Yanlışlıkla...

Uğur Kurt 2 yıl önce bir yakının cenazesine katılmak için cemevine gitmişti.

Kurt avluda beklerken başka bir olaya müdahale eden bir polisin silahından çıkan kurşunla başından vurularak can verdi.

Savcı, Uğur Kurt’u öldüren polisin gaz bombası, plastik mermi veya biber gazı fişeği atan FEN silahıyla müdahale edip uzaklaştırma alternatifini düşünmeyerek beylik tabancasıyla eylemcilere ateş ettiğini belirterek, “olası kast ile öldürme” suçundan en az 16 yıl hapis cezası verilmesini istedi.

★

Dava devam ediyordu ama Uğur Kurt’un yakınları için yaşam adeta sona ermişti.

Oğlu her gün annesine babasını soruyordu.

Bu acıya her gün tanıklık eden Uğur Kurt’un önce annesi ardından da babası kanser oldular.

★

Ve dün mahkeme kararını açıkladı: Uğur Kurt’u öldüren polise önce 2 yıl, ardından mahkemedeki iyi halleri göz önünde bulundurularak 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Daha sonra bu ceza da 12 bin 100 TL para cezasına çevrilerek Uğur Kurt’u öldüren polis serbest bırakıldı.

★

Bir insanı başından vurarak öldürmenin cezası 12 bin 100 TL ve bunun adı adalet öyle mi?

Uğur Kurt’un evlat acısından kanser olmuş anasına babasına ne diyeceksiniz?

Hâlâ babasının yolunu bekleyen oğluna bunu nasıl izah edeceksiniz?

★

Berkin Elvan, Dilek Doğan, Uğur Kurt...

Türkiye “yanlışlıkla” öldürülen insanlar ülkesine dönerken biri çıkıp şu soruyu sormalı: “Yanlışlığın” bu kadarı fazla değil mi?