Magazin 'Kasaptan et alıp sahneye çıkacak değilim!'

'Kasaptan et alıp sahneye çıkacak değilim!'

Paylaş
'Kasaptan et alıp sahneye çıkacak değilim!'

Bir zamanlar sürekli yenilediği imajıyla dikkat çeken Sibel Tüzün, 'Saten' albümü için sade makyaj ve kostümden ibaret imajıyla ilk kez 'kendi' gibi hayranlarının karşısına çıktı

Akşam'ın haberine göre, Tüzün, Lady Gaga'nın vücuduna yapıştırdığı etlerle bir davete katılmasına gönderme yaparak, 'Kasaptan aldığım etle davete katılamam ki, artık benim yapacak imajım kalmadı. Fakat dünyadaki show business bir garip' diyor

- Albümün ismi niçin 'Saten'?

Birtakım kelimelere anlamlar yüklemeyi seviyorum. Saten'de de aynı şey oldu. Bir şekilde aşkın yumuşaklığı, ışıltısı aşkın yarattığı duygularla Saten'i paralel olarak düşündüm. Albümün genel yapısına da Saten'i çok uygun bulduk. Kıvraklık, zariflik bütün şarkılarda var.
- Albümde kimlerle çalıştınız?
Albümün zaten genel konsepti, şarkı sözleri 30'lu yaşların sonu 40'lı yaşların başındaki 2 kadın tarafından yazıldı. Şarkı sözlerinin ve müziklerinin çoğu bana ve Zeynep Talu'ya ait. Albümün süpervizörü de Zeynep Talu. Tek slow şarkı Zafer Erkul'a ait. Bütün düzenlemeleri Tansel Doğanay yaptı. Hakan Eren'le birlikte piyasaya sunduk. Bir şarkımız da cover. Fecri Ebcioğlu imzasını taşıyor. 69'da yazdığı 'Erkekleri Tanıyın' şarkısı.
- Fecri Ebcioğlu 1969'da bunu demiş, siz erkekleri tanıyabildiniz mi?
Evet tanıyorsunuz tabii. Etrafınızda kardeşiniz, babanız, sevgiliniz var. Onlar bizi ne kadar tanıyorsa biz de onları o kadar tanıyoruz. Bu şarkının sözlerinin erkekler tarafından yazılması çok şeker bir durum. Bir de Zeynep'le bizim dikkatimizi çeken, 40 yıl önce yazılmış olmasına rağmen anlatım şeklinde hiçbir eskilik yok. Bu kadar uzun süre o kelimelerin naifliğini yitirmemesi çok hoşumuza gitti.
- 5 şarkıdan oluşan bir albüm çıkarmaya sizi iten neydi?
Kırmızı albümümde 10 şarkı yapmıştım. Saten'i hazırlarken de iki temel şey bizi bu noktaya itti. Bunlardan ilki, 10 şarkılık bir albüm hazırladığınızda çok yoruluyorsunuz. Birlikte çalıştığınız herkes de kanının son damlasına kadar o albüm için çalışıyor. Dolayısıyla 5 şarkı yapalım ve bu kadar yorulmayalım dedik. Bir sonraki albümü 2011 Mart'ında çıkarmak istiyoruz. Bir başka sebep de bu müziği yasal olarak satın almak isteyen insanların işine gelecek olması. Saten, 5 şarkı ve maxi-single'ın tekabül ettiği rakamdan satılıyor.

KATEGORİZE ETMEYELİM



- Albüme remix koymamanızın nedeni de bu ekonomiyi göz önünde bulundurmanız mı?

Kırmızı albümüm çıktıktan 1 ay sonra Yunanca versiyonlarını ve remix'lerini toplayıp 'Kıpkırmızı' adıyla yeniden piyasaya çıkarmıştık. Saten'de de öyle olacak. Bazı insanlar remix'lerden çok hoşlanmıyor, akustik aranjeleri daha çok seviyor. Bunların ayrı sunulması bana daha uygun geliyor.
- Kendinizi müzikal anlamda nerede konumlandırıyorsunuz?
Kategorize olmaktan hiç hoşlanmıyorum. Müzisyenim ve 7 yaşından beri müzik yapıyorum. Önce yorumculukla başladı. Şimdi farklı noktalara gidiyor ve o noktalardan çok da memnunum. O kategoriler belki müzik markete gittiğinizde, hangi rafın neye ait olduğun belirlenmesi için geçerli olabilir ama dünyadaki ve Türkiye'deki genel müzik tavırlarını doğru bulmuyorum.
- 2004 yılından beri albüm yapmıyorsunuz. Yine de eskimemenizi neye bağlıyorsunuz?
Eurovision sayesinde eskimedim. Zaten müzikten de kopmadım. Performans ağırlıklı işlerle devam ettim.
- Kariyeriniz boyunca 'keşke bunu yapmasaydım' dediğiniz bir iş oldu mu?
Olmadı. Sonradan baktığınızda bir sürü şeyi beğenmeme hakkınız var ama o anki bilgi ve becerinizle işlerinizi değerlendirmelisiniz. Şu anki bakış açınızla onları yargılarsanız hem kendinize hem de çalıştığınız insanlara saygısızlık etmiş olursunuz. 1992'deki albümü çıkartırken şu anki profesyonellikte olmama imkan yoktu. Ama inanılmaz isimlerle çalışmışım. Hepimiz çocuktuk ama severek yaptık o işi.

UZUN BOY BENİM İÇİN DEZAVANTAJ



- Evliliğiniz nasıl gidiyor?

Saten'in röportajlarında özel hayat ve çoluk çocuktan bahsetmek istemiyorum. Sanki albümden hiç konuşmamışım gibi özel hayat hakkında şeyler yazılıyor. Bu albümün yorumcusu ve prodüktörü olarak bu röportajı verirken çalıştığım herkesten sorumluyum.
- Fiziğinizi mesleğinizde avantaj olarak kullanıyor musunuz?
Sahne insanı için uzun boy çok büyük avantaj değil. Sahneye ya da sinemaya baktığınızda dünya starlarının orta boylarda olduğunu görürsünüz. Madonna, Kylie Minogue, Beyonce bunlar hep orta boyludur. Ama düzgün bir fiziğe sahip olmak iyi bir şeydir. İstediğin hareketi yapmak avantajdır.
- Fotoğraflarınızda farklı bir imaj kullanmayı niçin tercih etmediniz?
Saten'in fotoğraflarını Abdurrahim Sönmez çekti. Amatör çekiyor ama profesyonel bir fotoğrafçı. İmaj çalışması yapmak istemedik. Zaten yapacak bir şey de kalmadı. 1992'den beri sahne şovu, klip derken neredeyse tüm projelerde yeni bir imaj çalışması yapmıştım. Artık yapacak farklı bir şeyim kalmadı. Saç rengi kataloğuna bakıyorum, hepsini yapmışım. Hani Best Model'a giderken şuradaki kasaptan et alıp yapıştıracak halim yok ki. Dünyada show business inanılmaz yerlere gitti. Ben imaja harcayacağım enerjiyi, prodüksiyona harcamayı daha doğru buluyorum.

Abba peleriniyle Mercury oldum
- Albümden önce sahne şovlarınızla gündeme geldiniz. Bu şovlarda da üstün performans gösterdiniz. Taklit yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı?
Bu yaz Nahide'de yaptığım şovu 4 yıl önce bir televizyon şovu olarak hazırlamıştım. Geçen sezon Hayal Bistro'da bu kurgunun İngilizcesini yapmaya başladım. 1950'lerden 90'lara kadar tüm müzik akımları, hit şarkılarını seslendiriyorum, 3 saatte 70'ten fazla şarkı söylüyorum. 11 tane kostüm değiştiriyor, perukları sürekli takıp çıkartıyorum. En önemlisi de bütün şarkılar kendi dönemine göre çalındı. Mesela en son repertuvara Queen'i aldık. Tüm şarkılarını bilmeme rağmen hala Freddy Mercury'yi seyrediyorum ki, mimiklerini, yorumunu yakalayayım. Abba peleriniyle Mercury kostümü yaptık. Yani hepsine bir çalışma harcıyorsun.
- Peki sizi en çok etkileyen tiplemeniz kime aitti?
Ona hazırlanırken de telefon açtım kostüm istedim. Nükhet ben senin tiplemeni yapıyorum dedim. Bir baktım Nükhet bana en çarpıcı sahne kostümlerinden birini ayırmış, aksesuvarlarıyla birlikte verdi. Giyindim baktım hakikaten Nükhet Duru oldum. İçime Nükhet Duru kaçmış gibiydi.




Kim ne derse desin, ben Eurovision'dan keyif aldım!
Eurovision'a katılan insanların kariyerlerinin sekteye uğradığı fikrine katılmıyorum. Ajda Pekkan'a baktığınızda bugün hala Açıkhava'yı üst üste doldurabiliyor. Eurovision bir kere dünyanın en büyük organizasyonudur. İkincisi dünyanın en büyük televizyon şovudur. Ben bu organizasyonun içinde olmaktan çok keyif aldım. Yoruldum ama çok profesyonel bir işin içinde yer aldım. Eurovision benim ondan sonraki müziğime, sahne şovlarıma, şovların kurgularına yansıdı ve bana profesyonellik getirdi.

4

Haberin Devamı