Halifelik mi ilan ediliyor?

Önce geçmiş Kadir Gecesi’ni kutladıktan sonnra Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın köşesinde okuduğum bir araştırmadan bahsetmek istiyorum: Takan’ın değerlendirmesiyle “İktidara çok yakın bir araştırma şirketi”, MAK, 12-18 Haziran tarihleri arasında Türkiye’de dini değerlere bakış konulu bir anket çalışması yapmış.

Yüzde 86 ‘Evet’

“Allah’a inanıyor musun?” sorusuna evet diyenler yüzde 86. Kuran-ı Kerim’in Türkçe mealini okumuş olanların oranı yüzde 17, yani Arapça bilmediğimize göre, duaları ezberlesek bile, kimsenin kutsal kitapta ne yazdığından haberi yok. “Cennete gideceğiniz kesin olsa; şu an Cennete gitmek için ölmeyi düşünür müsünüz?” sorusuna “Evet” diyenlerin oranının yüzde 15. “Hayır” diyenler yüzde 65. Kararsızlar yüzde 20.

Dindar yönetici

Anketin doğru olduğu konusunda en çarpıcı yanıt, siyasi seçimlerde adayın dinine bağlı olup olmamasının seçimi ne kadar etkilediği ki, buna yüzde 51 oranında Evet diyor! Yani; yönetenin dindar olmasını tercih ediyor. Sonucu yaşıyoruz zaten.

Anketteki dikkat çeken soru

Halifelik benzeri bir dini liderliğe evet diyenler yüzde 54’ü bulurken yüzde 40’ı da hayır diyor. Yani bir referandum sandığı konulsa önümüze ve Halifelik geri gelsin mi denilse, Evet çıkar görünüyor.

İstanbul’a kazık çaka çaka mahvediyorlar

Öncelikle İstanbul’da ama bütün Türkiye’de toprak ve inşaattan kazanılan rant o kadar büyük ki koskoca ülke yetmiyor, denize taşılıyor, direkler çakılıyor! Üsküdar Meydanı’nın denize kazık çakılarak yapılan büyütme operasyonu Mimar Sinan’ın eserlerine zarar veriyor, caminin duvarları çatlıyor. İBB “Üsküdar Şemsi Paşa Camisi önünde yapılan çalışma durduruldu. Proje tekrar değerlendirilecek” açıklamasını yapıyor. Bu değerlendirmenin, belediyenin başında restoratör mimar olan bir başkan varken önceden yapılması gerekmez miydi?

Aynı şey Kabataş’da Valide Sultan Camii’nin de başına gelebilir her an. Denize çakılan kazıklar şimdiden peyzajı mahvetti bile, daha da kötü olacak, Dolmabahçe tarafından baktığınız zaman camiinin hemen arkasında koskocaman bir iskele ve tekneler göreceksiniz! Bu arada Maslak’ta boşaltılan askeri arazideki ağaçlar da iki gündür iş makineleriyle çatır çatır sökülüp atılıyormuş, yakında İstanbul’da hiç ağaç kalmayacak!

Moda akademisinin gençleri podyumda

Bir avuç tasarım sevdalısı, yerlisi yabancısı, kızı erkeği karışık genç. Heyecanla eserlerini sergiliyor. Türkiye’nin ilk moda markalarından VAKKO, dünyanın ilk moda okulu ESMOD işbirliğiyle 2013’te başladığı Moda Akademisi mezunlarının defilesini Nakkaştepe’deki tesislerinde gerçekleştirdi.

Birinci sınıf öğrencilerinin çevre duyarlılığı içeren yeşil beyaz tasarımlarının dışında 2. sınıf ve özellikle mezunların gerek seçilen materyel, gerek uçuk kaçık tasarımları Milano defilelerini aratmadı desem?

Jüri Özel Ödülü modelizm alanında Aya Hammoud’a, tasarım alanında Nazlıcan Koray’a verilirken tesettürlü genç modacıların cesur kıyafetleri de ilginçti! Demek ki giymeyecek ama giydirecekler!