Sabanur Kıraç Her kadının yapmayı bırakması gereken 10 alışkanlık
HABERİ PAYLAŞ

Her kadının yapmayı bırakması gereken 10 alışkanlık

Haberin Devamı

Bu dünyaya özellikle de içine bulunduğumuz topluma kız çocuğu olarak gelmenin sayısız dezavantajı var. Hep söylerim kadın olmak zor, Türkiye’de kadın olmak daha da zor. Çünkü çok küçük yaştan çeşitli toplumsal önyargılar ve baskılarla büyüyoruz hepimiz. Yaşam tarzımızın, kalitemizin ve hatta hayallerimizin bile şekillenmesinde bu baskılar etken oluyor. O yüzden neyi neden yaptığımız konusunda kimseyi suçlamıyorum aslında. Ama gerçek şu ki biz kadınlar olarak hep aynı hatalı davranış ve alışkanlıklar içinde dönüp duruyoruz.

Tamam hepimiz diyerek büyük konuşmayayım ama çoğumuz aynı konularda saplantılı ve yaralıyız. Bu da bizi sıklıkla hata yapmaya ve bu hatalarımızla baş etmek zorunda kalmaya itiyor. İşte neredeyse hemen hemen her kadının yaptığı ve bir an önce yapmayı bırakması gereken 10 hata/alışkanlık/davranış:

1- Hiç durmadan kasmak
Plajda, konserde, işte, toplantıda, yemekte yani kısacası aklınıza gelebilecek her yerde güzel, akıllı ya da cool görünmek için kasmış bir kadınla karşılaşabilirsiniz. Biz kadınlar başkalarının yanında kendimiz gibi olamayışımızla ünlüyüzdür. Sırf karşımızdaki bizi sevsin, beğensin, saygı duysun diye olmadığımız kişiler gibi davranırız. Ondan sonra da o kişi bizi niye sevmedi diye hayıflanırız. İşte tam da bu kasma işini bırakmalıyız ve kendimiz olmalıyız. Ne demiş Yalın: “Kasma, kasma, kasma! Kasmadan da olur işte!”

2- Mutlu olmak için birine ihtiyacın olduğunu sanmak
Evet, erkekler de yalnızlıktan korkar ama kadınlar kadar değil. Kadınlar hayatlarında biri olmadan yaşayamayacaklarına kendilerini inandırmışlardır. O yüzde kötü giden ilişkilerinden bile kolay kolay kopamazlar. O yüzden uyumlu olmadıklarını bildikleri adamlarla bile birlikte olurlar. Halbuki mutlu olmak için iç huzurdan ve kendimizden başka bir şeye ihtiyacımız yok. İnsan kendini tanıyıp sevmeye başladıkça bunu çok daha iyi anlıyor. O yüzde siz de bir an önce hayattaki tercihlerinizi sorgulayın. Ne kadarı sırf yanlı kalmamak için, ne kadar gerçekten istediğiniz için…



3- Başka kadınlar hakkında kötü konuşmak

Daha önce de yazmıştım, kadının en büyük düşmanı yine kadın. Hiçbir erkek bir kadının eleştirdiği kadar sert eleştirmiyor diğer kadınları. Giydiğinden gittiğine, fiziğinden sevgilisine kadar hemen hemen her konuda bir kulp bulabiliyoruz hemcinslerimize. Hem de bunu yaparken öyle saygısızı ve duygusuz oluyoruz ki erkekler bile korkuyor bizden! Başka kadınları yerden yere vurmayı, sırf güzel, akıllı, zevkli veya paralı diye onlardan nefret etmeyi bırakmalıyız. Bu hem daha huzurlu, özgüvenli ve mutlu olmamızı hem de daha çok arkadaş edinmemizi (en azından daha az düşman edinmemizi de diyebiliriz) sağlayacaktır. Kadın olarak yeterince zorluk yaşıyoruz bir diğer zorluğun kaynağı da olmayalım!

4- Moda olan her şeyin bize yakışacağını sanmak
Modayı takip etmek ve ona ayak uydurmak gerçekten çok güzel bir şey. Ama insanın kendini bilmesi kadar da önemli bir şey yok. Eğer leğen gibi kalçalarınız, dolma gibi bacaklarınız varsa sırf moda diye dar veya desenli pantolonlara saldırmamalısınız. Ya da göbeğinizden şikayetçiyken bu senenin trendi diye göbeği açık kıyafetler seçmemelisiniz. Modayı bilmeli, takip etmeli ama kendinize uydurmalısınız. Size sadece şunu sorayım, birinin size “A ne kadar da modadan anlıyor” demesini mi tercih edersiniz yoksa arkanızdan gülmesini mi?!

5- Hayatlarımızı başkalarının etrafına kurmak
Kadın olarak anne içgüdüsüyle yaklaşmamız bazı şeylere ve kimselere çok normal. Ancak anne bile olsak tüm hayatlarımızı başka insanların etrafına kurmak yapabileceğimiz en büyük yanlış. İster sevgiliniz, ister bir aile ferdiniz veya yakın bir arkadaşınız olsun kimse sizden daha değerli değil. Unutmayın siz mutlu olmadıkça etrafınızdakileri mutlu etmeniz de mümkün değildir! O yüzden elbette sevin, kollayın, beraber olun ama kendinize de zaman ayırmayı unutmayın. Kendi hobileriniz, zevkleriniz ve idealleriniz için mutlaka bir şeyler yapın!

6- Onaylanmayı beklemek
Ben dahil etrafımdaki bütün kadınların en büyük hastalığı işte tam da bu! Yaptığımız her şey de, attığımız her adımda onaylanmayı bekliyoruz. Aynaya bakıp içimizden “Çok güzel oldum” diye geçirsek bile başkası söylemeden öyle hissedemiyoruz. Hayallerimizin mesleğine ulaşsak bile toplumun veya sevdiklerimizin de bizi onaylamasını bekliyoruz. Örneğin sanata yatkınlığı olduğu ve bu konuda çok başarılı olduğu için sırf ailesi istiyor diye bankacı olanlarımız var. İşte bu tercihlerin altında yatan tek şey onaylanma arzumuz. Halbuki tek ve en önemli onayı kendimizden almalıyız!

7- Dırdır yapmak
Evet, evet çok klişe! Ama ne yazık ki çok da gerçek. Biz kadınlar olarak dırdır yapmaktan bir türlü vazgeçemiyoruz. Bir şey istediğimiz gibi olmadığında ya da canımızı sıktığında bir türlü “Neyse” diyemiyoruz. İlla o şeyle ilgili karşımızdaki kişinin canını sıkacağız. İlla o konuda en az birkaç düzüne cümle kurup çemkireceğiz. Halbuki bu dırdır hem bizim daha uzun süre negatif kalmamıza hem de karşımızdakilerin bizden bıkmasına neden oluyor. Ne olur azıcık tutalım şu dilimizi!

8- Tüm dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü varsaymak
Evet yukarıdaki maddelerden birinde hayatlarımızı hep başkalarının etrafına kuruyoruz demiştim. Şimdi bu maddeyle o madde örtüşmüyor gibi gelebilir size ama tam tersi. Biz hayatlarımızı başkalarına bağımlı ve onların etrafında kuruyoruz ama ayak parmağımıza bir taş çarpsa kainatı inletiyoruz. İşte bunun nedeni dünyanın bizim etrafımızda döndüğünü sanmamız. Ne zaman kötü bir şey olsa “Bu neden bana oldu, bu nasıl bana olur” gibi sızlanmaların içine giriyoruz. O durumun başkalarını nasıl etkilediğini veya başkalarının da başına geldiğini hep unutuyoruz. İşte bu huyumuzdan çok acil vazgeçmeli ve etrafımızda olan şeylerin kendimiz dışındaki yansımalarını da incelemeliyiz…

9- Eski sevgiliye dilden düşürmemek
Erkekler de yapıyor diyeceksiniz ama kadınlar kadar çok değil. Kadın dediğin “a buraya da onunla gelmişti, a onun adına market açmışlar, a onun da gözünün üzerinde kaş vardı” şeklinde durmadan eski sevgilisinden bahsedebilir ve/veya onu hatırlayabilir. Bu “Bana her şey seni hatırlatıyor”dan farklı olarak kadınların geçmişe daha çok sarılıp onu bir türlü bırakamayışından kaynaklanıyor. İşte o yüzden geçmişe mazi demenin ve özellikle eski sevgilileri saplantı haline getirmeyi bırakmanın tam zamanın!

10- Duygularımızla yüzleşmemek
Kadın duygusal bir varlıktır. Duygularını erkeklere göre daha rahat göstermesiyle de ünlüdür. Histerikli ağlama krizleri, ani öfke patlamaları, kıskançlık nöbetleri dersem ne demek istediğimi anlarsınız. Tüm bu duygu seline rağmen kadın yine de gerçek duygularıyla bir türlü yüzleşemez. Yani neden o krizlere girdiğini, neden sinirlendiğini veya üzüldüğünü, kısaca o duygunun altında yatan duyguyu ve gerçeği hiç düşünmez. Halbuki o hislerin her zaman bir alt nedeni vardır. Ve hiçbir kadın o nedeni bulmadan bu hislerden kurtulamaz. O yüzden duygularımızı belli etmek yerine önce onlarla yüzleşmeyi denemeliyiz hanımlar!

10

Sıradaki haber yükleniyor...
holder