Erkut Can Nazar değmesin
HABERİ PAYLAŞ

Nazar değmesin

Haberin Devamı

Partilerin referandum kampanyaları geçen hafta başladı. Ve ne güzeldir ki, bir bahar havasıyla başladı. CHP’de başlayan yumuşak dil, hemen AK Parti’ye, hatta ‘tarafsız’ Cumhurbaşkanına bile sirayet etti.

Ne dersiniz, geçen Pazar düşen, baharın habercisi 1’inci cemre, siyaset toprağına mı düştü acaba. İnşallah 15 Nisan akşamına kadar böyle devam eder. Başbakanın dediği gibi, herkesin boyunun ölçüsünü alacağı, kazananı belli olmayan bir referandum bu. Şimdilik evet ve hayırlar eşit gözüküyor ama, hala ikna olmamış seçmen sayısı öylesine çok ki, bu sayının bir tarafı seçmesi, en az 5 puan gibi gözüküyor. Türkiye için hayırlısı olsun.

★ ★ ★

Şimdilik, CHP sade, gösterişsiz bir dille doğrularını söylüyor. AK Parti de, her fırsatta ya da fırsatlar yaratarak kendi doğrularını.

Ancak yeni moda mı bilemem, AKP’nin ilçe ve gençlik yöneticilerinden bazı aykırı sesler, sonradan büyük tepki çeken, hatta partiyi de rahatsız eden paylaşımlarıyla, bu bahar havasına limon sıkıyorlar. En son Anamur’da bir aykırı sesin Atatürk için, “Keşke olmasaydı, Türk’e benzemiyor” demesi gibi.

Neyse ki susturuldu, gitti. Muhtemel aykırılara da bir uyarıdır bu. Bu bahar havasında bir tek Başkan Gökçek imtiyazlı galiba. “Bağırta bağırta” işler bitiriyor.

Neyse onu da kendi haline bırakalım, konuşsun.

★ ★ ★

Çünkü öyle bir referandum ki bu; yine Başbakanın dediği gibi, mevcut iktidar, ne çıkarsa çıksın yoluna devam edecek. Taa 2019’a kadar.

Ben ‘Erken seçim kaçınılmaz’ demiyorum. Kaçınılmalı. Bu ekonomik krizde zaten 2 ayımızı kaybediyoruz. Bir de aylarca seçim kaybı yaşamak felaket olur. İşsizlik zirvede, turizm çakıldı gitti. Ekmek lazım ekmek.

★ ★ ★

Ve bütün bunlar olurken Kasımpaşa çocuk yuvasında ailesinden koparılıp devlet güvencesine alınan, 13 yaşındaki kız çocuğu defalarca tecavüze uğruyorsa, 15 yaşındaki annenin 2 aylık bebeğine tecavüz ediliyorsa, evet deseniz, hayır deseniz ne fark edecek? Okul, yuva, yurtlarda bu iğrençlik devam edecekse, kim ne derse desin bana ne. Nokta.

HER ŞEY YOLUNDA HOCAM

2009’da kaybettiğimiz Türkan Saylan’ın kurduğu ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) 28. yılını tamamladı. 28 yılda, 100 bine yakın ilkokuldan üniversiteye öğrencilere burs verdi. 2 lise, 24 ilköğretim okulu, 32 köy okulu, 36 öğrenci yurdu, 17 eğitim ve kültür evi, 17 derslikli 6 ana okulu, 769 ana sınıfı ve 565 oyun parkı yaptı.

Pardon yaptı dedim.

Doğrusu sizler yaptınız. 20 yıl onunla, 8 yıl onsuz. Attığı temel, çıktığı katlar o kadar sağlammış ki, binlerce kadın gönüllü ile, daha da artan bir yardımseverlik duygusu ve de Atatürk ruhu ile çığ gibi büyüyerek devam ediyor. Eminim ki, Türkan Ablamız, cennette, son günlerinde yaşatılan acımasızlığı unutmuş, rahat rahat uyuyordur.

Onu bir sözü ile bir kere daha analım. “Her eğitimli kadının bu cumhuriyete borcu var.”

VAR BİR HİKMET

Evlilik programları bir süredir gündeme gelip gidiyor. Aile Bakanı rahatsızlığını bildirmesine, bir programın sunucusunun “Kimseyi evlendiremiyoruz” demesine, Diyanet’in bu programları Cuma hutbesine sokmasına rağmen değişen bir şey yok.

Bana göre en ağır eleştiriyi de Başbakan yardımcısı Kurtulmuş yaptı ve, “Aileyi ortadan kaldıracak yıkım programları, maalesef televizyonlarda gösteriliyor. Bunlar Türk örfüne, milletimizin dinine, yaşantısına uymayan hususlar. Hainane, aileyi tahrip edecek şekilde bu evlilik programları. RTÜK bir sürü cezalar veriyor ama, bu cezalara rağmen yine aynı melaneti işlemeye devam ediyorlar” dedi.

Doğruya doğru. Milletimizin dinine, örfüne, yaşantısına uymuyor. O zaman Adnan Hoca olarak tanınan Adnan Oktar’ın TV kanalındaki görüntüler uyuyor mu? Aynı tornadan çıkmış, yarı çıplak kadınlara, modern İslam’a dayanarak dini nasihatler vermek uyuyor mu?

Geçenlerde Face’de gördüm. Kediciklerden bir kadın, gözlerini hocasından ayırmadan oynuyor da oynuyor. Hocası da el çırpıp ‘Maşallah’ diyor. Gelin de Kurtulmuş’un şikayetlerine uydurun bakalım. Bunda bir hikmet var ama ne. Bu çıplaklık, dokunulmazlık zırhına daha kolay giriyor demek ki.

Atışmaya kapak

İngiltere Savunma Bakanı Fallon, Rusya’ya gönderme yaparak, “Ayının pençelerini Libya’ya sokmasına ihtiyacımız yok” demişti. Rusya Savunma Bakanı Şoygu ise, Fallon’a içinde çok şey barındıran acı bir cevap verdi. “İngiltere’de ayıya talimat verebilecek bir hayvan olduğunu sanmıyorum” dedi. İşte dış politikada siyaset yapmanın geldiği yer.

Ama usta işi.

Aşağılanmanın, aşağılaması. Güncel tabirle “Kapak.”

CIZZZ

Advocaat sonrası ismi gündeme gelen bahtsız hoca Yılmaz Vural, “Fenerbahçe’yi şampiyon yaparım” dedi. Daha ufak at be Debreli Yılmaz, bunu kanaryalar yiyemez.

DİLENCİ...

Adam dilenciye 5 lira para verir. Dilenci paraya bakar, “Yahu sen iki sene önce 20 lira verirdin, geçen sene 10’a düşürdün, şimdi de 5 lira veriyorsun. Neden?” der. Adam, 2 sene önce evlendim, geçen sene çocuğum oldu ondan böyle oldu deyince, dilenci hemen cevap verir: “Desene benim parayla ev geçindiriyorsun! Kıymetimi bil.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder