Mert Ali Başarır Washington'un çamaşır günü: El-WikiLeaks
HABERİ PAYLAŞ

Washington'un çamaşır günü: El-WikiLeaks

Lizbon sonrası alevlenen Füze Kalkanı meselesi, tam dallanıp budaklanacakken, ‘internet bombası’ WikiLeaks bir anda dünyanın çenesine vurup, başkentlerin belalısı oldu. Bu olay, ‘internet çağının’ esas şimdi başladığını muştulayanbir enstantaneydi. Ne Pentagon’un, ne Birleşmiş Milletler’in, ne de Sarkozy’nin banka hesabının heklenmesi bu kadar etkili olup, üzerinde günlerce konuşulmamıştı. Andy Warhol’un “Bir gün herkes on beş dakikalığına meşhur olacak” lafı gibi arama motorlarına ‘susturucu’ takılmadığı sürece internet, herkesin sesini duyurabileceği, düşüncelerini dünyayla paylaşabileceği bir mecra. Seyirciyi televizyon karşısına kitleyen Dünya Kupası maçları gibi, herkesi bilgisayar başına çakan ‘Arkası yarın’ 32 kısım tekmili birden politik-diplomatik diziydi bu WikiLeaks.

Haberin Devamı

Castro-Chavez ikilisi

Enformasyonla dezenformasyon karışımı, kimi sulu sepken, kimi hayli ciddi bu bilgi notlarının orijini neresiydi? Ekran arkasında kim vardı? Membaı bulmak önemliydi. Bu ifşaatın nedeni Amerikan yönetiminin bir iç hesaplaşması mıydı, yoksa Rus mafyası mı vardı işin içinde? Çin virüsü ya da NASA’ya California’dan misafir giden Arsenikkolik bakteriler olabilir miydi?

Bir dakka… Dünya Hacker’lar Birliği’nin, Somalili garsonların, El-Kaide’nin, UFO cemaatinin, hatta Castro-Chavez ikilisinin bir parmağı söz konusu muydu acaba?

Belki de LC Waikiki’den ayrılan bir grup tezgâhtardı, ya da Vikinglerdi sızıntıyı yapan?

Komposto teorileri

Analitik düşünmeyle, alakasız gibi görünen farklı siyasi-sosyal-diplomatik olayları birbiriyle ilişkilendirip tümevarıma ulaşmak, karşı tarafın kartını doğru tahmin ederek geleceğe dair okumalarla stratejiler geliştirme dışişlerinin görevi. İstihbarat çalışmaları da diğer bilgi beslenme kaynakları. Ancak her türlü veriye bir vesveseyle bakmak, yeni ‘komposto teorileri’ üretmek günümüz Türkiye’sinin yeni bir trendi. Her ağızdan bir komplo teorisi, her kalemden bir niyet okuma… Mal bulmuş mağribi misali, üzerine atlamayan kalmadı azizim. Atan atana… Havada hâlâ komposto teorileri uçuşuyor, biri iniyor, biri kalkıyor.

Haberin Devamı

Bizim başımız kel mi? Tabii ki kel… O zaman biz de bu rüzgâra kapılıp başlayalım savurmaya… Ya tutarsa diyerek?

Tehlikeli madde Davutoğlu

Azerbaycan Kralı Haydar Ağa’nın oğlu İlhan Aliyev’in “Türkiye’nin enerji merkezi olmasını istemiyoruz” dediği kripto ve ‘Sarı Potin’ Rusya’sının PKK’ya silah sattığı espiyonajı ile verilen mesajdan, ‘Kafkaslarla yürüttüğün ilişkinin sana faydası yok, kes gitsin’ anlamını çıkarabilir miyiz? Bu saptama ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için ‘tehlikeli madde’(!) yakıştırmasını bağdaştırabilir miyiz?

‘Bir defa’ yetmez ama evet

“Efendim söylenilenin aksine gördük ki AKP, Amerika’nın ‘ılımlı İslam modeli’ olmadığı gibi iki yönetimin de birbirlerinden haz etmedikleri, Washington’un hükümete kaygı ile baktığı ortaya çıktı” söylemlerine bir de bu açıdan bakalım. 12 Eylül faşizminin, üstelik de ‘Washington destekli’ yaşayan kuklalarının, hesapta yargılanması yolundaki ‘ara gazlı’ Anayasa referandumunda dolduruşa gelip “Evet” ya da “Bir defa yetmez ama evet” diyen sol cenaha, “AKP sizler gibi Amerika karşıtı, dolayısıyla 2011 Haziran Seçimleri’nde de siz yine Erdoğan’ın partisine mührü basın” şeklinde bir yorum katabilir miyiz?

Haberin Devamı

Mitinge göre sızdırma

Elde edildiği söylenen 251 bin belgenin dünyanın gidişatına bağlı olarakseçilip, web adresleri değişse de bir şekilde servis edileceği muhakkaktır. Bunun Türkiye açısından önemi, önümüzdeki seçimlere kadar miting meydanlarında AKP ve CHP’nin, Atlantik ötesine ‘biat açısından’ söyleyeceklerine endeksli olarak yeni bilgilerin ileri-geri çekileceği tahmini yanlış mıdır sizce?

Başbakan boylam hatası yapmaz

Rahmetli Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” kinayeli sözü, iyice katmerleşip perçinleşerek olağanlaştırıldığından beri, siyasetçiden, bürokrata, memurdan, müstahdeme değin uzanmış ‘rüşvet zinciri’,‘herkes yiyor’ klişesine hiç uymayan nice dürüst, namuslu, samimi insanları da cenderesine alırsa bu insafsızlık olur. Bu bağlamda Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu yolundaki iddialar gerçekten komiktir. Nedenine gelince… Erdoğan’ın, gönderilen raporda olduğu gibi ‘inatçı kişiliği’, ‘sadâretini’(!) devam ettirmekteki ısrarı, böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğinin işaretidir. Onu başbakanlığa taşıyan zekâsı, öz be öz kendi parasını dahi Batı’da bir bankaya yatırmasına müsaade etmez. Üstelik Arap Bankalar Birliği’nden liderlik ödülünü alan başbakan, böyle bir yatırımı ya da ‘gizliliği’(!) seçmede niye boylam hatası yapıp, İsviçre’yi tercih etsin?

Maslahatişgüzarlar ve kavas gibi büyükelçiler

Birleşik Devletler’de yaygın olan ‘nasılsa biz Amerikalıyız’ tarzı yönetimdeki lakaytlıklar ile elçiliklerdeki sallapatiliklerinin ceremesini Washington’un çekeceği gayet açık. Chat’leşir gibi yazılan raporlar, kriptosuz notları çaldıran Amerikan Dışişleri, Birleşmiş Milletler’deki temsilcilere ‘check up’ yapmak için kakalarının peşine düşme direktifi veren Hillary Clinton, maslahatişgüzarlar(!), ‘kavas’ gibi büyükelçiler… İşte USA (Ulusların Sam Amcası)

‘Diploman’ ve ‘kriptoman’

Artık büyükelçi denilince herkes bir adım geri atarak ona ‘diploman’(!) (sözüne güvenilmez, dedikoducu) gözüyle bakacak. Bu arada ‘kriptoman’(!) (kripto çalan) WikiLeaks’in yöneticisi Julian Assange ise herhalde Usame Bin Ladin gibi köşe bucak aranacak da aranacak.

Dünya prömiyeri geçen hafta yapılan ‘WikiLeaks Kumpanyası’ bu küresel köyümüzde devam ettiği sürece hepimiz izlemeye devam edeceğiz demektir. İyi seyirler…

“Diplomasi, elçilere kendi zaaflarını gizlemeyi öğretip, gittikleri ülkelerde siyasetçilerin düşkünlüklerini gözlemleten bir illüzyon sanatıdır.” (MAB)

“Diplomat, çorap giymeyi unutarak gittiği resepsiyonda, davetlilerde ‘yırtık çorap’ arayan kişidir.” (MAB)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder