Giriş
Ramazan yaklaştı, lokantaların iftar mönüleri geliyor derken davetler de erken başladı; ilk iftar daveti sarayda. Hem de Fransa Başkonsolosluğu’nun ikameti olarak kullanılan, Pera’nın en güzel yapılarından biri olan Fransa Sarayı’nda. Bu yıl bir ilk’e imza atan Başkonsolos Bayan Muriel Domenach 12 Temmuz’da iftar daveti veriyor! Yakın coğrafyamızda mezhep savaşları yüzünden müslümanlar birbirini boğazlarken laik ülkemizde müslümanlar, müslüman olmayan dostlarıyla birlikte iftar sofrasına oturuyor. Kıymetini bilelim!
[[HAFTAYA]]
Pazartesiye Gökçek neşesi!
“EGO otobüslerini bu sabahtan itibaren bedava yapıyorum lan!”... “Siber Ergenekon timi”... Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in hesabını hackleyince ortaya, buna benzer tweetlerle pazartesi neşesi çıktı! Gün boyu hesabını kurtarmaya çalışan Başkan “Biraz da Ankara’nın sorunlarıyla ilgilen”, “Metroyu su bastı, bu kadar üzülmedin!” diye eleştiriler aldıysa da günün sonunda hesabına kavuştu! Günümüzün en ciddi aşkının twitter hesabı olduğu da kanıtlandı! Hesabına en fazla yarım saat bakmamaya kim dayanabiliyor? Oysa sevgilinizi bir kaç gün görmeyebilirsiniz değil mi?
Paralel yapı için ipucu Ali Balta!
Üretilmiş düzmece delillerle Balyoz Davası’nda mahkum edilen 300 küsur subayın yeniden yargılanmak üzere serbest kalması buruk bir sevinç yarattı. Çıkanlar ise bilenmiş ve öfkeliydi. “Hiç bir şey bitmedi, adalet arayışı yeni başlıyor, bize bu kumpası kim kurduysa bulup adalet önünde hesap soracağız” dediler. En kolay ve yakın ipucu, onlarla birlikte tahliye olamayan Alb. Zeki Üçok’un davasında gizli. Olay şöyle: 4 Mart 2009’da, astsubaylar Ali Balta, Orhan Güleç, İsmail Dağ Askeri Bilişim Sistemleri’ne suç unsuru belge soktukları iddiasıyla Kayseri’de gözaltına alınıyor. Soruşturmayı, dönemin Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Alb. Zeki Üçok yürütüyor, Ast. Ali Balta ilk ifadesinde suçlamayı reddediyor. Üç gün sonra verdiği ifadede ise belgeleri bilgisayara yüklediğini itiraf ediyor. Buna göre Ali Balta, öğrenciyken Denizli Işık Evi’nde kalmış, Kayseri’ye geldiğinde oradaki “abi”lerden biri kendisiyle temas kurup astsubaylar Orhan Güleç ve İsmail Dağ ile aynı evde kalmasını sağlamış. “Yıldırım Abi” Balta’yı üst konumdaki diğer “abiler”le tanıştırarak eline bir flaş bellek vermiş, bu belgeyi askeri sisteme yüklemesini söylemiş. “Ordudaki kötüleri böylece temizleyecekler” demiş.
Hipnozla vermiş!
Ast. Ali Balta’nın bu ifadeyi vermesinden sonra Savcı Alb. Zeki Üçok’un başına gelmedik kalmıyor; önce sahte çürük raporu düzenlemekten tutuklanıyor! Oysa kendisi zaten raporu düzenleyen çetenin soruşturmasını yönetiyor. Ali Balta’ya hipnozla yalan ifade verdirmekten de dava açılıyor. Hakkında isimsiz ihbarlar yağan Üçok’a MSB tarafından açılan soruşturmalar 40’ı geçiyor! Bütün kişisel bilgilerine ulaşılıp yayılıyor, hakkında binlerce yalan haber yapılıyor, 32 bin e-posta atılıyor! Demek ki iz doğru, balık yakalanmasın diye bu kadar uğraşılıyor! Süreç çok karışık; açık olan, bu kumpası başlatanlara ulaşmak için Astsubay Ali Balta doğru isim. Gerisi gelecek. Savcı, hakimler zaten belli. Ahtapotun kollarını araştırmaya, ilk kurbanlardan Ahmet Zeki Üçok’tan hareketle, şu astsubaylardan başlayalım mı?
Mahkeme dosyayı bulamıyor!
Bilgi almak ve neden tahliye olamadığını öğrenmek için Alb. Üçok’un avukatı Serkan Günel’le konuşuyorum. Ve bir yaşıma daha giriyorum! Üçok’un diğer davalardan ötürü tahliyesi gerçekleşmiyor. Yattığı süreye sayılması için mahsup dilekçesi verilmiş ama bu sefer de tutuklama belgesini bulamıyorlarmış! Tabii ki belgenin fotokopisi avukatlarında var ama fotokopi belgeyle tutuklama yapan mahkeme, fotokopi belgeyle tahliye yapmıyormuş! Alb. Üçok cezaevinde bekliyor. Son saatler ne kadar da zor geçer!
