Uğur Önver

25 Mayıs 2019, Cumartesi 08:01

Yedeklerin maçı

EMRE-Marcao-Semih-Lines dörtlüsü belki de hayatında ilk kez bir arada oynadı. Özel hayatlarında kimin kaç çocuğu var, bilirler mi? Emin değilim. O kadar birbirine yabancı bir savunma zinciri. Ancak kader onları sezonun son maçında bir araya getirdi. Zincir olamadıkları gibi yedikleri 4 gole de engel olamadılar. Özellikle Emre ve Semih’in neden yedek kaldıklarını bu maçta daha iyi anladık. Kaleci İsmail için sadece Galatasaray’ın kalecisi olamaz desem, çok mu haksızlık etmiş olurum acaba? Detaylara girmeyeyim boğuluruz.

★★★

Savunma kötüydü de hücum hattı çok mu iyiydi? Hayır, değildi hem de hiç. Yunus ve Sinan saç baş yoldurttu. Şampiyon takımın yedeklerinin böyle oynamaya hakkı yok. Diyeceksiniz ki maçın ne anlamı var ki, oyuncular deli gibi asılsın. Ben öyle düşünmüyorum. Ben o yedeklerden biri olarak saha çıksaydım, emin olun hayatımın maçını oynar iz bırakırdım. Forma böyle zamanda alınır. Hele Fatih Terim gibi usta bir hocadan, zaten forma almak zorken, bu maçta değil de ne zaman? Bu bakımdan Muğdat en azından ilk 11’e göz kırpan tek oyuncu oldu. Muğdat içlerinde en isteklisiydi. Onu ayırmak lazım.

★★★

Sivasspor’u tebrik etmeden yazıyı bitirirsek ayıp ederiz. İdeale yakın bir kadroyla sahaya çıkan Sivasspor maçın hakkını verdiği gibi 41 puanla ligde kalmayı neden hak ettiğini fazlasıyla gösterdi. Rybalka, Kone ve Hakan sadece golleriyle değil, güzel futbollarıyla da maça damga vurdu. Tebrikler Sivasspor, şahane bir kapanış maçı oldu.

22 Mayıs 2019, Çarşamba 08:01

Fatih Terim farkı

Tam da kendisinden beklenen şekilde sezon boyunca yaşadığı hiçbir olumsuzluktan etkilenmedi, emin adımlarla şampiyonluğa yürüdü. Taraftarının da tam desteğiyle tüm zorlukların üstesinden gelen Fatih Terim zaferin mimarıydı.

Geçen sene Galatasaray, nasıl ki Gomis’in golleriyle şampiyon olduysa, bu sene de Fatih Terim sayesinde şampiyon oldu. Nasıl mı?

Ozan, Maicon, Serdar Aziz gidiyor yerine daha önce yan yana oynamamış Marcao ve Luyindama geliyor. Sıfırdan iki stoperin uyumu bile en kötü yarım sezon zaman alır. Ancak Fatih Terim hiç düşünmeden bu inanılmaz riski alıyor.

Kolay değil santrforsuz oynamak, hele Gomis gibi bir gol makinasının yerini doldurmak. Sinan sahte 9 numara rolüne bürünmek zorunda kaldı. O dönem Fatih hoca, yokluktan bir ara gol umudu olarak Donk’dan medet umdu, Antalya deplasmanını onun golüyle kurtardı.

Hiçbir sezon Galatasaray bu kadar sakatlık sorunuyla boğuşmamıştır. Fatih Terim bir ara neredeyse ilk 11’e çıkartacak oyuncu bulamadı, yine de pes etmedi. Aslarından yoksun kanadı kırık savaştı.

Fenerbahçe derbisi sonrası alınan cezalar tarihe geçer. Fatih Terim’e verilen 10 maçlık cezanın yanı sıra, Donk 6, Ndiaye 5 ve Rodrigues 3 maç ceza almıştı. ‘Benim’ diyen hoca bu ağır yükün altından kalkamazdı.

Fatih Terim; ligin ilk yarısında yokları oynayanları hayata döndürdü. Belhanda ve Feghouli ilk yarıda nasıl oynadı, bakınız ikinci yarıda takımı nasıl uçurdu.

Kongrede yaşanan ve takımı olumsuz etkileyen ibrasızlık meselesine değinmiyorum bile. Fatih Terim; işte yukarıda saydığım bu olumsuzlukları hep yok sayarak, inanarak ve en önemlisi hep farkın kapanacağını söyleyerek, ŞAMPİYON oldu.

26 Nisan 2019, Cuma 08:31

Tam 90'a

FEGHOULİ’NİN attığı gol şahaneydi. İki direğin birleştiği 90 derecelik açıdan, tam o köşeden, dünyanın en iyi kalecisi olsanız, gene çıkaramazsınız o topu. Uzun zamandır tam 90’a bir gol seyretmemiştim. Özlemişim. Gol gibi taktik de tam 90’a gibiydi. Galatasaray’la şaka olmaz. Sarı-Kırmızılılar’ın izin verdiği ölçüde saldırırsın, ama arkayı boş bıraktığında da golleri yersin. Bir bakmışsın sol bek Linnes kalecinle karşı karşıya kalmış. Fatih Terim’in sahaya sürdüğü ilk 11 ve oyun anlayışı; rakibin oynaması ve Galatasaray’ın bulduğu boşlukları gole çevirmesi üzerineydi. Tam da Fenerbahçe derbisi sonrası söylediği gibi “buldun mu atacaksın, skor avantajını yakalayacaksın.” İşte bunu yaptı Sarı-Kırmızılı oyuncular bu kez. Sadece Feghouli’nin golü değil, takım oyunu da tam 90’a oldu.

★★★

Bu arada ilk yarı herhalde hiç bitmeyecek, sonsuza kadar oynanacak dedim. 45+7+8 tam 60 dakika lastik gibi uzadı. Uzadıkça gerildi, gerilim Yeni Malatyaspor’a yaradı, penaltı onları umutlandırdı. Ancak maçın adamı Onyekuru, nasıl ki ilk iki gole katkı yaptıysa, üçüncüsünde de sadece topu değil, 3 Malatyasporlu oyuncuyu da kaleye gönderdi. Futbol diliyle “3 kişi topu çıkaramadı.” Dört ve beşinci goller de işin çileği oldu.

★★★

“Keşke Onyekuru her maç böyle oynasa” dediğinizi duyar gibiyim. Sorun da bu zaten, Onyekuru her maç bu performansı sergilese Galatasaray’da değil, Real Madrid’de oynardı. Türkiye’ye gelen oyuncuların maç seçme alışkanlığı yeni bir şey değil. Galatasaray’da bir sürü böyle oyuncu var zaten. Sayayım mı? Belhanda, Feghouli, Ndiaye, Donk, Diagne... Sahi seneye kaçı kalır bu takımda?