2010’da Zoo Kid mahlasıyla üretmeye başladı, Elvis Presley filmi King Creole’dan esinlendiği ismiyle ilk işlerini yayımlamaya başladı. The Guardian’a verdiği bir röportajda müzik kariyerine başlamasının sebebi olarak The Pixies ve The Libertines’i gösterdi.

2013’te 19 yaşındayken yayımladığı ‘6 Feet Beneath the Moon’ albümüyle herkesçe yeni jenerasyonun “wonderkid”i olarak tanımlandı. Ergenliği boyunca yaşadığı mental rahatsızlıkları, klinik depresyonu, uyku problemlerini anlattığı şarkıların olduğu albüm, orta yaşlarında bir müzik efsanesinin kariyerinin en iyi albümüymüş yetkinliğindeydi. Hayatı boyunca beslendiği müzik türlerini süzgecinden geçirip yarattığı, son dönemin belki de en özgün sound’u, punk jazz, hip-hop, trip-hop, post-punk ve indie-rock esintileri taşıyordu. Joe Strummer ve Billy Bragg’in tahtına aday gösterildi.

2015 sonunda bu kez kendi ismiyle,içinde ayrıca illüstrasyonların, yazıların ve kısa bir belgeselin olduğu bir hip-hop albümü yayımladı. Mount Kimbie’ye birçok şarkısında eşlik etti.

Frank Ocean, Beyoncé ve Kanye West’i kendine hayran bıraktı, Ocean’ı bir işbirliği için peşinde koşturdu. 2017’nin sonuna doğru yayımladığı yeni şarkılarla yeni albüm ‘The OOZ’un müjdesini verdi. Birkaç yıldır tanık olduğumuz alternatif müzik ve hip-hop sahnesinin eğilimiyle müsemma, 19 şarkılık albümde caz tandansı daha yüksek.

Yeni albümün turnesi kapsamında, ilk defa İstanbul’da.