Pazar Postası Sefaletten ihtişama bir yaşam öyküsü...
Paylaş
Sefaletten ihtişama bir yaşam öyküsü...

Moda devleri tasarladığı takıların ünü bütün Avrupa'ya yayılan Sivaslı Hatice'nin peşinde

HABER: EYLEM KESKİN
eylem.keskin@posta.com.tr

Bazı hayatlar, hastalıklarla, büyük sıkıntılarla gelen değişikliklerle, başarılarla güzelleşir. Hatice Vural’ın hayatı da onlardan biri... Hayatı Sivas’ta fakirlik içinde başladı. Okumayı başarması neredeyse bir mucizeydi.

38 yaşında yakalandığı meme kanseri hemşire Hatice Vural’ın hayatında dönüm noktası oluşturdu. İnatçı ve hırslı ruhu sayesinde hastalığı yendi. Huzuru bulduğu İngiltere’ye yerleşerek en sevdiği şeylerden birini yapmaya takı tasarlamaya başladı. Hatigems markasıyla yarattığı tasarımları şimdi İngiltere başta olmak üzere, İspanya, Portekiz, Almanya, Fransa gibi birçok ülkede büyük ilgi görüyor. Ünlü markalar onunla işbirliği yapmak istiyor...

1965 doğumlu Hatice Vural Sivas-Kangal ilçesine bağlı Yelice köyünde işçi bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Toplam 7 kardeşler. 5’i kız, 2’si erkek. Hatice Vural ilkokul bitirince babasının tayini nedeniyle Balıkesir-Edremit ilçesinde küçük bir köye taşınmak zorunda kalıyorlar. Minik Hatice’nin ortaokula kaydının yapılması gerekiyor ama ne yazık ki okul başka köyde. Yürüyerek gidip gelmesi gerekiyor. Buna karşı çıkan babası bir gün yanına çağırıp “Tek başına gidip gelemezsin, artık büyüdün, yolda başına bir şey gelir. Sen en iyisi kardeşinin büyümesini bekle, birlikte gidip gelirsiniz” diyerek okula gitmesini engelliyor. Çaresiz bekliyor o da. Ama kararlı, okuyacak ve en büyük isteğini gerçekleştirecek, İstanbul’a gidecek. Hatice Vural iki yıl boyunca kardeşinin büyümesini bekliyor. Bu sırada da annesine ev eşlerinde yardımcı oluyor, dantel yapıyor, nakış işliyor. Tabii kitap okumayı da ihmal etmiyor. Olabildiğince çabuk hareket ederek bitirdiği ev işlerinden sonra mutlaka kitap okuyor, elindeki kitabı da en çok iki günde bitiriyor. Ev işlerinde maharetli olduğunu gören ailesi bu sefer de ev hanımı olsun diye Hatice’yi okula göndermek istemiyor. Ama o inatçı, pes etmiyor, zorla okula kaydını yaptırıyor. Bundan sonrası da iyi gelişmiyor, şanssızlıklar peşini bırakmıyor Hatice’nin. Okulu bitirmek üzereyken babası kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor. Aileyi sarsan bu üzüntü yüzünden okulu bırakmanın eşiğine geliyor ama yine pes etmiyor, hatta TÜBİTAK bursunu kazanıyor. Ancak ailesi onun büyük bir başarı elde ettiğinin farkına varamıyor, TÜBİTAK hayal oluyor, Hatice de parasız yatılı devlet okulu sınavlarına giriyor, İstanbul’da ebe-hemşirelik okumaya başlıyor...

Sağlık sorunları yüzünden takı tasarlamaya başladı

İstanbul’la birlikte yepyeni ve şansın döndüğü bir hayat başlıyor Hatice için. Burslu olduğu okulunu kısa sürede bitirip ebe hemşire olarak mezun oluyor. Okulu bitirdiği gün sevinçten gözyaşlarını tutamayan Hatice Vural “Tayinlerimiz için kura çekecektik. 53 kişiydik. Ve torbanın içinde sadece 3 tane İstanbul vardı. İstanbul’da kalmak istiyordum. Kurayı çekmeden önce annemi arayıp ‘İstanbul’u çekersem yarın yanındaydım ama Balıkesir’i çekersem iki hafta tatil yapıp öyle geleceğim’ dedim. İnsan bir şeyi çok isterse gerçekten oluyormuş. 50 kişinin içinde sadece 3 kişi İstanbul’u çekti. Biri de bendim” diyor.

Ve çok sevdiği İstanbul’da meslek hayatına başlıyor. Çeşitli hastanelerde hemşirelik yapıyor. Ta ki kendisi sağlık sorunlarıyla karşılaşana dek. 38 yaşındayken kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırılıyor Hatice Vural. Sonra da meme kanserine yakalanıyor. Kalp yetmezliği tedavisinden sonra iki memesinde de kanserli bölge temizleniyor ve silikon yapılıyor. Art arda gelen sağlık sorunları yüzünden erken emekli oluyor. Tedavi gördüğü sırada doktorunun söylediği birkaç cümle onun hayatının değişmesine neden oluyor. “Seni strese sokan ne varsa uzak durmalısın” diyen doktorunu dinleyen Hatice Vural tedaviyle birlikte zorlu bir süreçten geçiyor. O günleri “Ya önümdeki duvarı atlayıp yeni bir hayata başlayacaktım ya da orada kalıp acı çekecektim” diye anlatıyor. Ve duvarı atlamayı seçiyor.

Bir gün Paris’te bir gün Londra’da

Hatice önce kendini eve kapatıyor, hiçbir şeyle ilgilenmek, kimseden haberdar olmamak için İngilizce bilmediği halde bütün gün BBC izliyor. Dilini bilmediği bir kanalı izleyerek beynini rahatlattığını düşünüyor. Sonra da ‘Neden İngilizce öğrenmiyorum? diyerek İngilizce kitap okumaya başlıyor. Kendine “Bir yaşındaki yeğenim konuşmayı öğrendiğinde ben de İngilizce öğrenmiş olacağım” diye hedef koyan Hatice Vural, bir yılın sonunda İngilizce’yi öğreniyor. Ve sonra da sırt çantasıyla birlikte hiç gitmediği, görmediği ülkeleri gezmeye başlıyor. “Nerede olduğumu kimse bilmezdi. Bir gün Paris’te olurdum, bir gün Londra’da” diyen Hatice “Ucuz bilet bulur bulmaz bir yerlere kaçardım. Havaalanlarında, parklarda yatardım” diyor. Bütün bu seyahatlerin sonunda İngiltere’de yaşamaya karar veriyor. Hastalandıktan sonra hayata bakışının değiştiğini söyleyen Hatice Vural “Kendimi İngiltere’de çok rahat ve huzurlu hissettim. Buraya taşınmaya ve çok sevdiğim bir şeyi yapmaya, takı tasarlamaya başladım” diyor. Bristol’de yaşayan Hatice Hanım’ın takılarının şöhreti kısa sürede İngiltere’ye yayılıyor. Öyle ki Tobacco Factory Theatre gibi önemli sanat merkezlerinde sergiler açar, workshoplar düzenler hale geliyor. Kurslarına hem kadın hem de erkekler ilgi gösteriyor. Ve kısa süre sonra kendi markasını yaratıyor: Hatigems...

Hatice Vural, bugün Bristol’de 3 katlı bir evde yaşıyor, dünya modasını yakından takip ediyor, takıyla ilgili her türlü çalışmaya katılıyor, kendine her geçen gün biraz daha eğitiyor. Hatice Vural, Londra’da geçen günlerini de şöyle anlatıyor: Eğitim için geldiğim İstanbul beni hem çok yordu hem de hasta etti. Londra ise hayata bakışımı değiştirdi, maddi ve manevi olarak gelişmemde büyük katkı sağladı. Yaşadığım yerde hemen herkes beni tanır. İnsanlarla iletişimim çok kuvvetlidir. Londra’da yaşıyor olmak bana sayısız rahatlık getirdi. Artık ne zaman istersem uçağa atlayıp dilediğim yere gidiyorum, en iyi yerlerde kalıyorum. Dünyaca ünlü, hatta moda devi diyebileceğim pek çok firma benimle çalışmak için teklif getiriyor. Asistanlarımla birlikte ‘Hatigems’ için en doğru kararı verecek, işimizi bir adım ileriye götüreceğiz.”

Avrupa’da büyük ilgi görüyor

İngiliz basınında da büyük yankı uyandıran Hatice Vural’ın en dikkat çeken tasarımı patentini de aldığı eşarp gerdanlıkları. İngiltere’de ‘Turkish Breeze’ (Türk meltemi) olarak anılan, fular ve değerli taşlardan oluşan eşarp gerdanlıkları, gümüş ve doğal taşlarla kombine ederek hazırlıyor. Takıları İngiltere, Almanya, Fransa, Portekiz’de de sergilenen ve çok ilgi gören Hatice Vural’ın tasarımları şimdi de Türkiye’de görücüye çıktı. Tasarımları www.hatigems.com adlı sitesinden inceleyebilirsiniz.

Haberin Devamı