Bohem misin, 'concon' mu? Yoksa yaz-kış gri eşofman, kapüşonlu sweatshirt’le gezenlerden mi? Sen hangi erkek tipisin? Mehmet Coşkundeniz yazdı... Yaz-kış gri eşofman, kapüşonlu sweatshirt’le gezer. Elinde cüzdanı, otomobil anahtarı, sigara paketi vardır. Hava güneşliyse güneş gözlüğü takmadan dışarı çıkmaz. Bebek, Nişantaşı ve Bağdat Caddesi’nde görebilirsiniz. Kendini büyük göstermek için uğraşır. Pahalı gözlük çerçeveleriyle kendine ‘entelektüel’ havası vermeye çalışır. İçmeyi bilmese de her yemekten sonra devasa bir puro yakar. Bebek ve Nişantaşı’ndaki kafelerde sıkça rastlanır. Evlidir ya da başından bir evlilik geçmiştir. Gençlerin takıldığı yerlere gitmeye, onlar gibi giyinmeye bayılır. Son moda jean’lerle dolaşır. Etrafında hep genç kızların olmasını ister. Sosyetik alışveriş merkezlerinin kafelerinde rastlayabilirsiniz. Her kıyafetinde marka logosu devasa boyuttadır. Marka tutkusu o kadar fazladır ki, internetteki indirimleri kaçırmamak için sabah 7’de uyanıp sipariş verir. Gece kulüplerinde bolca görülürler. Bir dizide, reklamda, klipte küçük bir rol almış veya albüm yapmış ama patlamamıştır. İlk tanıştığında sadece adını söylemenin yeterli olduğunu düşünür. Tanınırmış gibi yapar. Toplu olarak bulundukları yer Cihangir’dir. Hayatın anlamını çözmüş gibi dolaşır. Kimseyi umursamaz gibi görünür. Yeni tanıştığı kişiyi ya küçümser ya da ilgilenmezmiş gibi davranır. Yaşamını tamamen seks üzerine kurmuştur. Cihangir’de, Beyoğlu’nda ve Karaköy-Tophane hattındaki kafelerde bulunurlar. Egosu yüksektir. Gazeteciyse dünyayı yönetme, komplo teorilerine hakim olma ve yazdıklarıyla ülkeyi yerinden oynatma iddiasındadır. Sanatçıysa “Beni kimse anlamıyor” havasındadır. Sarhoş olduğunda çekilmez ve her dişiye sarkabilir. Mekanı Cihangir ve Beyoğlu’dur. SPOR SALONU ERKEĞİ Hayatını vücudu üzerine kurmuştur. Kimi salona gelen kadınları tavlamak için uğraşıp durur. Kimi gittiği pahalı spor salonuyla övünür. Ne kadar yürüdüğünü, kaç mekik çektiğini söyleyerek kadınları etkileyeceğini düşünür. Hayatını vücudu üzerine kurmuştur. Kimi salona gelen kadınları tavlamak için uğraşıp durur. Kimi gittiği pahalı spor salonuyla övünür. Ne kadar yürüdüğünü, kaç mekik çektiğini söyleyerek kadınları etkileyeceğini düşünür. Hayatını okumaya adadığı için bunun takdir görmesini bekler. ‘Tanrı kompleksi’ içindedir. Herkesi, her mesleği küçümser. Her kız için ‘hayırlı kısmet’ olduğundan evlenmek için acele etmez. Çapkındır. Ne istediğini bilir, kişiliği oturmuştur, yanındaki kadına hanımefendi gibi davranır. Dünyayla ilgilidir, okur. Bakımlıdır ve giyimine özen gösterir. Ne yazık ki çoğu kapılmıştır.