Cumartesi Postası Haldun Dormen'den hayat dersi

Haldun Dormen'den hayat dersi

Paylaş
Haldun Dormen'den hayat dersi

Tiyatro duayeni Haldun Dormen Işıl Cinmen'e konuştu: 89 yıldır bir kez bile depresyona girmedim.Annemi, babamı, yeğenimi, çok sevdiğim arkadaşlarımı kaybettim. Ama ölümün çaresi yok. Değiştiremeyeceğini kabul edeceksin; hepimiz bir gün gideceğiz. Hayat kötü gittiğinde hemen şu soruyu sorarım: “Ne yapmam gerekiyor?” Depresyona girmememdeki en büyük sebep işime duydum aştır; yani ‘işk.’

Işıl CİNMEN
isil.cinmen@posta.com.tr
Fotoğraflar: Bahadırhan ERKOÇ

1928 doğumlu, 89 yaşında!Aşırı hızlı konuşuyor, çok seri hareket ediyor. Hafızası zehir, heyecanı çocuk gibi.. Sürekli çalışıyor, durmadan koşturuyor.
Tam 62 yıldır sahnede. Sahneden inmeye de, yaşlanmaya da hiç niyeti yok.
Böyle olmak gerek hayatta! İşini tutkuyla yapmak, yaptığını hayat kadar sevmek!
70’inde bilezeytin ağacı dikenlerden Haldun Dormen.
Nâzımdemiş ya: “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanıağır bastığından.”
Şimdi,yazdığı ve başrolünde oynadığı yeni oyunu ‘Bir Zamanlar Gazinoda’ ile sahnede.
Alkışlar Haldun Dormen için geliyor!



Hayatımda gördüğüm en fit 90 yaşındaki erkeksiniz. Bunun sırrı nedir?
89 küçük hanım! İşimi çok seviyorum, tek sır bu.
Buna ben‘işk’ adını veriyorum. Aşk yerine, iş aşkı!
İşte bu! Bu sözcüğü ben de kullanacağım, işk.İnsanlarla birlikte olmak, ortak bir heyecan paylaşmak çok hoşuma gidiyor. Hayatım boyunca bunu yaptım; bu yüzden gayet güçlüyüm. Bir de umudumu hiç yitirmiyorum. Umut ışığını yitirirsek her şey mahvolur. Umut en, en, en önemli şeydir.
89 yılda hiç depresyona girdiniz mi?
Hiç girmedim, bir kez bile.

Nasıl oluyor bu? Birçok kayıp yaşadınız…
Evet… Annemi, babamı, yeğenimi, çok sevdiğim arkadaşlarımı kaybettim ama çare yok. Değiştiremeyeceğini kabul edeceksin; hepimiz bir gün gideceğiz. Hayat kötü gittiğinde hemen şu soruyu sorarım: “Ne yapmam gerekiyor?” Depresyona girmememdeki en büyük sebep işime duydum aştır; yani işk...

EVDE TEK BAŞIMA KALAMAM
Bir röportajınızda “Evlenmeyin” öğüdü vermişsiniz. Yaşlanmamak için iyi bir yol mu?
Aaa o nereden çıktı! Evlendim; çocuğum, torunlarım bile oldu. Ama Betül Mardin’den sonra bir daha evlenmek istemedim. İsteyenler evlensin elbette ama ilişki gitmiyorsa uzatmadan kesmeyi de bilsinler.
Bunun için yalnızlıkla barışmayı öğrenmek gerekli…
Hiç de değil.Ben yalnız kalmayı hiç sevmem, hatta nefret ederim. Hiç de alışmadım yalnızlığa. Evde tek başıma da kalamam.
Şu an kiminle yaşıyorsunuz?
İki asistanımla birlikte yaşıyorum: Caner ve Murat. Evimde odaları var. İkisinin de kız arkadaşı var. Onların yanına dönüşümlü gidiyorlar. Biri gidince diğeri mutlaka evde oluyor.
En son ne zaman yalnız kaldınız?
Yıllardırbir kez bile yalnız kalmadım. En son ne zaman olduğunu hatırlamam mümkün değil, o kadar uzun zaman olmuştur.
Acaba kendinize dair bir şeyden mi kaçıyorsunuz?
Bildiğim kadarıyla kaçmıyorum. Eskiden gelen bir alışkanlık... Eskiden de pek yalnız kalmazdım. Ama artık hiç genç sayılmam. Gece hastalanırım filan diye de endişeleniyorum, birisi olsun istiyorum.
Neden bu kadar hızlı konuşuyorsunuz?
Ancayetiştiriyorum her şeyi hahaha!



EN FAZLA DÖRT SİGARA, ÜÇ TEK RAKI
Başından sonuna bir gününüz nasıl geçiyor?

Ekseriyetle 02’de yatar, 8.30’da kalkarım. Daha erken uyumam, fazla geç de kalkmam. 11 ile 17 arası genelde provada oluyorum. Mesela dün provadan çıkıp koşturarak Tiyatro Kedi’ye gittim. Çoktan beri Müfettiş’i oynamamıştık; onun provasını yaptık. O yorgunlukla akşam Müfettiş’i oynadım. 23’te eve geldim.2’ye kadar da televizyon seyrederim.
İnanılmaz bir insansınız!
En büyük motivasyonumgençlerle çalışmak. Onların yanındayken yaşlandığım aklıma gelmiyor.Hafızamı sürekli kullandığım için o da taze kalıyor. Bir de bak,ne yemeyi abartırım ne de içmeyi… 30 yıldır günde en fazla dört sigara içerim. Haftalarca içki içmediğim olur. En fazla üç tek rakı içerim. Arada bir de beyaz şarap... Yemek yemeyi çok severim ama gündüz fazla yemişsem, akşam sadece avakado yerim.

Cildiniz çok iyi görünüyor. Botoks yaptırıyor musunuz?
Vallahi hiçbir şey yaptırmıyorum. Cildimde sivilceler, lekeler çıkmaya başladı. Doktora gideceğim.

DURDUĞUM AN YAŞLANIRIM
Hedefiniz ne?

Yaşadığım sürecedurmadan tiyatro yapmak istiyorum. Durduğum an yaşlanırım. Sürekli bir programım var. 15 Ağustos’ta Eskişehir’de ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı sahneye koymaya başlayacağım. İstanbul Devlet Tiyatrosu 5. kez ‘Lüküs Hayat’ı sahneye koymamı istedi. Geçende ‘Kibarlık Budalası’nın 500. temsilini yaptık. ‘Bir Zamanlar Gazinoda’ zaten yeni başladı. Yoğunluk iyidir.
Hayatınızda tiyatro olmasaydı ne olurdu?
Düşünemiyorum. Tiyatroyla büyüdüm. Ailemde tiyatrocu yoktu ama ben böyle doğmuşum. Alman dadımla tiyatro ve konserlere giderdik, benim işk öyle başladı.
Sahneye ilk ne zaman çıktınız?
Galatasaray Lisesi’nde okurken çıktım. Robert Kolej’de ve Yale Üniversitesi’nde devam ettim. 1955’ten bu yana sahnedeyim. Aşağı yukarı 165 oyunda oynadım. Çoğu da başroldü. 360 oyun yönettim. Yaşlanmaya vakit mi kalır?

SEV, ÇALIŞ, ODAKLAN
Babanız sizi Yale Üniversitesi’ne gönderirken “Ne yaparsan yap ama en iyisini yap” demiş. Siz de öyle yapmışsınız. Bir işi en iyi yapmak için ne gerekiyor?

Babam 1980’lerde öldü. Başarılarımın bir kısmına şahit oldu. ‘İşi en iyi yapmak’ için kabiliyet gerekmiyor. Çok çalışmak, çok sevmek ve tek alana odaklanmak gerekiyor. “Kabiliyetim yok” diyenlere inanmıyorum. Birçok talebe yetiştirdim. Yeteneği yokmuş gibi görünenler neler neler yarattılar, bir bilsen. Sevince ve odaklanınca her iş olur.
Ekşi Sözlük’te hakkınızda güzel şeyler yazıyorlar. Genç nesil sizi seviyor. Ama oyunculuğunuzdan ziyade yönetmenliğinizi övmüşler. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ben de kendimi her zaman yönetmen ve hoca olarak görmüşümdür. Yönetmenliği, aktörlüğe tercih ederim. Alkışı seviyorum ama yönetmenliği daha çok seviyorum.
Egonuz yüksek mi?
Yok değil. Sadece alkış sevgime engel olamıyorum.



TİYATROYU KİMSEYE FEDA ETMEDİM
Ya aşk hayatınızda nasıl bir yer kapladı?

Aşk da hayatın güzel taraflarından biriydi. Ama tiyatroyu kimse için feda etmedim. Aşık olduğum kadın, tiyatroyu bırakmamı isteseydi bırakmazdım.

Kimseyi tiyatrodan daha çok sevmemiş gibisiniz…
Buradan başlık çıkarmana izin vermeyeceğim.
Hahaha tamam…Savurgan biriymişsiniz. Para ile ilgili hayat bilgisi verir misiniz?
Dünyaya geldik, gidiyoruz. Herkes keyfine baksın! Ama biraz da geleceği düşünün. Para kazandığınız an, ev alın. Para konusunda kimse beni örnek almasın. Ben babamla çalışsaydım şirket de, aile de çoktan iflas etmişti.

KOYU ATATÜRKÇÜYÜM
Paşa torunusunuz değil mi?
Evet. Annem İstanbullu bir paşa kızı, Nimet Rüştü Hanım. Anne tarafımda hep askerler var. Babam Kıbrıslı bir işadamı Sait Ömer Bey. Baba tarafım tüccardı. Babam çok elitti. Müthiş bir Atatürkçüydü. Ben de bu yüzden koyu bir Atatürkçüyüm. Konserlere ve tiyatrolara çok sık giderdi. Dünyada ne olduğundan haberi vardı. 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudiler Almanlardan kaçıyordu. Babam, “Yahudilerin arasında birçok entelektüel insan var. Keşke Türkiye kapılarını açsa da onlar buraya gelse” demişti. Kültürel birikime, zekaya, üretime çok değer verirdi.
Kulağıma 89 yıllık bir küpe takar mısınız?
Çok seveceğin işi bul. Sonra yaptığın işi çok sev, sonuna kadar yap. Oturup, ne yapacağım diye düşünme. Kalk ve en sevdiğin işi yap. En kötü hobi olarak yap, yeter ki bir şey yap. Durmadan çalış ve yaptığını hayat kadar çok sev. Ben sevgiyle yaşarım ve en çok ümitsizlikten nefret ederim. Hayatımı şöyle bir sıksanher tarafından tiyatro, ümit ve sevgi fışkırır. Sen de içinden ne fışkırıyorsa onu göster.



BİR ZAMANLAR GAZİNODA
Haldun Dormen'in yazdığı ve başrolünde oynadığı Bir Zamanlar Gazinoda Nisan başında ilk defa seyirciyle buluştu. Ali Altuğ'un yönetmenliğindeki oyunda Kerem Atabeyoğlu başrolü paylaşıyor.

Konusu: Yıllar önce oyunlarıyla izleyenleri kırıp geçiren, herkesin gönlünde taht kurmuş iki eski komedyenin şöhreti artık geçmişin tozlu sayfaları arasında kalmıştır. Geçmişte yaşanan tatsız bir olaydan dolayı bir gece yollarını ayırmışlar ve bir daha asla görüşmemişlerdir. akat hiç beklenmedik bir anda gelen teklifle yeni bir proje için tekrar bir araya gelirler. Bakalım bu iki eski dost, aralarındaki husumeti çözüp tekrar özledikleri o şöhrete kavuşabilecekler mi?
Nerede: 8 Mayıs Pazartesi: 20.30 Profilo Kültür Merkezi
12 Mayıs Cuma: 20.30 Kenter Tiyatrosu

‘ŞAHANE ZÜĞÜRTLER’ İLK OLSUN
Hiç tiyatroya gitmeyen birini tiyatroya gelmeye nasıl ikna edersiniz?

Gelsin çünkü sahnede kendini görecek. Kafası meşgul olacak, eğlenecek, daha önce düşünmediği şeyler düşünecek.
İlk kez tiyatroya gidecek biri hangi oyuna gitsin?
‘Şahane Züğürtler’e gitsin.
Hayatınızın oyunu neydi?
‘Şahane Züğürtler’ en severek oynadığım oyundu; Prens Mikael en sevdiğim roldü. Aşağı yukarı 500 kez oynadık. Çok başarılı oldu. Hep kapalı gişe oynadı.

Türkiye’de yüzlerce oyun sahneye koyuluyor. Takip ediyor musunuz?
Yeni, interaktif tiyatrolarıçok takdir ediyorum.Elimden geldiği kadar izlemeye çalışıyorum. Onlar Türk tiyatrosunun geleceği. Bu kadar çok yazarın yetiştiği başka dönem olmamıştı. Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nin yöneticilerinden biriyim. Harika yazarlar var. Yazar olmadan Türk tiyatrosu yürümez. Bir yönetmen olarak çok harika yönetmenlerin yetiştiğini düşünüyorum. Doğru ve sağlam işler yapıyorlar. Bize boşuna çalışmadığımızı gösteriyorlar.
Sansürün, baskıların oyunlarınıza etkisi oldu mu?
Bize pek karışan olmuyor. Birçok fikri altını çizmeden sahneliyoruz. Düşüncelerimizi sahneye aktarmıyoruz.




Haberin Devamı