Yazgülü Aldoğan Mağdur, mağrur, öfkeli baba!
HABERİ PAYLAŞ

Mağdur, mağrur, öfkeli baba!

Maşallah hiçbir şeyden geri kalmıyor. Tutukluluk diyorsun, “Beni de tutukladılar” diyor. İşkence diyorsun, “Ben de işkence gördüm” diyor. Dinleme diyorsun, “Beni de dinlediler” diyor! Darbe desen ona karşı yapılmak istenmiş. 28 Şubat ona karşı. Hopa’da, ODTÜ’de her yerde herkes ona karşı. Medya dersen ona karşı. Köşe yazarları ona karşı. Pardon, ana akım medya ve onun yazarları...

Bu da elektrik gibi bir şey mi ne? Sonuç olarak bizim Başbakan her durumda mağdur! Tam on yıldır iktidarda. Ne yargı kaldı, ne asker, ne üniversite rektörü, ne bürokrat değiştirmediği. Her yer yandaşa teslim. Canları istedi mi kanun hükmünde kararname! Olmadı mı zaten çoğunluk var, biraz tahammül edersin aykırı sese, eller kalkar iner, çıkarırsın istediğin yasayı. “İstemezük” dediğimiz her yasa, her kararname, her yapı, her köprü, her kurum, her kişi, anında yürürlükte, uygulamada, başımızda. Hem de dalga geçer gibi, “Din dersi zorunlu olmasın” dediğimizin ertesi günü ‘ÖSS’de dinden 13 soru çıkacak’ müjdesi geliyor! O derse girmese de İHL’de gizlice derse girer öğrenir çocuklar, dua sena...

Haberin Devamı

ÖYM’leri kapattılar, hakimler daha beter zulüm yapıyor. Milletvekili seçilenler, ölümcül hastalığı olanlar, suçu belli olmayanlar senelerdir tutuklu. Mağdur olan AKP. Mağdur olan AKP iktidarı. Baba bu nasıl iktidar? Hem de ceberrut bir iktidar: TV dizilerine bile karışıyor. Ama mağdur! Mağduriyetin en samimi açıklaması ise şu: Sabahlara kadar çalışıyor, kendini yıpratıyor, bir de utanmadan eleştiriyorlar. Halbuki yazsalar ya açılan 202 tesisi, yazsalar ya çılgın projeleri... Bir tutturmuşlar gazeteciler hapiste, bir tutturmuşlar polis biber gazı sıkıyor, bir tutturmuşlar Başbakan sert konuşuyor.

[[HAFTAYA]]

Gazeteciler iktidarın olumlu icraatlarını yazsaydı tutuklanmayacak, üniversitedeki öğrenciler protesto yerine “ODTÜ seninle gurur duyuyor” diye bağırsaydı gazı yemeyecek, hatta Başbakan otobüsünden inip onlarla hatıra fotoğrafı çektirecek, korumalar da çikolata dağıtacaktı! Başbakan kızıyor bu karşı çıkanlara, azarlıyor tabii. Hem o gündem yaratmasa biz ne yazacağız? “İyilik de yaramıyor bu millete” diyor, ben de ona yanıyorum!

Haberin Devamı

Sanat, sadece sanat değildir, ekonomidir!

Bitirdiğim üniversitelerden biri de İKSV’nin (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) sanat ve kültür faaliyetleridir! 40. yılına girdiğine göre sadece lisans değil, izlediğimiz evrensel değerlerdeki sanat eserlerini düşünerek üstüne bir de master, doktora koymak gerek! İstanbul’u dünyanın sayılı kentleri arasına sokan, heyecan verici bir metropol yapan özelliklerinden biri de İKSV. Önce müzik, sonra sinema, tiyatro, tasarım derken sanatın bütün dallarına atladılar.

Geçenlerde 2012’nin değerlendirmesini yaptılar: Sinemayı 140 bin, tiyatro ve klasik müziği 24 biner, caz festivalini 50 bin kişi izlemiş! 40. yıl kutlamaları için özel olarak gelen La Fura dels Buls’un havada uçan metal atlarına tam 9 bin kişi hayran olmuş, biri bendim. Toplamda bu yıl etkinlikleri 476 bin kişi izlemiş. 2011 yılında izleyiciler bilet parası dışında 17 milyon TL harcamışlar etkinlik mekanlarında. 10 bin kadar da yabancı seyirciden bahsediliyor. Ekonomik bir rapor hazırlanmış ama kafanızı rakamla şişirmeden söylenmek istenen şu: Ortada sadece sanat yok, ekonomik bir faaliyet var. Bunun için “Devletin yaptığı katkı devede kulak.

Haberin Devamı

Sponsorların daha fazla yardım etmesi için hiç olmazsa bu para gider gösterilsin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın payı arttırılsın” deniyor. Yoksa dünyanın en önemli sanatçılarını İstanbul’dai bilet fiyatlarıyla izleyebilmenin imkanı yok! Haa, “İçine tüküreyim” diyorsanız, sanata da gerek yok. Hanzo hanzo otururuz hep birlikte!

Canlıdan sürpriz hediye olmaz!

HAYTAP’ın (Hayvan Hakları Federasyonu) başlattığı kampanyayı destekliyorum. Lütfen, sevdiklerinize, mutlu olacaklarını düşünüp kedi-köpek yavrusu hediye etmeyin. O bir canlı, pelüş oyuncak değil. Hediye edeceğiniz kişi onu ilk görüşte sevebilir, hoşlanabilir ama bakacak koşulları olmayabilir. Sokaklar, ormanlar, hatta Adalar terkedilmiş hayvan dolu. Ve o güzelim küçücük yavrular sokağa terkedilmiş, yiyecek, ilgi ve sevgi peşinde. Petshoplardan hayvan satın almayın.

Anne sütü almadan, bağışıklık sistemi güçlenmeden, yarı hasta alınan bu yavrular siz tam ona alışıp bağlanmaya başlarken hastalanıyor. Üzüntüsü, harcadığınız para cabası. Bir hayvan beslemek istiyorsanız önce hayvan barınaklarını, sonra hayvanı yavrulayan kişileri internetten arayın. İnanın böylesi çok daha sağlıklı olacak.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder