Selin Çakar Uyan deli kızım! Yattığın #AşkUykusu'ndan uyan!
HABERİ PAYLAŞ

Uyan deli kızım! Yattığın #AşkUykusu'ndan uyan!

Haberin Devamı

Aşk, sınırları aşıldığında çok tehlikeli, hastalıklı bir duygu olabiliyor. Birdenbire hiç olmadığın bir insana dönüşebiliyor, kendinden fersah fersah uzağa düşebiliyorsun. Aşık olduğun insana 'ben seninle varım, sensiz yok olurum' dediğinde ise gerçekten de binbir emekle var ettiğin kendini bir anda yok edebiliyorsun.

Sevdiğin ne varsa, seni sen yapan her şeyi kaldırıp bir kenara atıyorsun. Oysa hayatındaki insanın, seni sen olduğun için sevdiğini unutuyorsun. Sonra yavaş yavaş huzursuz, mutsuz birine dönüşüyorsun. Yok oluyor kendine dair heveslerin. Tadın kaçıyor. Ama var gücünle ve attığın her adımda ona benzemek için sonsuz bir çaba harcayarak aşık olduğun insanı mutlu etmeye çalışıyorsun. Sen heybende hiç elma kalmamışken sırf onun istediğini yapacaksın diye bir çileği elmaya dönüştürmeye çalışıyorsun. Sonuç; kendi varlığını bir başkasının varlığında yok etmiş bir hancı, sevdiği kişiden eser kalmadığı için en ufak bir kapı aralığından çıkıp giden bir yolcu...

Uyan deli kızım Yattığın #AşkUykusundan uyan

İşte Yonca'nın hikayesi tam da bu kelimelerle dolaştı benim zihnimde. Yaşadığı birbirine zıt duygularıyla, gel gitleriyle, hayal kırıklıkları ve içinden mutluluklar çıkarmaya çalıştığı hüzünleriyle çok gerçekti Yonca. Elimi uzatsam dokunabileceğim kadar yakındı yaraları sanki. Gökçe Bahadır'ın filmdeki performansı görülmeye değerdi. Yonca'yı benim gözümde bu denli gerçek kılan da buydu. Yonca'nın hikayesini izlemek, anlattıklarını dinlemek, satır aralarındaki öfkeyi, tutkuyu, o hastalıklı aşkı görmek beni duygudan duyguya sürükledi.

Bugünden itibaren sizler de Yonca'nın hikayesini seyredebilirsiniz ve belki de filmden çıktığınızda kendinize ' Uyan deli kızım! Yattığın #AşkUykusu'ndan uyan!' diye seslenirsiniz.


Sıradaki haber yükleniyor...
holder