Hakan Çelenk Irak 3'e bölündü!
HABERİ PAYLAŞ

Irak 3'e bölündü!

Irak’ın 3’e bölüneceği kesin gibi. Artık mesele fiili bölünmenin ne zaman resmiyet kazanacağı ve yeni kurulacak yönetimin rejimine kimin yön vereceği. Yoksa El Kaide dünyadaki ilk devletini kuracak mı?

Amerika 2003’te Irak’a komandolarla güneyden girdi. Taktiğe göre, komandolar kent kent Irak askerlerini temizleyerek ilerleyecekti. Bir kasaba kontrol altına alınmadan kuzeydeki diğerine geçilmeyecekti. Böylece işgal sonrası başlayacak kent gerillası direnişinin beli baştan kırılacaktı. Saddam’ın düzenli ordusu açık alanda zaten kolay halledilirdi.

Haberin Devamı

Bu taktik dönemin Amerika Savunma Bakanı’nın adına atfen ‘Rumsfeld Planı’ diye bilinir. Hesap savaşın başında şaştı. En güneydeki Basra’yı almak bile 1.5 ay sürdü. “Savaş yıllar sürer, Bağdat’ta kim bilir ne olur?” derken Saddam inanılmazı yaptı. Irak ordusu Amerikan askerinin önünden bir anda çekildi. Milyonluk ordu sanki buhar oldu. Binlerce ton mühimmat ve hafif silahlar da öyle.

Amerika Saddam’ın bürokratlarından kentleri teslim aldı. Arada Felluce gibi istisna direnişler oldu. Ama durum genel olarak böyledir.

Saddam mı planladı?

Ordunun generallerinin bazıları Amerika’yla yeni Irak Ordusu’nu kurmak için anlaşırken, birçoğu buharlaşanlar arasındaydı. Saddam’ın karanlık istihbarat örgütleri ‘Muhaberat’, ‘Cihaz Hanin’ ve ‘Fedailer’den hiç haber alınamadı. Saddam, Amerika’yı bataklığa terk ederek kendini imha etmişti. Birkaç ay sonra Irak’ta intihar saldırıları, mayın düzenekleri, roketle helikopter avları başladı.

Amerikan basını ve uluslararası ajanslar ‘El Kaide’nin saldırdığını yazmaya başladı. Oysa Saddamcılara birçok yakıştırma yapabilirdiniz ama ‘Kaideci’ diyemezdiniz. Direnişin ‘Kaide’ ile anılması Amerika’nın basın üzerinde halkla ilişkiler başarısıdır. “Saddam’ın Baas Partisi’nin Arap milliyetçisi kalıntıları savaşıyor” deseydiniz, direniş tüm Ortadoğu’da sempati uyandırabilirdi. Amerikalılar için dinciler milliyetçilerden yeğdi.

Kaide-Baas ittifakı

Direnişin Kaide ile anılması örgüt için bulunmaz reklam fırsatı oldu. Dünyanın her yanından militan gücünü Irak’a akıttı. Kaide artık gerçekten Irak’taydı. O günlerde bazı analizlerde gerillaya ihtiyaç duyan Saddamcıların Kaide ile işbirliği planladığı yazıyordu. Bugün anlıyoruz ki doğruymuş. İçlerindeki kin Baas’çıları eski düşmanları Kaide ile işbirliğine yöneltmiş. Bunu, sır küpü IŞİD’in komutanlarının Baasçı çıkmasından anlıyoruz.

Haberin Devamı

Can alıcı soru şu: Saddam’ın Fedailer’i 11 yıl evlerinde mi oturdu? IŞİD’in Musul’u ve diğer kentleri birkaç yüz militanla nasıl bu kadar kolay ele geçirdiği de bu soruda gizli.

Direniş neden az?

Irak’tan gelen bilgiler şöyle bir öykü anlatıyor: IŞİD dışarıdan sadece birkaç yüz militanla gelirken Musul sokaklarında, binlercesi bir anda belirdi. Sünni askerler silah, mühimmat ve teçhizatlarıyla IŞİD’e katıldı Aşiretler de bağlanmıştı. Bağdat’a sadık bürokratlar, hazır listeler üzerinden jet hızıyla infaz edildi. Irak Ordusu’nun Şii askerleri “Sünni bir kent için niye savaşalım” diye kaçıp gitti.

Amerika’nın yeni Irak’ı kurarken aşiretler ve etnik gruplarla pazarlığını modern demokrasi diye sunan hükümet destekli liberallerin o dönem estirdiği düşünce terörünü hatırlayın. Hey gidi günler. Ne dersiniz; ‘Yeni Türkiye’ de böyle olsun mu?

Haberin Devamı

Psikolojik savaş

IŞİD, işin medya boyutunu da unutmadı. Katliamlarını medyaya psikolojik savaş taktiği olarak özenle servis ediyorlar. Katliamı sergilemek “Geliyorum kaç” demektir; yüzlerce kayıp verip kazanılacak çatışmayı karşıdakiler korkup kaçtığı için birkaç el ateş ederek kazanmak demektir. Acımasızlığı strateji olarak kullanıyorlar. IŞİD’in karşı konulmazlığı işte budur. İnce işlenmiş, ilmik ilmik dokunmuş istihbarat çalışması bu. Bu çapta birikim ancak istihbarat profesyonellerinde olur. Ve o istihbari akıl, yumruğunu tam da Amerika’nın 11 yıl önce ülkeyi kurarken yaptığı inşaat hatasının en zayıf noktasına vuruyor: Mezhep ayrılığı. Sahi; Fedailer 11 yıldır neredeydi?

Şimdi Baas’a dönelim. Baas Partileri laiklik eğilimli yapılarıyla 60 yıl Ortadoğu’ya yön verdi. Soğuk savaş sonrası dengeler değişince zayıfladılar. Milliyetçilerdense İslamcıları yeğ tutan Amerika, Arap Baharı’nda Baas’ın son kalıntılarını yıkmayı hedefledi. Taa ki Libya’da kendi destek verdiği dinciler 2012’de büyükelçisini öldürene kadar. Amerika bu batağa artık girme heveslisi değil. IŞID’ın arkasındaki akıl, Amerika’nın çatışmaya ilk etapta müdahale etmeyeceğini hesap etmiş gibi. IŞİD çatışma alanını genişletene kadar Amerika dokunmayacak görünüyor. Amerikan müdahalesi Sünni devletinin sınırlarını çizme aşamasında gelecek gibi.

Bu arada IŞİD’e Suriye savaşında pek ilişmeyen Beşar Esad’ın da bir Baas’çı olduğunu aklın bir köşesinde tutmakta fayda var. Babası Hafız Esad’ın Baas’çı eski dostlarıyla birlikte bir işler karıştırmış olması muhtemel. Hafız Esad’ın bir gün sıkışırsa ülkeyi Şii, Kürt ve Alevi olarak 3’e bölme planı yaptığı 90’ların sonunda birçok istihbari analizde (bkz. dönemin Aksiyon dergisi, Cengiz Çandar’ın bölge siyasetçilerinin görüşlerini aktardığı yazılar) yer almıştı. Esad, Amerika’ya karşı savaştığı dönemde IŞİD’e silah ve para yardımı da yapmıştı.

Taşlar şimdi yerine oturuyor. Suriye en az 2’ye bölünüyor. Şimdi Irak’taki eski Baas’çılar kanı durdurmak için kendilerinin muhatap alınmasını istiyor. Belli ki ayaklanmayı hazırlayan sonrasını da düşünmüş. Barzani’nin “Artık Sünni devleti kurulmalı” açıklaması fırsatı gördüğüne işaret. Barzani, babası Molla Mustafa Barzani’den miras bağımsız Kürt devleti hayaline yaklaştığını düşünüyor. Evet Irak Sünni, Kürt ve İran destekli Şiiler olarak 3 devlete bölünür. Bölünmezse çatışma yüz yıl sürer. Bölününce yeni Sünni devletin El Kaide’ye mi yoksa yerel insiyatiflere mi ait olacağı sorun olacak.

Türkiye ne yaptı?

Geçen 11 yılda Türkiye ne mi yaptı? Devletin en önemli istihbarat kurumu en önemli mesaisini Ergenekon davası, Aleviler’in yargıdan, ordudan atılması gibi iç barışımızı mahveden operasyonlara yoğunlaştı. Çağın ruhunu yakalamak bu mudur?

Vahşetin muhasebe defteri var

times new roman', times, serif; font-size: 16px;">İngiliz Financial Times gazetesi 18 Haziran'daki manşetinde Irak Şam İslam Devleti’nin tıpkı şirketler gibi bilanço tuttuğunu ortaya koydu. Örgüt bu bilançoyla ayda 8 milyon dolar topladığı bağışçılarına performansını gösterip hesap veriyor.

Çizelgelerde şu başlıklar yer almış: Bombalı saldırılar, suikastlar, intihar eylemleri, kurduğu kontrol noktaları, İslam dinine geçirttiği kafirler.

2013’te 10,000 eylem düzenledi. Bu eylemlerin yarısını, 1,000 suikast ve 4,000 ayrı noktaya ev yapımı patlayıcı düzenek yerleştirilmesi oluşturuyor. IŞİD’in milis sayısı son Musul harekatından önce 15,000’di. Musul alındıktan sonra büyük reklam yapan örgüt tahminen 30 bin milise ulaştı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder