Süper Kupa’yı ezeli rakibine kaptıran Fenerbahçe ligin ilk maçı için Konya yoluna koyulurken teknik direktör Ersun Yanal’ın aklından neler geçiyordu acaba? Galatasaray karşısında ilk maçında aldığı yenilgiyi mi, Avrupa yolunda hafta içinde karşılaşacakları Arsenal’i mi, iyi bir başlangıç yapabilmek için Torku Konyaspor karşısında nasıl bir taktik ve oyun anlayışla sahaya çıkacaklarını mı? Belki de hepsi ve daha fazla soruya yanıt arayan Ersun Yanal, Torku Konyaspor maçıyla sezona galibiyetle başlaması için gereken formülün peşindeydi.
Savunma alışkanlık gerektirir
Michal Kadlec’in yerine Hasan Ali Kaldırım’ı tercih eden Ersun Yanal, Bruno Alves’in yokluğunda savunmada daha önce birbiriyle oynamış bir dörtlüyü seçerek Galatasaray maçındaki berbat savunma anlayışının izlerini silmeye çalışıyordu. Emre Belözoğlu hücuma daha fazla katkı sağlamaya çalışırken, Emenike tek başına rakip savunmayı sarsmaya çalışıyordu.
Emenike hamlesi dengeyi bozdu
Emenike’nin gelişi ile birlikte sol kanada geçen Moussa Sow merkezdeki kadar başarılı değildi. Ama dakikalar geçtikçe hem Emenike hem de Sow’un yer değiştirerek oynadığını gözlemledik. Ersun Yanal defansı toparlamaya çalışırken Emenike hamlesi ile hücum aksiyonlarının dengesini bozmuştu.
Duran toptan golü buldu
Korneri pasla kullanan Fenerbahçe golü Moussa Sow’un ortasında stoper Joseph Yobo ile 16. dakikada buldu. Geçen seneden bu yana değişmeyen noktalardan biri de Joseph Yobo ile Bekir İrtegün’ün arasına atılan her topun tehlike yaratmasıydı.
Emre Mısır’a selam yolladı
Hakem Tolga Özkalfa Emenike’nin ceza sahasında iki Torku Konyaspor oyuncu tarafından sıkıştırılmasını es geçti. Birkaç dakika sonra Alper Potuk’un ceza sahasında düşürülmesinde ise penaltı düdüğünü çaldı. Golü atan Emre Belözoğlu, “dört” işaretiyle Mısır’daki darbenin ardından yaşanan katliama dikkat çekip “ Sahalarda siyaset olur mu olmaz mı? sorusuna “Rabia” selamıyla en net yanıtı veriyordu. Gezi protestoları sırasında “Sahalarda siyaset olmasın” çığlığı atanların Emre’nin golden sonra yaptığı harekete verdikleri desteği ise pragmatist ve ikiyüzlü olarak değerlendirerek tarihe not düşmek gerek elbette.
Formaliteden 2. yarı dersen!
İkinci yarıya hızlı başlayan Torku Konyasporlu oyuncular Mert Günok’a takıldı. Galatasaray maçının ardından bu maçta da iyi bir performans gösteren Mert Günok maçın başındaki birkaç dengesiz hareketinin dışında güven verdi. Alper Potuk 58. dakikada yerini Salih Uçan’a bırakırken her iki takım da müsait gol pozisyonlarından yararlanamıyordu. Dirk Kuyt, Pierre Webo değişikliğinin ardından Ersun Yanal oyunu rölantiye alıp farkı koruyarak çok da enerji sarf etmeden maçı tamamlamak istediklerinin sinyalini veriyordu.
Bu kabusu daha önce de gördük
71. dakikada ise Mehmet Topuz’un müdahalesinde penaltı noktasını gösteren Tolga Özkalfa’nın maça heyecan getirme çabası ise Mert Günok’un ellerinde eridi. Penaltıdan umduğunu bulamayan Konya Torkuspor ikinci yarıdaki çabasının karşılığını 75. dakikada attığı golle aldı. 2. yarının başından bu yana oyunu kendi sahasında kabul eden Fenerbahçe için , taçtan atılan topta boş bırakılan Ali Çamdalı’nın poz verir gibi attığı golle kabus geri döndü. Lige galibiyetle başlamak isteyen ve 2 farklı öne geçen Fenerbahçe’nin 2. yarıdaki tavrı ve anlayışı bu kabusun yaşanmasının en büyük nedeniydi. 87. dakikada gelen golle Konya Torkuspor hak ettiği galibiyet golüne kavuşuyordu. Fenerbahçe bu yenilgi ile 3 puandan fazlasını kaybediyordu.
Şimdi Ersun Yanal’ın bu deplasmana gelirken kafasında çözüm bulmaya çalıştığı sorulara 1 yenisi daha ekleniyordu.