Cumartesi Postası Rojda Demirer: Aşkı kolay harcamam

Rojda Demirer: Aşkı kolay harcamam

Paylaş
Rojda Demirer: Aşkı kolay harcamam

Sonunda şeytanın bacağını kırdı. Yıllardır o kadar ‘ailemizin kızı’ydı ki onu fettan bir kadın gibi izlemek hayal gibiydi. Ama gerçek oldu! ‘Adı Efsane’ dizisindeki Seçil karakteriyle ezberimizi bozdu. Rojda Demirer ile Çengelköy’de buluştuk

RÖPORTAJ: OYA ÇINAR

Hayat bu ya... Bazıları sokaklarda koşar, yaralanır, bazıları stüdyolarda. Rojda Demirer ekranda büyüyenlerden. Dokuz yaşından beri göz önünde. Ama “Çocukluğumu yaşayamadım” melankolisi yok. Şimdi 36 yaşında ve gözlerinde istediği her şeyi gerçekleştirmiş bir kadının dingin ifadesi var.

Buluştuğumuzda çok enerjik ve sıcakkanlı karşılıyor beni. Ekranda göründüğü gibi değil, daha minyon ve güzel. Sanki hayatta hiç kötü bir şey yaşamamış gibi. Oysa hikâyesi kolay başlamıyor.

Baba tarafından Diyarbakırlı, büyük bir aşiretin içine doğuyor.

Yedi yaşında babasını kaybediyor. Hem de bir ay içinde, hiç beklemediği bir anda.

Yılbaşında çok mutluyduk, hasta oldu ve 31 Ocak’ta artık yoktu” diyor ve devam ediyor,

Ruken (ablası) ve ben, altı ay sonra öğrendik öldüğünü. Annem bir türlü söyleyememiş bize. İsveç’te hastanede diye biliyorduk. Gittiği psikolog anneme yaptığının çocuk psikolojisi için kötü olduğunu, acıyla yüzleşmemiz gerektiğini anlatınca bize söyleyebilmiş. O kadar üzgünken rol yapmak ne kadar zor düşünsene. Ne kadar güçlü bir kadın!”

Onu acıdan kurtaran sanat oluyor. Daha yedi yaşında kendini piyanoya, resime, müziğe veriyor. Sekiz yaşında radyoya giriyor ve böylece bugünkü Rojda’ya yolculuğu başlıyor...

25 yıllık kariyerinde Türkan Şoray kurallarını pek çiğnemiyor.

Öpüşme, sevişme sahnelerine mesafeli duruyor. “İşin kuralları budur, uymak zorundasın” lafından hoşlanmıyor. “Hayatta kendi bakış açım var, kendi sınırlarıma saygı duyuyorum” diyor. Üzerine çevrilen ışıklara alışkın olsa da hâlâ çekingen. Ruh halini şöyle anlatıyor: “Kamera bana dönünce kendimden çıkıp o role bürünüyorum. Ama o ana kadar strese giriyorum. Bu sistemdeki rahatlığa alışamadım bir türlü.”

İşe mutfakta başlamanın değerini öne diyor.

Gerisini ondan dinleyelim...


HIRS İNSANI YORAR


■ Bulunduğunuz yere nasıl geldiniz?

Şans ve biraz da tesadüflerle başlayan ama sonrasında hep çok çalışmakla ulaştığım bir noktadayım. Üçü bir araya gelince güzel bir pasta oluyor.

■ Ya hırs?

Hayal ettiğiniz bir nokta varsa ve oraya ulaşmadığınızı düşünüyorsanız hırs işinize yarayabilir. Ama duruşunuzdan eminseniz, birilerinin sizi yönlendirmesine, kendi hayal ettikleri kalıplara sokmalarına izin vermiyorsunuz...

■ Zirve sizin için ne ifade ediyor?

İşimizde başroller hayalin en üst noktası ama benim için değil. Bunu şımarıklık olarak algılamayın ama çok yoğun çalışacağım başrol tekliflerini reddeden bir noktadayım. Şu an kendimi tam olarak görmek istediğim yerdeyim. Sürekli fazlasını istemek hem psikolojyi hem bünyeyi yorar.


STRATEJİK DEĞİLİM


■ Aşk hayatınızın neresinde?

Her noktasında, çünkü ben aşkın kendisine aşığım. Onu kalıplara sığdırmaya çalışmak aşkın kendisine haksızlık.

■ Aşıkken nasıl bir Rojda oluyorsunuz?

Güçlü bir enerji yayıyorum. Yapamayacağım, benden çok uzak olduğunu düşündüğüm şeyleri bile yapabilecek güçte hissediyorum. Zor yakaladığım, o yüzden de kolay harcamadığım bir duygu aşk!



■ Stratejik misiniz?

Kolay aşık olmadığım için olunca kapılıyorum sanırım. Kapıldığım için de stratejiye yer kalmıyor. Olduğum gibiyim.

■ Kıskanç mısınız?

Eskiden kıskanç olduğumu düşünürdüm, ama artık anlıyorum ki karşı taraf size o güveni vermişse kıskançlık da kalmıyor ortada!

KISA KISA ROJDA


Anlamı: Güneşin doğuşu
Korkusu: Yalnız kalmak
Kusuru: Çok aceleci davranıp fevri kararlar alması
Beceremedikleri: Şarkı söyleyemiyor, yemek yapamıyor
En sevdiği: Çikolata. Zaten ablası Ruken’le Marie Antoinette adında bir çikolata dükkanları var. İçerisi Versaille’ın küçük bir odası gibi döşenmiş. Çikolatalar el yapımı, taze ve sağlıklı.

MUTLAKA ÇOCUK İSTERİM


■ Çocuk fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Yanımdakinin doğru insan olduğunu hissedersem evliliğe ve çocuğa sıcak bakarım. Çocuk dünyanın en büyük sorumluluğu! Bunu paylaşabileceğimi hissettiğim kişiden mutlaka çocuk sahibi olmayı isterim.

■ Hayattan en büyük beklentiniz ne?

En büyük beklenti’ en büyük üzüntüyü de getirebilir. Bu yüzden beni mutlu edeceğine inandığım, daha ulaşılabilir beklentiler içinde olmayı ve onları gerçekleştirme çabasına girmeyi daha gerçekçi buluyorum.

Haberin Devamı