Ekranda züccaciyeye kadar her şeye mozaik atılırken cephaneliğin tam teçhizat gösterilmesi ciddi bir paradoks değil midir? Ya hepten gösterme ya da ikisini de örtme!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder