A. Yavuz Kocaömer Farklı boyut
HABERİ PAYLAŞ

Uşak’ta yaşayan 24 yaşındaki okurum Özgür Kocamış konuşma engelli. Duyuyor ama bazı harfler konuşurken çıkmıyor. Okurumdan gelen bir maili aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

Türkiye’de engeller için bir şeyler hâlâ eksik, bunlara değineceğim. Asla ve asla duygu sömürüsü yapmadan, milletin hassas duygusu ile mantıklı olgular önermek istiyorum. Farklı boyut olarak konuyu ele almak istiyorum. Kişisel yazı yazmayacağım dedim. Ama insan yaşamadıkça yazması, konuşması zor oluyor.

‘Özürlü’ kelimesini Türkçe’den silelim

Haberin Devamı

Özür ne demektir? Hata yapılınca af dilemek, hatasını anlamak. İnsanlar doğarken veya yaşarken bir organın olmaması veya hatalı olması suç mu? Yoksa Allah’ın takdiri mi? Cevap açık ve net.

Hayat engellerle dolu

Evet, biz engelliyiz. Çünkü kimimiz yürümüyor, kimimiz konuşamıyor, kimimiz duymuyor. Neden? Önümüze Tanrı tarafından konulan engel var. Ve bu engeli kabullenmek lazım. Bizler utanmadan, sıkılmadan engelliyiz diyeceğiz. Engelli olmayan çevremiz, suçluluk duygusu hissetmeden, zamanında, söylenmesi gereken yerde bu kelimeyi kullanmalı. Ne “Özürlü” diyelim ne de lafı geveleyip “Şey şu” diyelim. Bunlara gerek yok. Nasıl bir siyahiye ZENCİ, kiloluya ŞİŞMAN deniliyorsa bize ENGELLİ densin, üzülecek bir şey yok.

Farkımız ne?

İnsanı hayvandan ayıran özelliği duygusu ve aklı olması. Beyin ve kalp diyeceğim ama onlar hayvanda da var. Bana göre insan ne olursa olsun, şişman, zayıf, zenci, beyaz, yaşlı, türbanlı, bikinili, Kürt, Laz, Müslüman... Çevresine zarar vermedikçe insandır ve tüm haklardan yararlanmaya hakkı vardır. Tersi olunca dışlanmalıdır ve zaten devlet, hukuk cezasını verir. İşte engelli de insanlar için binlerce sıfattan biri. Tek farkımız hak tarafından konulan engel.

Ne yapılmalı?

Uzun uzun, sıkıcı yazmak istemem. Bakın arkadaşlar onların günde 20 dakika ayırın inanın mutlu olacaksınız. Onları anlamak çok zor ama bir o kadar zevkli. Mutlaka ortak yönünüz vardır. Ben buradan devlete, vatandaşa değil, sizlere sesleniyorum, gelecekte siz varsınız.

Sakın acımayın

Acımak kelimesinden iğreniyorum. Sadece zor durumda olan insanlara merhamet edin. Yaşlı, gazi, engelli... Sizin de iyi vakit geçireceğiniz anlar yaratın. Mesela sinemaya gidin, tavla oynayın... Sadece o mutlu olacak diye sorumluluk duymayın. Çünkü onlar da mutlu olamaz, hisleri kuvvetlidir, sahte gülümseyi anlarlar, ona göre.

Haberin Devamı

Empati kurun

Kendinizi onun yerine koyun. “Ben olsam ne yapardım? Nasıl olurdu?” Bu iki soru her şeyi çözecek. Bir olayda engelli ile karşı karşıya geldiğinizde kolaylık sağlayacaktır.

Aranıza alın

Bu konu çok önemli. Bakın bir engelli dostunuz var, onunla geçirdiğiniz vakit eğlenceli. Onu daha sonra arkadaşlarınızla tanıştırın, çeşitli aktivitelere sokun. Ne olacak peki? Eğlence, sohbet falan bir kenara, arkadaşlarınızın belki önyargıları değişecek “Bizim Ahmet engelli ile geziyor demek ki hiç fark yokmuş. Bizim mahallede Mehmet var, yürümüyor. Ben de bir gün onun evine gideyim, tavla atayım” diyecek. Bu kadar basit.

Bazı yanlışlarını görmezden gelin

Bir gün yolda gidiyorum engellinin biri sigara içiyor, yanımdaki “HEM ENGELLİ HEM SİGARALI” diyor. Böyle saçmalık var mı? Ya o da insan, yanlışları olacak, kızınca küfür edecek, kopya çekecek. İşte ne bileyim içki içecek falan. Yani nasıl hakları varsa, her insan gibi hataları da olacak. Bir arkadaşın derdini kimseye anlatmıyor, senin saatlerce kafanı ağrıtıyor, bırak ağrıtsın. Her yerde yemek yiyemiyor, senin yanında ağzından salyalar akarak yiyor, bırak yesin. Çünkü senin yanında huzurlu, sana değer veriyor. Zaten sevdiğiniz bir dostunuzda bunlara severek katlanırsınız SEVGİ BU DEĞİL Mİ?

Haberin Devamı

Hatalarını söyleyin

Ama kimseye rezil etmeden, yalnız kaldığınızda konuşun onunla. Mesela ağzının suyu akan ama eli ayağı tutan birine peçeteli gezmesini söyleyin. Ben şuna inanırım, ister fakir ol, ister zengin, elinden geldiğince temiz olacaksın, kendine bakacaksın. Mesela bazı huyları vardır, onları öneride bulunarak değiştirmesine yardımcı olursunuz. Çok gülene kendini kontrol etmesini söylemek gibi.

Bizler ne yapacağız?

Kendimizi seveceğiz. Çünkü bizi seven o kadar insan var ki, en önemlisi Allah seviyor. Zor duruma düşsek bile sakın isyan yok. Gerçekleri kabul etmek gerekiyor. Biz böyleyiz, gayet memnunuz. Kimseyle dalga geçmeyeceğiz ama kendimizle dalga geçeceğiz, tıpkı Metin Şentürk gibi. AZİM kavramını her zaman benimseyerek yaşayacağız. Gerek okul, gerek sağlık, gerek iş, gerek aile, elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Asla pes etmek yok. Elimden geldiği kadar bir şeyler yazdım. Devlete seslenmek yerine ilk önce arkadaşlarımla paylaşmak istedim. Çünkü geleceğin anahtarı üniversiteli arkadaşlar ve gençler. Son olarak;

Mutlu olmak

Yıl 2005 yazında Antalya’ya Beldibi tatil köyüne gittim. Arkadaş mesaideydi, ben yalnız geziyordum. Hediyelik eşya almak için dükkana girdim, konuşmam kötü ya, adam 4 dil konuştu; İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça. Sonra yere yazdım “Türküm” diye. “Pardon” dedi.

Yüzünüz hep gülsün

Allah yüzünüzden gülümsemeyi, kalbinizden merhameti eksik etmesin. Ben burada maddi ve manevi desteği ile her zaman yanımda olan ve olacak aileme teşekkür ederim. Özellikle okuman için mücadele veren anneme. Ve yanlarında engelli olarak hissettirmeyen dostlarıma sonsuz teşekkürler. Herkese bol sağlıklı günler.

Sonuç

Engelli, engelsiz hangimiz Özgür’ün yazdıklarının altına imza atmayız? Özgür’le ozgurkocamis@gmail.com adresinden veya 0 544 465 22 46 no’lu cep telefonundan iletişime geçebilirsiniz. Unutmayın, Özgür’ün konuşma zorluğu var, SMS atarsanız daha iyi olur.

ÇENGELLİ PANO

Çıkış yolu bulamıyorum

29 yaşındayım ve yüzde 42 engelliyim. 23 Kasım’da ‘Kamudaki engelli kadrosu’ yazınızı okudum. Bu konuya yetkililerin ilgi göstermesini istiyorum. İşsizim ve iş arıyorum. Ön lisan mezunuyum. Bilgisayar kullanabiliyorum, orta seviyede İngilizcem var. Biz engellilere yardımcı olacak kimse yok mu?

Fırat Daniş firat_danis@hotmail.com Tel: 0533 413 21 14

Kendi başlarına gelince...

Engelleri kaldırmak için yaptığınız çalışmaları kutluyorum. Ne yazık ki bazı kesimler engelli vatandaşların önüne engel koyuyor. Ancak aynı durum kendi başlarına geldiği zaman çareler aramak için bir araya geliyorlar. Ahmet N. Hergül / Burhaniye

Avukat istiyorum!

2003’te iş kazası geçirdim, yüzde 50 sakat kaldım. İş kazasından dolayı SSK bana maaş bağladı. Çalıştığım işyeri, bana ve SSK aleyhine dava açtı. Dava açıldıktan 2 ay sonra cezaevine girdim. Halen cezaevindeyim. Mahkemede hakim, iş kazası olmadığına karar vermiş. Bu dava ile ilgilenecek duyarlı bir avukatın yardımını istiyorum. Ücretini karşılayacağım. Bana yardımcı olacak avukatları aşağıdaki adrese bekliyorum.

İsa Kaçar M Tipi Kapalı Cezaevi D /6 Koğuşu Karaman

Sıradaki haber yükleniyor...
holder