Pazar Postası 'Ömür beni kıskanmakta haklı!'
Paylaş
'Ömür beni kıskanmakta haklı!'

'Ömür beni kıskanmakta haklı!'

Aşk şarkılarını zevkle dinlediğimiz Ferhat Göçer’le sadece aşkı konuşmak istedim. Ferhat ile gazeteci Ömür Gedik’in gerçek bir aşk yaşadıkları yuvalarına konuk oldum. Ferhat bugüne kadar özel yaşamını anlattığı bir röportaj yapmadı... Onu ilk kez çok yakından tanıyacaksınız. “En büyük aşkım sen olacaksın” dediği güzel kadınla nasıl bir hayatı var, ilişkilerindeki heyecanı nasıl koruyorlar? İşte merak ettikleriniz...

Oya Germen

oyagermen@hotmail.com

“Aşk almak değil vermektir, kendinden çok sevmektir” diye başlıyor son şarkın. Senin için de öyle midir aşk?

Aşkta bir fedakarlık durumu söz konusu tabii. Kendinden daha çok sevdiğin insanı düşünme halidir aşk. Bedeninde ve ruhunda sadece onu hissetme duygusudur.

Hayatından çıksa bile, aynı şekilde sevilebilir mi?

Ayrılma nedenleri ve ayrılma esnasında neler yaşandığına bağlı. Nice insan tanıyorumki, hayatları boyunca birleşememelerine rağmen birbirlerini sevip, bu tutkulu aşk hikayelerini kendi içlerinde yaşatmışlardır.

Nasıl bir sevgilisin?

Ömür’le yaşadığımız ilişkiye göre konuşuyorum. Sadık ve güvenilir olduğumu söyleyebilirim. Sözümün eriyim. Sevgimin arkasında dururum. Karşımdaki kadına sevgimi hissettiren, yaşatan bir adamım...

Aşk şarkılarındaki gibi romantik misin peki?

Kesinlikle! Dışarıdan baktığınızda pek fazla algılamayabilirsiniz bunu. Sert bir görünüşüm vardır. Hayatın akışı içindeki sorumluluklarım, gelecek için kaygılarım beni farklı gösterebilir. İç dünyamda romantik, duygusal bir adamım...

Aşkına, Ömür’e yansıması nasıl oluyor?

Aşkımızın en güzel dönemini yaşıyoruz. Sevgimizi birbirimize ifade ediyoruz. Kavgalarımızı da yapıyoruz. Her şey var bu ilişkinin içerisinde.

Nasıl tanışmıştınız Ömür’le?

4,5 yıl önce Ömür’ün TV programına konuk olmuştum. Dört yıldır da beraberiz. 22 Nisan’dı unutmuyorum... ‘Beethoven’ı Anlamak’ diye bir film vardı. “Bu konuyu kiminle konuşabilirim” diye düşünmüş, beni davet etmişti. Önce arkadaşlarımızla sinemada filmi izledik. Sonra o bir dönem seyahate gitti. Onun da müzikle ilgili geçmişi var. Döndükten sonra bir iki ortak müzik çalışmamız oldu. Dostluğumuz, sevgimiz gelişti.

Ömür hayatında ne kadar önemli?

Artık hayatımın merkezinde Ömür var!

Önceliğin her zaman sevgilin midir?

Evet hayatımın merkezinde Ömür var. İşle, sosyal yaşamımla ilgili bütün planlarımı, aklına gelen her şeyi Ömür’le birlikte organize ediyorum. Ya da o, çalışmalarımın içerisine dahil oluyor. Seyahatlerimizde de birbirimizi hiç yalnız bırakmamaya çalışıyoruz. Çok güzel ve anlamlı bir şekilde hayatı dolu dolu paylaşıyoruz...

“Aşk fedakarlıktır” demiştin, sevgilin için yaptığın en büyük fedakarlık ne oldu?

Daha önceleri sosyal hayatımı çok savruk yaşayan bir insandım. Bir dengem yoktu. Ömürle tanıştıktan sonra, hayatımı dengeye soktum...

Hayatını dengeye sokman fedakârlık mı?

Bir sanatçı için durum çok farklıdır. Hayatını toparlayabilmek, evinin çatısı altında, sevdiklerini, çocuklarını toplayarak, hepsinin sorumluluğunu alıp başlarına geçmek ve bu sistemi kurmak çok kolay yapılacak bir şey değil. Sen ne demek istediğimi anlarsın. Başkalarına çok normal gelen bir şey, bir sanatçının hayatında, çok ağır bir görevi üstlenmektir. Çok mücadele ettim. Bunu hem Ömür adına hem ikimiz adına yaptım...

Başta yaparsın belki ama yürütemeyebilirsin. Kadının hayati bir önemi var değil mi?

Önceki ilişkilerime haksızlık yapmak istemem. İlişkiler, evlilikler yaşadım çünkü. Orada da sorumluluklarım ve bir hayatım oldu. Ancak şu bir gerçek ki; Ömür’de her şeyi daha fazla hissederek, daha fazla paylaşarak yaşıyorum...

Ömür’ü, bugüne kadar hayatına giren kadınlardan farklı kılan özellikleri nedir diye sorsam, ilk aklına gelenleri söyler misin?

Farklı olan, detaylarda gizli aslında. Hem normal ilişkiyi yaşayıp, hem içinde fırtınalar kopan bir beraberlikten bahsediyorum. Diğer ilişkilerimden en bariz farkı bu galiba.

İçinde fırtınalar kopan bir ilişki derken?

Bizim tartışmalarımız da çok olur, kavgalarımız da. Ama sevgimiz de çok büyüktür.

Sen zor bir adamsın galiba?

Romantik olduğum kadar çok sert, acımasız olduğum zamanlar da var! Bir sanatçıyla beraber olmak da her kadının kaldırabileceği bir şey değildir...

Hiç yoktan kavga çıkardığın doğru mu?

Hiç yoktan kavga çıkarırım denemez ama bizim aramızda hiç yoktan kavga çıkabilir!

Ne olur da çıkar?

O anda kavganın sebebini anlamazsınız...

Öncesinde yaşanılan bir şeyler olmalı...

Evet aynen öyle olur! Bana neden bağırdın, bana neden kötü baktın gibi bir sözün, o an için bir anlamı yoktur ama aslında o sözlerin bir öncesinde olan bir şeyler vardır mutlaka. Ya ben bir şey yapmışımdır, ya da aramızda daha önce yaşanan duygusal bir özensizlik olmuştur.

Kavgadan sonra odalarınızı ayırdığınız oldu mu?

Küsüp ayrı odalarda uyuduğumuz oluyor...

Kaç gün sürüyor bu durum?

Bir günü geçmiyor. Bana kalsa, kavgadan sonraki küslük devam eder. Üç gün, beş gün, on gün... Ondan sonra geri dönüşü olmayan bir noktaya gider. Ömür, hemen müdahale ediyor. Kadının üstlendiği rol, her zaman önemli oluyor. Erkekler biraz aptallar.

Kısa küslüklerden sonra barışmak, heyecan katmaz mı ilişkiye?

Mutlaka heyecan katıyor. Bu konuda itiraf etmeliyim ki; ben Ömür kadar hoşgörülü olamıyorum. Daha sert olabiliyorum.

Sonuç olarak ‘aslında ilişkiyi yürüten kadındır’ diyorsun...

Yüzde yüz. Erkeğe kalsa, saçma sapan bir noktada kopup gidiyor.

Aramızda çıkan sorunları içimize atmak yerine, o anda dile getirmek mi lazım?

Bu aslında Ömür’ün izlediği bir politikadır. Ömür, bir problem olduğunda veya bir şeyden rahatsızlık duyduğunda, daha ileriye taşımadan hemen halletmek ister. Ben biraz daha tutarım... Ya geçeceğini düşündüğüm için ya da o anda tartışmak istemediğim içindir... Ömür daha dışa dönük bir insan, ben biraz daha içe kapanık yaşarım. Belki de kendimi koruma haline giriyorum. Serde erkeklik var ya...

Sevgiline söylemek isteyip de söyleyemediğin bir şeyler var mı hala?

Şu ana kadar böyle bir şey olmadı. Her şeyi çatır çatır konuşuyoruz!

İlişkide büyü neden bozulur?

Sosyal çevrenin etkili olduğunu düşünüyorum. Arkadaş çevrenize çok dikkat etmeniz gerekiyor. İyi giden bir ilişkide, etrafınızda mutsuz insanlar varsa dikkat etmeli. Ya da dostunuz, arkadaşınız gibi görünen ama temelde çekemeyen insanlardan uzak durmak lazım. Sizin sahip olduğunuz güzel değerlere zarar verebilirler. Kıskançlık, ilgi eksikliği, fazla soru sorma gibi şeyler olabiliyor... Bunların dozunu iyi ayarlamak önemli. İkimiz de kıskancız...

Sorgu sual çok mu oluyor?

Ömür gazeteci olduğu için, işi icabı galiba, sorgusu suali biraz fazla olan bir ilişki yaşıyoruz. O anda kızsam bile sonuçta haklı buluyorum... Benim mesleğim gereği, Ömür’ün bu konuya daha farklı yaklaşması, ilişkisini koruması adına yaptıkları, genelde çok hoşuma gidiyor. Yani beni kıskanmasını haklı buluyorum. Kolay değil koruyabilmek..., kadınlardan korkuyorlar Aslında erkekten daha çok kadınlar, ilişkisini korumak mücadelesi veriyor... Kadınlar, kadınlardan korkuyor çünkü... Anlatabildim mi, bilmiyorum...

Özgürlüğünün kısıtlandığını düşündüğün oluyor mu?

Evet, özgürlüğümün kısıtlandığını hissediyorum ama kabul ediyorum kısıtlanmak zorunda... Ömür, benim için sorun yok der, bunu samimiyetle mi söyler, söylemez mi onu ayrı tartışmam gerekir. Ama hak veriyorum...

Etkilendiğin, aklının kaldığı birileri olmadı mı hiç veya keşke yalnız olsaydım dediğin birileri?

Dört yıldır gözüm Ömür’den başka hiç kimseyi görmüyor inan! Daha dün akşam Ömür “Sana puding yapacağım” dedi. O arabada beklerken süt aldım. Marketten çıktım arabaya yürüyorum. Ömür’e bakarken içimin titrediğini hissettim, biliyor musun? Yalnız olsaydım demek aklıma bile gelmiyor.

Bir erkeğin en büyük hayal kırıklığı ne olabilir?

Aldatılmak! Fikren bile aldatılmak, bir erkeğin kaldıramayacağı en ağır yüktür.

Kullanıldığını mı hisseder?

Evet, erkek kullanıldığını hisseder. Kadının iç dünyasının farklı olduğunu, gizli hesaplarının olduğunu anlar. Bence günümüz dünyasının en büyük hazinesi güven duymaktır. Çünkü az bulunan ve kolay kaybedilen bir duygudur.

Aynı evi ne zamandan beri paylaşıyorsunuz?

Yaklaşık üç yıl oldu... İlk bir yıl ayrı evlerdeydik...

Evlenecek misiniz?

Tabii, kısa bir süre sonra evleneceğiz. İlişkimizde her şey çok güzel gidiyor. Başlangıçtaki heyecanın yeri her zaman ayrıdır ama bizde değişen pek bir şey yok. Dün akşam yine tartıştık. Sen beni niçin aramıştın, ne hissetmiştin o zamanlar gibi konularda. Şimdilerde biz hayatımızı çok keyifli yaşıyoruz...

Karı koca gibi yaşarken, sevgili olarak kalabilmek mümkün mü?

Zor bir şey tabii. Ama şu var ilişkinin tazeliğini sürdürebilmek için sevgili gibi olma noktasından pek uzaklaşmamak lazım. Kendi adıma işin sırrı; yapmaktan mutlu olduğunuz şeylerden çok vazgeçmeyin. Yanınızdaki insan da bu noktada saygı göstermeli.

Örnek vermeni istesem...

Mesela alışveriş yapmaktan mı zevk alıyor, pek fazla müdahale etmeyeceksiniz. Onaylamasanız da... İnsana hareket alanı bırakmak lazım. Hem dahil olacaksınız hem etkisiz eleman olmaya çalışacaksınız.

Çok şanslı bir erkeksin, Ömür çok özel bir kadın...

Evet çok şanslıyım. Biz hep birlikteyiz ama yirmi dört saatimiz de hep farklı geçer. İnan, evde şöyle bir oturmayı, kafa dinlemeyi özlüyoruz. Bu da renklendiriyor yaşantımızı...

Ayrı düştüğünüz konular olmuyor mu?

Hayvanlara davranış modelinde taban tabana zıtız. O hayvanlara insani değerler yüklemesinin ötesinde, insanlara davranmadığı kadar nazik davranır. Ben de çok hayvan severim ama onlara, anladığı dilden davranmak gerektiğini düşünüyorum. Hayvanları eğitmek için izlediğimiz yol aynı değil. Bu bizi tartışmaya kadar götürür...

Çocuklarınız birbiriyle anlaşıyor mu?

Ömür’ün kızı Tayga, diğer çocuklarımızdan daha büyük. Kızlarımız çok iyi anlaşıyorlar. Tayga ablalık yapıyor Yağmur’a. Çok iyi yetişmiş bir kız, Yağmur’a örnek oluyor. Benim için büyük bir hediye oldu bu...

Sevgililer Günü’ne az kaldı... Özel bir hazırlığın var mı?

Ömür, mutlaka o gün için bir sürpriz bekliyordur benden, eminim! Diğer özel günlerde olduğu gibi... Tabii hazırladığım bir şeyler var. Onun da sürprizleri vardır. Beni en çok şaşırtan sürprizi, Beyaz Show’da şarkı söyleyerek yanıma gelmesiydi. Cesaretine ve ince düşüncesine hayran olmuştum...

Sen onu şaşırtan bir şey yaptın mı?

Henüz onun kadar unutulmayacak bir sürpriz yapamadım...

Bu yazı 6 Şubat 2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır

4

Haberin Devamı