Derya Özel Yeni nesil anneler paranoyak mı olmalı?
HABERİ PAYLAŞ

Yeni nesil anneler paranoyak mı olmalı?

Haberin Devamı

Ayşe Arman’ın, küçük kızının cinsel istismar dramını anlatan anneyle olan röportajı, pek çok annenin ve bir o kadar da babanın ruhunda kocaman delikler açmıştır eminim. Okuması bile travmaya soktu bizleri. Günlerce evin içinde hayalet gibi dolaştı ben ve benim gibi anneler. Sinirimden, kahrımdan, çaresizliğimden ağladım durdum. İnsanın canı en çok, çaresiz kaldığında yanıyormuş meğer. Kendi çocuklarım değil sadece, dünyanın tüm acı çeken çocuklarına annelik yapmak, onlara sarılmak ve deli gibi korumak istiyorum işte. Ah bir elimden gelse...

Röportajın yankıları sürerken (ki umarım kalıcı çözümleri de beraberinde getirir), bir başka röportaj daha yaptı Ayşe Arman. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim dalı profesörlerinden Şevki Sözen’e, çocuğumuzu korumak için neler yapabileceğimizi sormuş. Benim dikkatimi çeken bir iki unsur vardı röportajda. Biz küçükken annemizin “yabancıların elinden bir şey yiyip, içmeyin, şeker veya çikolata vaad edenlerle konuşmayın” uyarılarının yerini, yeni nesil çocuklarda tablet bilgisayar oyunları almaya başlamış. Diyor ki Prof. Şevki Sözen; “Yeni bir oyun çıktı, gel sana onu göstereyim” derse, teknoloji vasıtasıyla kolay kandırılabilirler.”

Bir başka yerde okuduğum bir yazıda şöyle deniyordu; “Çocuklarınızın kendi bedenini tanımasını sağlayın. Vücuduna kimsenin ondan izin almadan dokunmasına izin vermemesi gerektiğini anlatın.” İşte Prof. Şevki Sözen de bu röportajda aynı şeyi söylüyor biz ana babalara. “Büyürken ona bedeninin kendine ait olduğunu ve bedeninin özel bölgeleri bulunduğu bilincini öğretmeliyiz... Ola ki biri sana istemediğin bir dokunuşta bulundu, o zaman 'Gel bana söyle' güvenini çocuğa vermek zorundayız.”

“Öp amcanın elini”
En can alıcı noktalardan biriydi belki de bu röportajda benim için. Daha geçenlerde yazdığım bayram yazısında, kızlarımın el öpmeyi yeni öğrendiklerini ve ne kadar mutlu olduğumu yazmıştım. Bizim bayram geleneklerimizden biridir bu, yoksa durup duruken kimse kimsenin elini öpmez. Sadece aile yemeklerinde yapılan geleneksel bir ritüeldir aslında. Ama bir yandan, röportajın bu kısmını okuduğumda, birilerinin elini öptürmek için çocuklarını zorlayan anne babalar geldi gözümün önüne. Bizde zorlama yok, canı isteyen dedesinin ya da halasının elini öper, istemeyen öpmez.
“Çocuk yetiştirirken en büyük hatalardan biri, 'Evladım öp Ahmet amcanın elini' deriz. Öpmek istemiyor çocuk, o akrabayı sevmiyor. Kızımızı - oğlumuzu değil, o amcayı düşünürüz. Bütün bu kaygılarımız çocuğumuza bedeninin kendine ait olmadığı hissi verir...Sevmiyorsa, sarılmak, öpmek zorunda değil, 'Merhaba' desin yeter” diyor Prof. Şevki Sözen.

Hep söylediğim bir şey vardır; çocuk büyüdükçe, onu korumaya çalıştığımız sivri köşeli mobilyaları ve mikropları çok arayacağız diye, hah işte durum aynen böyle. Daha benim bile bütün bu karanlığı aklım aklamzken, çocuklarıma nasıl anlatıp, onları koruyacağım diye düşünüyorum. Bütün anne babalar, paranoyak olmanın eşiğindeyiz sevgili okur. Ey güzel Allah’ım. Sen önce bütün masum yavrucakları bu karanlıktan koru, sonra da bizim akıl sağlığımızı koru. Amin!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder