Dr. Cihan Avaroğlu

05 Şubat 2020, Çarşamba 15:13

Duygusal zeka nedir?

IQ önemli elbette. Entellektüel yetenek yani. Ama EQ da onun kadar değerli. EQ’su (duygusal zekası) yüksek olan kişilerin, yaşamda hem başarılı hem mutlu olduğunu ortaya koyuyor araştırmalar. Yaşam boyu mutluluk ve başarı geldiğinde duygusal zeka (EQ) entellektüel yetenek (IQ) kadar önemlidir. Bireyin güçlü ilişkiler kurma, başarılı kariyer ve kişisel hedeflere ulaşmasında yardımcı olur. Duygusal zeka (EQ), stresi azaltmak için olumlu şekillerde duyguları yönetmek, etkili iletişim, başkalarıyla empati, zorlukların üstesinden gelme, çatışmayı etkisiz hale getirme yeteneğidir. Duygusal zeka dört nitelikten oluşmakta. Öz bilinç; kendi duygularını tanımak, düşünce ve davranışlarını nasıl etkilediğini, güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, kendine güvendir. Öz yönetim; dürtü ve davranışlarını kontrol altında tutabilmek, inisiyatif almak, değişen koşullara adapte olmaktır. Sosyal farkındalık; diğer insanların duyguları, gereksinimleri ve endişelerini anlayabilmektir. İlişki yönetimi; iyi ilişkileri geliştirmek ve sürdürmek, iyi bir takım oyuncusu veya lideri olmaktır.

Duygusal zeka (EQ) neden bu kadar önemli? Yaşamda en başarılı insanlar, en zeki insanlar değildir. Siz de çevrenizde akademik başarılarla dolu birçok insanın aynı başarıyı özel yaşamında gösteremediklerine şahit olmuşsunuzdur. Evet, entellektüel zeka, üniversite başarısı için gereklidir, ancak final sınavlarına gelindiğinde stresi ve duyguları yöneten duygusal zekadır. Duygusal zekanın etkileri * İş performansı üzerine: Artık birçok şirket çalışanını seçerken EQ testi uygulamaya başladı. * Fiziksel sağlık üzerine: Stres seviyenizi yönetemiyorsanız, birçok sağlık sorununa davetiye çıkarıyorsunuz demektir. * Ruh sağlığı üzerine: Kontrolsüz stres, kişiyi anksiyete ve depresyona karşı savunmasız hale getirecektir. * İnsan ilişkileri üzerine: Duyguları anlamak ve kontrol etmek, etkili ve güçlü iletişim sağlar. Duygusal zekayı nasıl yükseltebiliriz? Duygusal zeka ve karar yeteneğini geliştirmek için, duyguları anlamak ve yönetmek gerekir. Anne, baba ve ebeveynler davranışları ile yetiştirdikleri çocukların duygusal zekalarını yükselterek geleceğe hazırlayabilirler. Bunun için; -Stresi azaltın - Duygularınızı kontrol altında tutun - Sözsüz iletişim ve duygusal bağlantı kurun - Yaşamınızda mizah olsun - Çatışmaları olumlu ve güven verici davranışlarla çözün.

01 Eylül 2018, Cumartesi 05:00

Büyüklere altın klavuz

Çocuklar dünyaya gelirken kullanım kılavuzları ile gelmezler. Biz çocuk sağlığı ile uğraşan doktor, psikolog, pedagog, hemşire her birimiz kendi bilgi ve birikimlerimizle bir şeyler söyler, anne babalara pusula olmaya çalışırız. Şimdi gerçeklerle yüz yüze gelme zamanı, sıklıkla yapılan yanlışlar... İşte TOP 10:
■ BAĞIRMAK: Disiplini sağlamak için tek yol gibi görünse de asla işe yaramaz. Sesin yükselmesi, söylenenlerin algılanmasını engeller. Bu davranışın sonunda çocuklar kendilerini daha güvensiz hisseder, fiziksel ve sözel olarak daha hırçın, kaygılı olurlar. ■ AŞIRI KONTROL: Dış dünyadan ve oluşacak zararlardan koruyor gibi hissedilse de, böyle yetiştirilen çocuklar, ebeveynlerine karşı diğer çocuklara göre daha isyankar olurlar. Bu şekilde büyüyen çocuklar kaygılıdır, korkak olur, özellikle de hata yapmaktan korkar. Bırakın çocuğunuz hata yapsın, tehlike oluşmasına engel olun yeter. Çocuk bisikletten düşmedikçe düşmenin anlamını öğrenemez, gözlem, uygun koruyucu ve donanım ile bisiklete binmesini sağlarsanız düştüğü zaman ayağa kalkmayı da öğrenecektir. ■ RÜŞVET: Çocukların istenmeyen davranışlarını ortadan kaldırmak için kullanılır. Olumlu geri bildirim kullanır, onların yanlışlarına değil, olumlu davranışlarına odaklanılırsa rüşvet vermeden sağlıklı iletişime geçilmiş olur. ■ UZUN SÜRELİ MEDYA KULLANIMI: 2 yaşın altında medya kullanımının zararlı olduğunu bilmeyen ebeveyn yoktur. 2 yaşın üzerinde ise 15 dakikayı geçmeyen, günde en fazla 6 defa izin verilmesi gerektiğini de. Aksi davranışlar çocukları egzersizden uzak tutar, etkileşimi sınırlar, yaratıcılığı baskılar, uyku saatleri geldiğinde aktif halde kalmalarına neden olur.

■ UZAK EBEVEYNLİK: Çocuğun yiyecek, giyecek ve barınma gibi fiziksel gereksinimleri karşılanır. Uzak ebeveynler nadiren “Seni seviyorum” der, sevgisini fiziksel olarak göstermez. Böyle ebeveyne sahip çocuklar kendilerine güven duymazlar, saldırgan olur.

■ DÜZENSİZ UYKU ZAMANI: Yapılan çalışmalar uyku saatleri düzensiz çocukların büyüdükçe davranış bozukluğu içine girdiğini, bununla birlikte düzenli yatma programına geri dönüldüğünde davranış bozukluklarının ortadan kalktığını ortaya koymaktadır. ■ ÖZGÜR ÇOCUK: Kulağa hoş gelse de, onlara toplumun kurallarına uymama öğretilir. Ayrıca sorumluluk alma, öz denetim, öz disiplin gibi gerekli yaşam araçlarını öğrenmesine engel olunur. ■ ARKADAŞ OLMAK: Unutmayın siz ebeveynsiniz, çocuğunuzun arkadaşı değil. Rol modelini onun hayatından çıkarmayın.

AŞAĞILAMAK: “Sen kötü bir çocuksun” ya da “Seninle uğraşmaktan bıktım”gibi ifadeler, sadece çocuğun benlik saygısına zarar vermekle kalmaz, ilişkinize de zarar verir.

AMAN SIKILMASIN: Bırakın zaman zaman sıkılsın. Aksi takdirde yaratıcılığı sınırlanır, yeni oyunlar yaratması engellenir, kardeş ya da arkadaşları ile iletişim kurmasının önüne set çekilir.

18 Ağustos 2018, Cumartesi 05:00

Çocuk büyütmek zor mu?

Tam uyudu derken ağlaması, altını temizleyip uyutacakken kaka yapması ve uykusuz geceler... Bebek yeni doğduğunda saatlerin, günlerin çok yavaş geçtiğini düşünür anne babalar. Oysa zaman hızla geçiyor, önemli olan anı yakalamak, birlikte olmak.

Uzun yıllardır çocuk sağlığı ile uğraşan bir doktor olarak öğrendiğim yegane gerçek; çocuklarınızın sizlerle anlamlı zaman geçirmeleri gerektiği. Bir bebeğin doğduğu andan üniversiteye başlayıncaya kadar 940 cumartesi var. 1 yaşına geldiğinde 52, 5 yaşına geldiğinde ise 260 cumartesiyi tüketiyorsunuz. Büyüdükçe zamanlarını arkadaşları ile geçirmeye başlayacaklar. Çocuklarınızla her gün ne kadar zaman geçirdiğinizi düşünmek yerine o dakikaları unutulmaz kılmaya odaklanın. 940 cumartesi çok hızlı geçiyor, harekete geçin.

İYİ ZAMAN GEÇİRMENİN İPUÇLARI

Zamanı nasıl yavaşlatacağınızı bilmiyorum, çocuklarınızla zamanı iyi geçirmeniz için ise bazı ipuçları verebilirim.

■ Zihninizde sorunlarla boğuşurken çocuğunuzu dinler gibi yapmayın. Ya onu dinleyin ya da sadece sorunlarınızı.

■ Uyku saatini çocuklar sevmez. Pijamalarını giydirdikten sonra çıkın dışarıya. Tutun elinden, yeter ki onunla olun.

■ İştahsız çocukla baş etmek zordur. Ama akşam yemekleri tüm ailenin bir arada olması nedeniyle önemlidir. Zaman zaman yumurta gecesi, makarna gecesi yapmak sofraya ilgiyi artırır.

■ Evde tamirat varken “Ayak altından çekil” yerine, “Yardım edersen birlikte yapabiliriz” ifadesi iletişim için anahtar olacaktır.

04 Ağustos 2018, Cumartesi 05:01

Altın standart: Anne sütü

1-7 Ağustos tarihleri Dünya Emzirme Haftası olarak bilinir. Anne sütü yaşamın temelidir. Beslenme ve bağışıklığın güçlendirilmesinde eşsizdir. Çocuklarda astım, obezite, diyabet riskini azaltırken annede belirli kanser risklerini de azaltır.

HASTALIKLAR AZALIYOR

Anne sütüyle beslenen bebeklerde daha az besin alerjisi gelişir, kulak ve solunum yolu enfeksiyonları daha az görülür. Aslında tüm anne adayları hamile olduklarını öğrendiklerinde anne sütü ile bebeklerini emzirmeyi arzulasa da, birçok annenin bu ideale ulaşamadığını istatistikler ortaya koyar.

YENİ ANNELERE İPUÇLARI

■ Bebeğin dünyaya geldiği ilk saat, altın saat olarak adlandırılır. Altın saatte çıplak bebeğin, annenin çıplak göğsüne yatırılması, doğrudan deriye temas, bebeğin vücut ısısını, kalp atış hızını, kan şekerinin normal tutulmasını sağlar.

■ Yeni doğan bebeğin mide hacmi kiraz büyüklüğündedir. Annenin çok değerli sütü ilk günlerde daha farklı özellikte olup kolostrum olarak adlandırılır ve bebeğin doyması için yeterlidir. Ağlamasını açlık olarak değerlendirip mama verilmemelidir.

■ Bebeğin ağlaması tek başına açlık göstergesi değildir. Kilo alımının olması, günde 4 ve üzerinde çiş yapması, bebeğin tok olduğunun göstergesidir. Bebeğin ilk 6 ayda, ayda 500 gram alması yeterlidir.

■ Anneyle bebeğin aynı odada olması, annenin, bebeğinin davranışlarını öğrenmesini sağlar. Ağladığında değil, aç olduğunun işaretleri geldiğinde emzireceğini fark eder. Ayrıca doğru zamanda emzirmek anne sütünü de artırır.