Yasemin Candemir Kullandığınız güzellik ürünü sağlığınızı tehdit ediyor olabilir!
HABERİ PAYLAŞ

Kullandığınız güzellik ürünü sağlığınızı tehdit ediyor olabilir!

Haberin Devamı

Bu röportajı okuyunca sabah bol kimyasal içeren duş jeli ile banyo yaparken iki defa düşüneceksiniz. Sabahları alüminyum içeren deodorant sürerken ya da doğal içeriklerden oluşmamış rujunuzu sürerken kafanızda soru işaretleri oluşacak...Okuyun, beraber tartışmaya devam edelim...

Kullandığınız güzellik ürünü sağlığınızı tehdit ediyor olabilir
Geçen hafta yazdığım güzellik yazısı ufak çaplı olay yaratıp, herkes daha fazla detay isteyince doğal markalardan biri ile röportaj yapmak farz oldu. Neleri hatalı yapıyoruz, neleri kafamızın arkasına itiyor görmezden geliyoruz, hepsini masaya yatırmak için L’Occitane Türkiye Genel Müdürü Pınar Akçam’la bir araya geldik. Dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Bizler gibi güzelliğe hayatını adayanlar için bu tür sosyal sorumluluk çünkü...

-Güzel kokmak, cilt sağlığımızı bozmamak ve kaliteli ürün kullanmak istiyoruz. Fakat maruz kaldıklarımız tek kelimeyle korkunç. Alüminyum, sülfat, paraben ve diğerleri. Bunlarla saçımızı, vücudumuzu temizlemek bize aslında neler yapıyor?
Öncelikle cildimiz, saçımız, vücudumuz için kullandığımız tüm ürünler cildin üç katmanına erişebildiği için, cildimizin var olmasının bir sebebi var. Cildimiz bedenimizdeki en büyük ve en değerli organımız, ağırlığı yaklaşık 4.5 kilo olan bir parçamızdan bahsediyoruz. Cildimizin ana görevi bedenimizi dış etkenlerden korumak, ısısını regule etmek, toksin atmak, nefes almak, hissetmek, bedenin ihtiyacı olan suyu nemi emmek. Bu görevleri yapabilmesi için cildimize gereken özeni göstermemiz çok önemli. Kozmetik ürünü olarak cildimizle temas eden ürünler sadece cilt katmanlarımıza temas edebilmesine rağmen, cildin fonksiyonlarını yapmasını engelledikleri taktirde zarar verici olabilirler.

-Avrupa doğal ürünlerde yüzde 10'a kadar kimyasala izin veriyor. Ama Türkiye'de doğalız diye konuşup neredeyse yüzde 60 oranında kimyasal kullanan pek çok marka satılıyor. Bunun kontrolü nasıl yapılmalı? Tüketici ilk olarak neye dikkat etmeli?
Örneğin “Alüminyum tuzu” gözenekleri tıkadığından dolayı, terleme ve toksin atma fonksiyonlarını engellemeye, sonucunda alzheimer veya göğüs kanseri gibi sonuçlara sebep olabilecek boyuta getirebilir. Paraben kullanımı da yine kanser ihtimali nedeni ile kullanımı sakıncalı maddelerden. Ancak rafa konulmuş organik sertifikalı bir ürünlerde bile yüzde 5 oranında da olsa koruyucu kullanılıyor. Burada önemli olan kullandığınız kimyasal koruyucuların türevleri ve oranları.

Etrafımız tamamıyla deterjanından sabununa, gıdasından soluduğumuz havaya kadar bu kimyasallarla çevriliyor. Bu nedenle seçicilik ve vücudu bunlara en az seviyede maruz bırakmak çok önemli. Bir diğer önemli konu da bu toksik kimyasallardan vücudumuzu düzenli olarak arındırmak. Yani spor yap, bol su iç terle, terlemeye engel olma, toksin atıcı gıdalar tüket, marka seçimlerinde hassas ol...Biz L’Occitane olarak kökeni belli üreticilerle ve seritifikalı mahsüllerle üretimimizi yapıyoruz. Üretimimiz de tek bir fabrikada, tamamen kontrolümüz altında yapıldığı için tüm ürünlerimizin takibini yapabiliyoruz.

Kullandığınız güzellik ürünü sağlığınızı tehdit ediyor olabilir

-Doğallığın oranı yüzde 60’sa “Ben Doğalım” diyemez
Doğal iddiası olan markalar, genelde doğal ürün veya doğal marka iddiasında bulunamaz, çünkü bu iddia için yüzde 95 doğal içerik koşulu olması gerekir. Ancak ürünün içerisinde doğal herhangi bir içeriği kullanan marka da yüzde 60 kimyasal da olsa ben doğalım diyerek piyasaya çıkıyor. Bunun için tüketicinin dikkatli olması, emin olmadığı ürünlerde içerik temininde ısrar etmesi, içinde doğal kelimesi geçen her markayı gözü kapalı almaması gerekiyor.

Şu anda önerebileceğim, tüketicinin içerik kontrolü yapması, sorgulaması, ve açıldıktan sonra dayanıklılığı gösteren ibarelere dikkat etmesi.

Açıldıktan sonra 6 ay içinde tüketin denilen ürün fazla kimyasal içermeyen üründür.

-Ellerimiz, yüzümüz, saçımız ve koltuk altımız kimyasalı direkt emen bölgelerimiz. Duş jeli, deodorant, krem ve ruj kullanımında bizim için ön planda olanlar neler olmalı?
Duş jeli, deodorant ve vücut cilt kremleri aslında tüm kişisel bakım ürünleri ile aynı önemde, sadece cilt tarafından emilerek bahsettiğim hastalıklara dolaylı sebep olabiliyor. Deodorant belki lenflere yakınlığı ve ter bezlerinin yoğunluğu nedeni ile aralarında kritik denilebilecek bir ürün.

Ruj ise daha da farklı, çünkü yiyoruz, midemize dolayısı ile kanımıza karıştırıyoruz. Ruj konusunda ekstra dikkat! Ömrü kısa olan, kimyasala boğulmamış, hayvansal yağ yerine de esansiyel yağlardan oluşmuş doğal markaların tercih edilmesi çok hayati.

-Yüzde yüze yakın doğal olan markaların biraz daha pahalı olmasını neye bağlıyorsunuz?
Yüzde yüze yakın doğal markaların pahalı olmasının sebebi, öncelikle kimyasallar ucuzdur, doğal ve organik içerikler pahalıdır. Ne kadar yüksek oranda doğal içerik kullanırsa, markanın maliyetleri daha fazla olacaktır.

Doğal ürün daha az bulunur, işçilik ve arkasındaki emek çok fazladır. Doğal koiullardan etkilendiği için verimlilik kimyasal ürüne göre daha düşüktür. Üstelik bir de sürdürülebilirlik, güvenilir kaynak ve ürüne bağlı kalma yoluna giden bir marka ise maliyetleri çok yüksek olabilmektedir.

Kullandığınız güzellik ürünü sağlığınızı tehdit ediyor olabilir

-Siz marka olarak hangi doğal özleri kullanıyorsunuz, faydaları neler, bizi sağlıklı yaşama taşıyacak bitkileri anlatır mısınız?
Marka olarak tüm ürünlerimizin içinde doğal esansiyel yağlar var. En yoğun kullandığımız esansiyel yağlar/ doğal özler ise şu şekilde ;
Ölmez otu (koparıldıktan sonra bile solmayan ölmez otu çiçeği özü, tamamen organik ölmez otu kullanıyoruz) Mine Çiçeği, Şakayık, Gül, Çayır Kraliçesi, Mersin Çiçeği, Kiraz Çiçeği, Badem, Lavanta, Biberiye, Okaliptüs, Chia tohumu, Ylang Ylang. En önemli içeriklerimizden biri ise, tamamen organik Shea Yağı, geleneksel doğal yöntemlerle kullanılıyor.

-Sabah kalkıp parabenli, sülfatlı bir duş jeli ile banyo yapmış kişinin vücudunda neler olmaya başlar, bu bizi niye korkutmalı ve temkinli davranmaya itmeli?
Sabah, parabenli alüminyumlu zararlı kimyasallar içeren ürün kullanan kişilerin cildi, dolayısıyla vücudu toksin saldırısına maruz kalır diyebiliriz. Hali hazırda havadan sudan gıdadan aldığımız toksinleri atmaya çalışırken bir de bu ürünleri kullanıp vücudumuza daha fazla zarar vermeyelim. Bazı toksik saldırıları maalesef yaşam koşullarımız, yaşadığımız kirli hava nedeni ile engelleyemiyoruz. Engelleyebileceğimiz kısmı ise temizlik malzemesinden gıdaya ve kozmetiğe, satın aldığımız ve kendimizi maruz bıraktığımız ürünler. En azından bu konuda bilinçli tüketici olup, doğal ürünler ve markalar tüketip, buna ek olarak gün içinde toksin atıcı gıdalar ve içeceklere yönelip vücudumuzu olabilecek en iyi şekilde korumamız gerekir. Kimyasaldan korkup evde kendi kendine bakım ürünü yapmaya çalışmak da bir çözüm değil, çünkü cildin yapısına göre formüle edilmemiş herhangi bir ürün cilde nüfus edemez, yüzeyde kalır, ve sonuç olarak daha fazla iritasyon tahriş ve lekeye neden olabilir. Yüzeyde kalması dolayısıyla da istenen faydayı elde edemez, faydadan çok zararı dokunabilir.

Not: Instagram’da “guzellikanalisti” sayfası ile sizinle güzellik gerçeklerini konuşmaya devam ediyorum. 360 derece her platformda buluşmak dileğiyle...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder