Yazgülü Aldoğan Hukuk mu, yasa mı, vicdan mı geçerli?
HABERİ PAYLAŞ

Hukuk mu, yasa mı, vicdan mı geçerli?

Haberin Devamı

Neyse, fiili durum, hukuki duruma dönüştü. Tarafsızlık yemini etmiş Erdoğan, referandum kampanyası süresinde, bir başka partiyi ve onun başkanını hedef alarak çıktığı yarışta, Ey Kılıçdar diye meydanları inletti.

Şimdi hiç olmazsa adını koydu, tarafsız değil, partili. Bahçeli’nin de istediği bu muydu? Yola çıktığı ve yeminini ettiği durumu tamamen tersine döndürmüş, bir partinin başkanı ve savunucusu olmuş bir üst yöneticiyle aslında tarafsız olması gereken yönetim, nasıl yürüyecek? Yasal ama hukuka ve adalete uygun olacak mı? Dahası vicdanlara nasıl uyacak?

İki sene sonra yüzleşeceğiz bu durum sonucunda gidilecek seçimde, yarı yarıya bölünmüş toplum, yine bir partinin yüzde yüz temsilcisi bir lideri mi seçecek, yoksa Hayır kampanyasında farklı fikir ve kesimlerde olmalarına rağmen aynı niyette birleşmiş olarak tarafsız kalacak bir başka ismi mi? Önümüzdeki yıllarda en önemli tartışmamız bu olacak.

Erdoğan’ın en büyük şansı CHP’nin hizipçileri

Tarafsızlık yemini etmiş, ama hep taraflı kalmış Cumhurbaşkanı’nın partisine yeniden üye olduğu gün, iki gelişme yaşanıyor: akil adam olarak ortada dolaşan CHP’li Deniz Baykal, televizyona çıkıp partisine genel başkan adayı buluyor.

Yetmedi, bitmedi, bir diğer milletvekili Fikri Sağlar, yandaş havuz medyasından Akşam Gazetesi’ne zehir zemberek bir demeç verip kendi genel başkanını tek adam ilan ediyor!

Fikri Sağlar, parti meclisi üyesi, orada konuşabilir, yetmediyse, Birgün Gazetesi’nde köşe yazıyor, fikirlerini münasip bir üslupla orada dile getirebilir. Fikri Sağlar’ın kendisine Mersin Belediye Başkan adaylığını teklif edip sonradan yapmadığı için Kılıçdaroğlu’na kızgın olmasını anlarım da bunun intikamını partiyi yıpratarak mı almalı?

Hakkında soruşturma başlatılmış, bu da artık sertleşme işareti!

Oysa ortada iki yıl sonra yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Bu seçime iyi adaylarla gidildiği takdirde en az yüzde 50 olduğunu herkesin bildiği red cephesi cumhurbaşkanı çıkarabilir! Bunun için CHP Genel Başkanı değil, daha kucaklayıcı bir aday gerekir. İnce siyasi hesaplar ve manevralar şartı da. Herkesin önünde, kazanamayacakları belli savaşlar için birbirini paçasından çukura çekmek ve sonra da başkalarından ayar yemek değil.

Gerçekten Erdoğan karşısında böyle bir muhalefet olduğu için çok şanslı, muhalefetle uğraşmasına gerek yok, birbirleriyle uğraşıyorlar zaten. Ama taban da böyle lider müsvetteleri tarafından yönetildiği için çok kızgın!

Adalet herkesin hakkı! En çok da masumların!

15 Temmuz darbe girişiminde kullanılan er, öğrenci ve düşük rütbeli subay, astsubayların hep yanında durdum. Darbeyi en alttakiler yapmaz, planlamaz, sokağa çıkarılan bu en alttakiler emir kuluydu!

Bir kısmı başına ne geldiğini anlamadan kendini olayların içinde buldu. Bir kısmı emre uydu, bir kısmı kışlasına geri dönmeye çalıştı, bir kısmı karakola, hatta ağlayarak halka teslim oldu. İçlerinde linç edilenler, öldürülenler, dayak yiyenler oldu. Tutuklandılar, aylardır iddianame, mahkeme bekliyorlar, çok azı serbest kaldı.

Sağda solda davaları görülüyor, bu davalar ne basına yansıyor, ne üzerinde konuşuluyor. Kader kurbanı bu TSK mensuplarına, başta ordu, sonra medya, kimsenin sahip çıktığı yok, alınlarında bir vatan haini damgası, aileleri perperişan. Nedir bu gençlerin suçu? Kandırılıp, emir altında sokağa çıkarılıp kullanılmış olmanın dışında?

Hiç olmazsa mahkemeleri hukuka uygun ve adil yapılmalı. Balyoz duruşmalarını hatırlayın, müebbete mahkum olanlar dışarıda, tazminat davaları açtı, kazandılar, onları da biz ödüyoruz!

Sakarya’da görülen davada ara karar çıktı, 52 tahliye var. Uzun tutukluluk da cezadır. Kendisi teslim olmuş askeri niye tutuklu yargılıyorsunuz ki?

Hakimler de tedirgin. Bu ortamda onlar da haklı. Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan adalettir!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder