Türkiye’de en büyük “tecavüz” mağduru demokrasidir.
***
Demokrasiye sadece “darbe” yaparak tecavüz edilmez...
***
Misal 28 Şubat’ı yapan paşalar ne ise Necmettin Erbakan da odur!
Her ikisi de faklı yöntemlerle demokrasinin ırzına geçmiş ve Türkiye’yi o karanlık tünelin içine sokmuştur.
[[HAFTAYA]]
***
Bugün Türkiye’de “darbeci”lerin hesap vermeye başladığını görüyoruz...
Hiç şüpheniz olmasın bir gün sıra 28 Şubatçılara da gelecektir!
***
Peki, Erbakan ve Erbakan gibiler?
***
Adı demokrasimizin “faili meçhuller” listesinde eriyip gidebilir...
Ama Erbakan’ın kaybettiği o “trilyon”un hesabını kim verecek?
***
Bir insan nasıl olur da hapis cezası çekemeyecek kadar “yaşlı” ve “hasta” ama siyaset yapabilecek kadar “sağlıklı” ve “genç” olabilir?
***
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün insani bir refleksle Erbakan’ı affetmiş olması anlaşılabilir.
Ama bugün ortada bir gerçek var ki: Başta cumhurbaşkanımız olmak üzere hepimiz kandırıldık!
***
Erbakan’ın siyasete geri dönmesi beni zerre kadar ilgilendirmiyor...
Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarını alaşağı edip, yedi sülalesini partinin başına getirmesi de umurumda değil...
***
Hem şimdiden konuşup Erbakan’ın önümüzdeki seçimlerde karşılaşacağı acı sürpriz tadını kaçırmayı da hiç istemem!
***
Ama o “kayıp trilyon” öğretmen Ayşe’nin, doktor Murat’ın, bakkal Naci’nin alın teriydi...
Hesabını verene kadar iki elimiz yakasındadır...
Bu tarafta olmazsa öteki tarafta!