Diyelim ki “Demokratik Açılım” tuttu!
PKK silahı bıraktı.
Ne kadar terörist, sempatizan varsa Türkiye’ye geri döndü!
Bu demek ki…
Mahmur Kampı: Yaklaşık 11 bin
Avrupa’daki PKK’lılar: 3 bin 350-3 bin 750
Kuzey Irak’taki PKK’lılar…
Haftanin: 150
Metina: 250
Zap: 500
Gara: 200
Avaşin: 200
Hakurk: 1200
Kandil: 800 Toplam 18 bin kişi...
18 bin işsiz, evsiz, çoğunluğu eğitimsiz ve yoksul insan…
Sokaktaki 3 buçuk milyon işsizin üstüne eklenecek.
Bu insanların yeniden dağa çıkmamaları için ne yapacaksın?
Bütün gün TRT Şeş seyretmek için kafalarını sokacakları bir ev mesela!
Nerede yaşayacaklar?
TOKİ, PKK Konutları mı yapacak?
Peki ya iş?
Ne yiyip, ne içecekler?
Neyle meşgul olacaklar?
Devlette çalıştıracak kadar güvenebilecek misin?
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde müstahdem yapmayacaksın herhalde…
Hadi bakalım örgütün Adıyaman sorumlusu geldi, teslim oldu:
Atatürk Barajı’nda memur olabilecek mi?
Pervari tim komutanını gönül rahatlığıyla su havzalarında bekçi yapabilecek misin?
Van takım komutanını Çatak’ta bir ilkokula hademe yapar mısın?
“Devlette olmaz. Bir süreliğine özel sektörde istihdam ederiz”
Edersin!
Bir kilo baklava çalanı ettin, dağdan inen teröristi haydi haydi edersin!
Zaten bütün özel sektör sırada, “Bir PKK’lı da biz işe alsak” diye yanıp tutuşuyor!
Denemesi bedava:
Sorun bakalım damada, teslim olan 34 PKK’lıdan birini işe alır mıymış?
Neyse, bizimkiler hep yıkıcı eleştiri…
Süreci baltalamaya çalışıyoruz!
Siz “yapıcı ve sürece katkı sağlayan” eleştirileri dinleyin.
İçişleri Bakanı’nın bizzat çağırıp, akıl aldığı o arkadaşın geçen söylediği gibi:
“Apo’yu Paşa yapıp, Türkbükü’ne gönderelim.”