'Kimse beni kolay lokma görmesin'

RÖPORTAJ: ÖMER GÖREN

Üç yıl önce ölümden döndünüz Emine Hanım. Sağlık durumunuz şimdi nasıl?

Çok şükür, bomba gibi hissediyorum kendimi. Stres yüzünden beynimde damar tıkanıklığı olmuş, 2011 yazında kısmi felç geçirmiştim. Yüzüm dahil vücudumun sağ tarafı felç olmuştu. Eşimin beni hastaneye erken getirmesi, doktorların zamanında müdahalesi ve ciddi bir tedavi ile üç ayda kendimi topladım.

Şükür ki ameliyata gerek olmamış.

Evet. İlaç, fizik ve psikolojik tedavilerle iyileştim. Ama maalesef ömür boyu kullanmak zorunda olduğum bir ilacım var artık.

Nasıl olmuştu olay?

Eşim Tolga ile Ankara’da dolaşıyorduk. Başımda yine ağrı vardı. Hatta haplar bile fayda etmemişti ama doktora gitmemiştim. Birden sağ tarafımdan beynime doğru bir uyuşma başladı. Sağ bacağım da tutmaz oldu. Gerisini hatırlamıyorum. 24 saat süren acil müdahale sonrası gözlerimi açtığımda ailem yanımdaydı. Felcin etkisiyle istem dışı ataklarım oluyordu.

Hastanede yatarken neler hissetmiştiniz?

İnsanın ölüme yaklaşmış olması çok garip bir duygu. İki saat geç kalsaydık ölebilirdim. Eşim Tolga ve ailemin durumu benden kötüydü. Benim ise aklımda ‘ya yürüyemezsem, ya sakat bir anne olup da kızıma bakamazsam, ölürsem evladım ne olacak’ gibi korkular vardı. Bunları düşününce ağlama krizleri başlıyordu. Bir yandan inanamıyor, diğer yandan Allah’ıma yalvarıyordum.

'Hayalimi gerçekleştirmeden ölmemeye karar verdim'

Üç yıl önce hastalandınız ama 11 yıldır camiadan uzaktınız. Neden?

18 yaşından itibaren modellik ve oyunculuk yaptım. Evliliklerim, hamileliğim, kızımı büyütmem ve sağlığım nedeniyle bu süreç uzadıkça uzadı. İyileşip işimi de özleyince ertelediğim tutkumu gerçekleştirmeden bu dünyadan gitmemeye karar verdim. İstekleri ertelemek gerçekten gereksizmiş.

Bu tutkunuz müzik olmalı ki single çıkardınız.

20 yaşımdan beri müzik hayalimdi. Yıllar önce istemiştim ama oyunculuk ön plandaydı. Üstelik çok da zaman alacaktı müzikle uğraşmak. İki yıl önce kendimi mutlu etmek ve hayalime kavuşmak için şan derslerine başladım. Müzik tutkum, sunuculuk aşkım, oyunculuk da gönlümde yatan aslan.

'Kimseden dost olmuyor'

Neden albüm değil de single?..

Albüm olayı bitti, çünkü çok maliyetli. Hele benim gibi yeni başlayan insanların single ile çıkış yapması daha doğru. Tabii ki ilerde albümüm olsun isterim. Single’ım güzel oldu, çok da keyif aldım.

Single’ın adı neden ‘Nazar’?

Nazara çok inanırım. Şimdiden çekemeyenler, köstek olanlar çıkmaya başladı. Meğer bu sektör bambaşka bir dünyaymış. Kimsenin kimseye dost olmadığını gösterdiler bana. Benim derdim kendimle. İnsanların ne işinde, ne parasında, ne özelinde gözüm oldu. Bende de olsun istemem. Çalışmayı seven, ayakları üzerinde duran güçlü bir kadınım. Kimse “Emine’nin kafasına vurup lokmasını ağzından alırız” diye düşünmesin.

'Oyunculuğa evet'

Farklı projeleriniz olacak mı?

Sunuculuğunu yapacağım çok hoş bir TV programı projesi var. Oyunculuk teklifleri gelirse değerlendirebilirim. Ama modellik yapmam.

Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz?

Müzikte ve televizyonda en iyi şekilde anılayım, bana yeter.

Kızınız Duru’ya kardeş düşünüyor musunuz?

Eşim de ben de ilk evliliklerimizden olan çocuklarımız sayesinde annelik ve babalık duygularını tattık. Dolayısıyla başka bir çocuğu düşünmüyoruz. Ama büyük konuşmak da istemem. Kısmet diyelim.

'Hünkar beğendim parmak ısırtır'

Mutfak ve yemekle aranız nasıldır?

Parmak ısırtan bir yemeğiniz var mı? Son derece düzenli, klasik bir Türk ailesiyiz. Mutfakla da yemekle de aram çok iyi. Mutfak, evin kalbidir. Ve evet, hünkar beğendiyi hem sever hem de çok iyi yaparım.

Bize tarifini verir misiniz yoksa usta aşçılar gibi saklar mısınız?

Elbette veririm. Önceden kuzu kuşbaşını kavururum. O beklerken patlıcanları közlerim. Yağ ve unu birlikte kavurup üzerine 1 çay bardağı sıcak süt eklerim. Bu karışımı kısık ateşte yavaş yavaş karıştırarak beğendiyi hazırlarım. Gravyer peyniri ve biraz taze kaşarı beğendinin üzerine rendeler, erimesini sağlarım. Beğendiyi servis tabağına alır, üzerine eti eklerim. Hepsi bu. Yemeğin tuzu, sütü, unu, yağı ve etin gramajı önemli tabii. Ama el marifeti de küçümsenmesin.