'Fatih Terim'e dokunan yanar!'

Memlekette futbol üzerine ahkâm kesen herkesin neredeyse herkes hakkında istediği gibi 'sallama' özgürlüğü vardır. Ve bu anlamsız, acıtan ve terbiye yoksunu 'özgürlük' nedense yalnızca 'İmparator'a geldiği vakit işlemez. Bu saçma sapan adına 'sallama' denen özgürlük soslu terbiyesizlik nedeniyle memlekette eleştiri kültürü de gelişmemiştir ve bu coğrafyada işler böyle yürüdükçe bir adım ileri gidemeyeceği de ortadadır.

Asıl sorun nasıl eleştirdiğin!
"Vatan millet borcudur bu görev reddedilmez"! diyerek Galatasaray'ın başında hedefleri olan bir teknik direktör Türk Milli Takımı'nın başına geçtiğinde bu isim kim olursa olsun habere, yoruma ve analize konu olur. Aslolan bu meseleyi eleştirme ve yorumlama üslubu ile ilişkilidir.

Çifte standarda dikkat!
Herhangi bir medya organında hiçbir kural kaide tanımadan elde hiçbir bilgi olmadan yapılan yorumlar karşısında olayı gerçekten de mantıklı bir tarzda eleştirme gayretine girişenlerin de önünü kapatmaktadır. Yalnız bu eleştiriler futbol dünyasından herhangi bir kişiye yöneldiğinde programı bitirmeyi, yazıyı sansürlemeyi, radyoda sesi kesmeyi düşünmeyenlerin çifte standardı üzerinde uzun uzun düşünmek gerekir.

Derin suskunluk
Fatih Terim'in bu dokunulmazlığının altında yatan nedir? Belki de araştırılması gereken en önemli nokta budur. Onun kalibresindeki teknik adamlar hakkında istediğini yazma özgürlüğüne sahip olanlar konu Fatih Terim olunca neden 'derin suskunluk'lara kapılmaktadır? Bu algının yaratılmasında kimlerin rolü vardır?

'Karton'dan eleştiri dünyası
Fatih Terim daha önce televizyon programlarındaki eleştirilere telefonla bağlanıp cevap verirken dün avukatı yoluyla yanıt verme hakkını kullanmıştır. Bu yolun tercih edilmesinde Fatih Terim kadar eleştiri ile hakaret, karalama ve saçmalama arasındaki dengeyi tutturamayanların da önemli rolü vardır. 'Fatih Terim'e dokunan yanar' algısı işte bu 'Karton İmparator' tanımlamaları arasında çok daha büyük önem kazanmaktadır.