Cinsel isteksizlik, çeşitli toplumlarda farklı sonuçlar çıksa da yaklaşık olarak her 10 kadından 2 veya 3’ünde görülen önemli bir sorun Uzun ilişkilerde, doğumdan sonra ve menopoz döneminde daha sık görülen cinsel isteksizlik çiftler arasındaki ilişkileri bozabiliyor, hatta sorun boşanmaya kadar gidebiliyor. Yapılan pek çok çalışmada cinsel isteksizlik problemi olan kadınlarda ayrıca zihinsel faaliyetlerin bozulduğu, yaşama bağlılığın ve sosyal etkinliklerin azaldığı da ortaya konmuş. Aslında günümüzde uygun tedavi yöntemleriyle cinsel isteksizlik sorununa çözüm bulmak mümkün. Bunun için de öncelikle kadını cinsellikten soğutan nedenler belirleniyor, ardından tedaviye başlanıyor.Acıbadem Bakırköy Hastanesi Üroloji ve Cinsel İşlev Bozukluğu Uzmanı Doç. Dr. Enis Rauf Coşkuner kadınlarda cinsel isteksizliğe yol açan nedenleri ve tedavi yöntemlerini posta.com.tr'ye anlattı: Çeşitli hastalıklar: Pek çok kronik seyri olan hastalık cinsel isteksizliğe yol açabiliyor. Örneğin tiroit hormon azlığı veya fazlalığı ile giden hastalıklar, idrar kaçırma, diyabet, artritler, omurilik yaralanmaları, multiple skleroz, parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıklar, bazı psikiyatrik hastalıklar bunlar arasında yer alıyor.Çeşitli nedenlerden dolayı kadının hormon kaynağı olan yumurtalıkların alınması nedeniyle menopoza girmesi de cinsel isteksizlik nedeni olabiliyor. Doğum ve menopoz: Kadında doğal hayat sürecinde gelişen doğum ve menopoz gibi dönemler de cinsel isteksizliğe yol açabiliyor. İlaçlar: Çeşitli sağlık sorunları için kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak görülebiliyor. Psikolojik etkenler: Cinsel istismara maruz kalmış olmak, aşırı stres ve yorgunluk, aşırı kaygı veya depresyon, kendine ve vücut yapısına karşı güvenini kaybetmiş olmak da cinsel isteksizlik oluşturabiliyor. İlişkiye ait sorunlar: İlişkide yaşanan problemler, bu tip sorunları konuşamayacağı bir ilişkiyi sürdürmek zorunda olmak veya eşinde cinsel işlev bozukluğu olması da cinsel isteksizlik yapabiliyor. Kültürel nedenler: Yetiştirilme şekli, aile içi cinselliğin konuşulamıyor olması, toplum düzeni ve baskısı altında ezilme, içinde yaşadığı toplumda kendini çaresiz ve yalnız hissetme de cinsel isteksizliğe neden olan bir başka sorunu oluşturuyor. Tedavi, hastanın tedavi edilebilir bir sorunla karşı karşıya olduğunun ifade edilmesiyle başlıyor. Hastanın çaresiz bir derdi olmadığı, her insanın cinselliğini yaşamayı istemesinin doğal bir istek ve utanılacak biryanı olmadığı bilincine ulaşmasını sağlamak,ilk ve en önemli adımı oluşturuyor.Tedavi planı öncesi hastanın bir uzman tarafından detaylı dinlenmesi, mümkünse eşin tedaviye katılmasıyla başlıyor. Çünkü eşin katılımı kadında güveni ve tedaviye olan inancını arttırdığı gibi eşten alınacak ek bilgiler uzmanın tedaviyi yönlendirmesine yardımcı oluyor.Yapılacak fizik muayene ve laboratuvar testleri detayları ortaya koyuyor.Bu noktadan sonra hasta için uygun tedaviye başlanıyor. Bazen sadec ehastayla ve mümkünse eşiyle birlikte cinsellik üzerine yapılan bilgilendirmebir başka deyişle hasta eğitimi, sorunu çözebiliyor. Bu eğitim daha sonra uygulanabilecek çeşitli tedavilerin de olumlu sonuçlanmasını sağlıyor.Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Enis Rauf Coşkuner cinsel isteksizlik sorununda başvurulan diğer yöntemleri şöyle sıralıyor: “İhtiyaç haline göre başvurulan hormonaltedavi oldukça güvenli bir şekilde uygulanabiliyor ve etkin sonuçlar veriyor. Özellikle hormonal tedavilerden çekinen hastalarda merkezi sinir sistemi üzerinden etkili, hormonal olmayan ilaçlar kullanılıyor. Gerek tüm tedavinin bir parçası veya tek başına uygulanan psikolojikterapiler de oldukça başarılı sonuçlar veriyor.”