Hakan Çelik Şimdi ne olacak?
HABERİ PAYLAŞ

Şimdi ne olacak?

Cumhurbaşkanlığı seçiminin adayları hayırlı olsun. Umarım Türkiye’ye yakışan bir kampanya süreci yaşarız ve umarım demokrasi standartlarımızın yükselmesine katkı sağlar.

[[HAFTAYA]]

Tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanı, halkın oyuyla iki turlu bir seçim sonucunda belli olacak. CHP-MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu üç aday arasında en az tanınanı. Ekibiyle birlikte çok çalışarak bu dezavantajı kapatmaya çalışacak. İhsanoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok önemli bir kurumun liderliğini yapmış olmakla birlikte klasik siyaset söylemine uzak bir isim. CHP ile MHP teşkilat ve kurumsal düzeyde tam destek verebilirse İhsanoğlu daha yüksek enerji yakalayabilir. HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de kendisini “merkezin solunda” diye tanımlayanların da oyunu almayı umuyor. Demirtaş, son dönemdeki televizyon programlarında bütün Türkiye’nin farklı kesimlerinin de oyuna talip lider görüntüsü çizdi. Bu durum, Kürt siyasetinin milliyetçi kalıplarını kırmasına yardımcı olabilir. Erdoğan, hiç kuşku yok ki adaylar arasında siyasi birikim, hitabet dili ve deneyim açısından en avantajlı olanı. 13 yıllık başbakanlık sürecinde Erdoğan, sokakla çok etkili bir iletişim dili yakaladı. Özellikle CHP çevrelerinde “Acaba İhsanoğlu yerine başka bir aday mı olsaydı?” tereddütlerini iyi değerlendirip “Benim arkamda milyonlar var” söylemini kullanacaktır. Bugüne kadar AK Parti’nin reklam ve iletişim kampanyalarını hazırlayan Erol Olçak ve ekibi bu kez de iddialı çalışma yaptı.

Haberin Devamı

***

Erdoğan, Çankaya yoluna konsantre olurken AK Parti’nin geleceği, en hassas mesele haline geldi. Bülent Arınç, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Mehmet Ali Şahin ve Yalçın Akdoğan AK Parti cephesinde adı en çok duyulan isimler arasında olacak. Partinin ağır toplarının çoğu “üçüncü dönem kuralı”na takılıyor. Bir taraftan da genç kuşak AK Partililer, Erdoğan’a “bize güvenin” mesajı veriyor. Erdoğan, geride bıraktığı partisinin dağılmasına ve güç kaybına uğramasına izin vermez. Elinden geldiği oranda parti üzerindeki etkisini ve nüfuzunu sürdürmek isteyecektir. Ancak cumhurbaşkanı seçilirse istediği oranda partiye müdahale edemez, zaten bu doğru da olmaz. Bugünlerde üçüncü dönem kuralı çok tartışılacak, hatta kalkması için yol bulunmaya çalışılacaktır. Diğer taraftan Köşk’e Erdoğan çıkarsa Türkiye’nin yönetiminde AK Parti’nin başında her kim olursa olsun bir uzlaşma zemini zorlanır. Ancak parti, 2015 genel seçimlerini kaybeder ve örneğin koalisyon hükümeti ortaya çıkarsa o zaman halkın oyuyla Çankaya’ya çıkan kişiyle farklı görüşteki iktidarın nasıl uyum içinde çalışacağı soru işaretidir. Cumhurbaşkanı olacak kişi de başbakan da “Beni halk seçti” diyerek yetkinin kendisinde olduğunu savunacaktır. Türkiye’de yerleşik ve denenmiş bir model olmadığı için kimi hassas konularda kriz çıkabilir.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder