Yazgülü Aldoğan Her gecenin bir sabahı, açan güneşi vardır
HABERİ PAYLAŞ

Her gecenin bir sabahı, açan güneşi vardır

Haberin Devamı

Türkiye, çok zor bir dönemden geçiyor. Büyük devlet olma hayalleri kurarken iç ve dış tehlikelerle boğuşmak, güney sınırını korumak için teyakkuzda bulunmak, bir yandan da savaştan kaçan milyonlarca mülteciye kucak açmak zorunda kaldı.

Ülke içindeki hendek operasyonlarına sınır dışındaki operasyonlar katıldı, şehit sayıları katlandı. İşsizlik ve enflasyon en çok da dar ve orta gelirliyi vurdu. Ve bunları çözmek için uğraşmak yerine, sistem değişikliği gibi hayati önem taşıyan bir konuda karar vermek zorunda kalındı.

İki aydan fazladır enerjisini, parasını, gündemini bu tartışmaya ayırdı. OHAL döneminin getirdiği baskı ve kısıtlamalar altında yapılan propaganda çalışmalarından bunaldık. Şükür ki bu da bitti, bitiyor! Her şeyden önce bunun için seviniyorum.

Elele tutuşuldu

Bu dönemin bir büyük kazancı ise sivil toplumun önemi ve dayanışmanın gücünün anlaşılması oldu. Bir yanda devlet, bir yanda farklı görüşlerde ama aynı amaçta buluşmuş halk.

Şimdi sandık ortada. Herkes gidip özgürce tercihini bildirecek, oylar müşahitler huzurunda sayılacak ve sonuç, çok kısa zamanda belli olacak. Her şeyden önce hangi anketçinin doğruyu bulduğunu ve doğru söylediğini anlayacağız! Sonuçların ülkemiz için hayırlı olmasını dilemekten başka bugün söylenecek söz ve izin yok.

Osmanlı’dan milletin egemenliğine

Orduları dağıtılmış, cephede bozguna uğratılmış, işgal edilmiş, yanmış yıkılmış, iflas etmiş bir Osmanlı İmparatorluğu’ndan, parasız pulsuz, sadece vatan aşkıyla ve inançla, dimdik ayakta duran bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmayı başarmış bir ulusuz biz.

Ve bu cumhuriyetin en büyük bayramlarından birini bir hafta sonra kutlayacağız, 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı’nı!

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyen Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurarak ülkenin yönetimini milletin seçtiği vekillerine bırakmış.

Meclis, güçlü bir yasa yapıcı, hükümeti denetleyici olmuş. Yıllar içinde yapılan anayasalarda “Güçler Ayrılığı” ilkesine uyulmuş. Yargı bağımsızlığına önem verilmiş. Parlamenter sistemin denetim mekanizmaları korunmuş. Genç demokrasimiz, zaman zaman yol kazalarına uğramışsa da zor günlerde birlik beraberlik ruhu ayağa kalkmış.

Ortadoğu ülkelerinde yaşanan ve çoğu petrolün getirdiği zenginliği paylaşmaya yönelik dış müdahalelerin kanla ve ülkelerin yıkımıyla gerçekleştiği coğrafyamızda, başımıza büyük felaketlerin gelmesini önlemenin tek yolu birlik ve demokrasiye bağlı kalarak güçlü olmaktır.

Çünkü düşmanın amacı ele geçirmekse, silahı bölmek ve parçalamaktır. Bunun için yol haritasını Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde çizmiş; yasak değilse açıp okuyun!

Vicdan ve akıl

Türkiye, bir Irak, bir Libya, bir Suriye olmamalı. Hatta bir Azerbaycan, bir Endonezya, bir Türkmenistan, Özbekistan da olmamalı. Allah korusun, bir Pakistan, bir Afganistan hiç olmamalı. Tahtalara vuralım, şaka mı diyelim, Kuzey Kore de olmamalı!

Türkiye Cumhuriyeti, bölgesindeki, halkının çoğu Müslüman ama tek laik, demokratik, hukuk devleti olarak, eskisi gibi, örnek alınacak bir ülke olmalı. 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı’nı, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızla birlikte kutlamaya hazırlanırken sıkı sıkı sarılmaktan hiçbir zaman vazgeçmememiz gereken şey, daha çok demokrasi ve adaletli hukuktur. Bunu sağlamak için de gerekli olan inanç, vicdanınızda var. Zorlanırsanız, aklınızdan, sezgilerinizden yardım alın!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder