Yasemin Candemir Yarınların umudu “Toprağın kadınları”
HABERİ PAYLAŞ

Yarınların umudu “Toprağın kadınları”

Haberin Devamı

Pek çok kadın gelecek hayali sorulduğunda “Ellerim toprağa değsin, başka bir şey istemem” der. Yves Rocher Vakfı 2001 yılından bu yana dünyada, son üç yıldır da Türkiye’de bu özel kadınları arıyor. Elleri toprağa değen, değmekle yetinmeyip değiştiren, ekosistemi tersine döngüleyen kadınları.

Sayıları hiç de az değil. Masa başı çalışan pek çok insana göre daha cesaretliler, gözü pekler ve savaşçılar. Köyünü ekolojik olarak değiştiren Özgül Öztürk, Kandıra’yı ekolojik bahçeye dönüştüren Nar Anne ve diğerleri. Bu sene Posta Gazetesi’ni temsilen Toprağın Kadınları Yarışması’nın juri üyelerinden biriydim. Gelen projelere, hali hazırda yapılmışlara, hedeflenenlere bakınca başka bir Türkiye gördüm ve o Türkiye’yi çok sevdim.

“Bir şeyler değişsin, değişmeli” diyoruz ama kılımızı kıpırdatmıyoruz malum. Sadece sosyal medyadan sallıyoruz ya da beğen, paylaş yapmanın yeteceğini düşünüyoruz nicedir. O kadınlar bize hiç benzemiyor. Birincisi gerçekler. Metrekarelerce toprağı bir günde ekip, o toprağın üzerinde üç ay uyuyabiliyorlar. Kazandıkları her kuruşu çevrelerindeki tüm yapılaşmayı değiştirmeye ve çocukları eğitmeye harcayabiliyorlar.

Bedenimiz tembel, hayallerimiz güçlü

Herkes (Bu Türkiye’ye özgü değil) kendini geçindirmenin, çocuğuna iyi bir eğitim vermenin ve mümkünse mal, mülk bırakabilmenin derdinde. Tüm bu Kafkavari yabancılaşma, yalnızlaşma eğilimi, “birlik olmayı” sosyal medyanın abartılan gücüyle birleşmek olarak algılıyor. Lüksün evrimleşmesi ve yeni anlamının “keşfetmek” olmasında da bu tembel ama hayalci eğilimlerin sonuçları gözleniyor. Dünyaca ünlü fütürist Prof. Dr. Michio Kaku’nun yorumu bize göre daha gerçekçi; O bu değişimi, toprakla bütünleşemememizin sonuçları olarak yorumluyor.

Işık tutan markalar

Yves Rocher Türkiye Genel Müdürü Elif Berker’in başkanlığında bir araya gelen ve bir şekilde hayatlarına ekolojik değişimi sokabilmiş 9 juri üyesi, bu sene Türkiye birincisinin kim olacağına karar verdi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Fransız Sarayı’nda sonuçlar paylaşılacak. O zamana kadar “birinci kadın” bizim hafızalarımızda gizli. Ama bilme halinin bizde yarattığı esas fark Türkiye’ye dair daha umutlu olmamız. Çünkü öyle kadınlarla karşılaştık, öyle kadınlar “aydınlık yarınlar” vadetti ki yeterince istenir ve cesaret edilirse bir çırpıda hayatın değişebileceğini de hissettik.

Ekonomi yorucu, eğitim içinden çıkılmaz, dönüşen binalar birer küçük hapishane haline gelmiş olabilir büyükşehirlerde. Ama toprağa değme, ağaca sarılma hayalimiz çok güçlü oldukça, biz üzerimizdeki ataletten kurtulup Yves Rocher gibi markalar taşın altına elini koydukça tüm bunlar değişebilir bir çırpıda...




Sıradaki haber yükleniyor...
holder