Oral Çalışlar ‘Kontrollü darbe’ söylemi yanlış ama...
HABERİ PAYLAŞ

‘Kontrollü darbe’ söylemi yanlış ama...

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "kontrollü darbe" iddiasını, son konuşmalarında kullanmıyor. Bunun yerine, 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL dönemini, bir "karşı darbe" olarak değerlendiriyor. Ancak muhalefet çevrelerinde, "kontrollü darbe" değerlendirmesinin, hala oldukça yaygın olduğu bir gerçek.

15 Temmuz 2016 gecesinde, tam olarak neler yaşandı; henüz, bütün ayrıntılarıyla öğrenebilmiş değiliz. Darbecilere yönelik iddianamelerden, bazı ayrıntıları daha net anlamaya başladık.

15 Temmuz’un, bu darbenin, sürükleyici ve yönlendirici gücünün, FETÖ olduğu, açık. Darbe, toplumsal bir direnişle, halkın, iktidarın, muhalefetin, askerin, medyanın ve bürokrasinin büyük çoğunluğunun darbeye karşı duruşuyla önlendi. Muhalefetin "tiyatro" benzeri değerlendirmeleri, durumun aydınlanmasına, katkı sağlamıyor.

Öteki gerçek

Gerçeğin öteki yüzü ise, iktidarın darbe sonrası ortaya koyduğu otoriterleşme. Darbenin püskürtülmesinin arkasındaki en önemli olgu; toplumun farklı katmanlarının ortak bilinci ve kendi kendini yönetme iradesiydi. Darbelerle çok şeyler kaybetmiş çoğulcu toplum; bu kez, geçmişin tecrübeleriyle, örnek bir duruş sergileyerek, iktidarı da, muhalefeti de kurtardı.

Çoğulcu toplumun, halk dinamiğinin gücünü, hep birlikte gördük... Ancak, darbenin iktidar üzerinde yarattığı sarsıntı, makul düşünme ve davranmayı, olumsuz etkiliyor... Tabii, FETÖ'nün devlet kurumları içindeki gücü konusunda, hala netleşmemiş bir durum söz konusu. Bundan kaynaklanan şüphe dalgası ve “kökünü kazıma, kafalarını koparma” yaklaşımı; farklı düşünen kesimlerde, psikolojik karmaşaya yol açıyor.

Muhalefeti toptan suçlamak

Muhalefetin tümünü tehlike görmek, içe kapanmacı ve otoriter yöntemleri bir çözüm olarak anlamayı beraberinde getiriyor. Bu da, belirsizliği, kırılganlığı ve riski arttırıyor. Makul olanı aramak, ağır tehdit ve tehlikelere karşı direnebilmek; giderek zorlaşıyor. Darbecilere karşı, ortak ve uzun vadeli bir uzlaşmaya, nasıl ulaşabileceğiz? Derdimizin devası; daha geniş bir düşünce özgürlüğü, daha köklü bir demokrasi, daha fazla empati ve hoşgörü, herkesin eleştiriye ve değişime daha açık olduğu, daha yeni ve daha ortak bir bakış açısıdır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder