Kaliteli vakit nasıl geçirilir?

Sık sık çocuklarla uzun vakit geçirmenin kaliteli vakit geçirmek olmadığından bahsediyorum.

Peki, gerçekten kaliteli vakit nedir? Bütün günü ona ayırmak mı, yoksa bir kaç saat sadece ona odaklanmak mı? Geçenlerde okuduğum bir makale tam da bundan bahsediyordu. Birkaç saat çocukla geçirilen vakitte ne yaptığınız çok önemli. Ona sürekli bir şeyler öğretmeye çalışmak ya da uzun filmler izleyerek vakit geçirmek kaliteli mi sorusunun cevabı değil maalesef.

Çocuğa odaklanılmamış hiçbir zaman dilimi kaliteli vakite girmiyor. Onun dünyasına girmiyorsanız, çocuk bundan pek keyif almıyor demektir.



Biz bazen kızlarımla okulu ekip kendimizi doğanın kucağına atarız. Uzak piknik alanlarına gidemesek bile, en yakın yürüyüş mesafesindeki yeşil ve ağaçlık alanlara gider, ağaçlara tırmanır, yanımızda getirdiğimiz üç beş atıştırmalıkla mini piknikler yaparız. Karıncaları izler, ölmüş salyangoz kabuklarını toplar, yapraklardan çorba yaparız (tabii hepsi oyun icabı).

Alışveriş yaparken bile bunu oyuna çevirir, kendimize hedefler koyar, mağazada renk bulmaca oynarız. Bulunduğumuz her ortam, bir şekilde bizim (daha çok onların) oyun alanlarına dönüşüverir. Sürekli ve bitmeyen aktiviteler yerine, makul ve oynanabilir oyunlarla biz o kaliteli vakti sonuna kadar değerlendiririz. Uzun bir seyahate yalnız gideceksem, mutlaka seyahat öncesindeki 3 günümü kızlarıma ayırır, onlarla kaliteli zamanın hakkını veririm.

Geçenlerde 3 gün İzmir’e kaçıp, deniz kenarında taş ve deniz kabuğu toplayıp, yine ağaç tepelerinden inmedik. Kumkumat meyvesini keşfedip, yağmurun altında saatlerce oynayıp, güneşin batışını yakalamaya çalıştığımız muhteşem bir 3 gün geçirdik. Yetişkinlerin hararetli, endişeli dünyası gerçekten çok sıkıcı. Aslında bir kaç saat çocuk dünyasına kendimizi teslim etsek, bize ne kadar iyi geldiğini göreceğiz.