Eylül

Eylül, kuzey yarımkürede yazın bitişi ve okulların açılışıyla birlikte piyasaların hareketlendiği aydır. Özellikle Batı dünyasında neredeyse temmuz ve ağustos tamamen tatil havasında geçtiği için çalıştıracak kimseyi bulamazsınız. Eylülle birlikte herkes işine döner, kenarda birikmiş dosyalar ve konular yeniden masaya yatırılır. Türkiye’de de hayatın akışı hızlanacak ama zaten bu yaz hiç yavaşlamadı.

Siyasetteki gerginlik tam gaz sürdü. Bir süredir ilave olarak dile getirilen şeyler var: Eylül ayından itibaren Gezi olayları yeniden mi alevlenecek? Protestolar üniversitelere mi yayılacak? Futbol maçlarında siyasi sloganlar atılacak mı? Türkiye’nin çevresindeki kaos ve ekonomideki iniş yönündeki grafik göz önüne alınınca daha riskli bir döneme girildiği söylenebilir.

[[HAFTAYA]]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önceki akşam Ülke TV’de katıldığı yayında demokratikleşme paketinin birkaç hafta içinde ya da TBMM’nin açılışına doğru açıklanabileceğini belirtti. Demokratikleşme paketinde aşağı yukarı tahmin ettiğimiz maddeler var; ancak hiç bilmediğimiz ya da tahmin etmediğimiz konular da eklenebilir. Hükümetten -son rötuşları yaparken- Gezi olaylarıyla oluşan havayı göz önüne alacağı ve farklı kesimleri rahatlatabilecek adımlar atacağı beklenebilir.

Ancak diğer taraftan beklentiyi fazla yükseltmek doğru değil. Aksi halde hayal kırıklıkları büyük olabilir. Örneğin Başbakan Erdoğan, PKK’nın çekilme seviyesinin yüzde 20’lerde kaldığını açıklamıştı.

Bu durum hükümete “Daha fazlasını yapacaktık ancak örgüt sözünü tutmadı ve çekilmedi” açıklamasını yapma imkânı verebilir. Nitekim anadil konusunda da PKK’nın beklediği adımların atılamayacağı anlaşılıyor. Başbakan, bu durumu izah ederken Türkiye’nin dil üzerinden parçalanmasına seyirci kalamayacaklarını ifade etmişti. Bilebildiğim kadarıyla Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması konusu pakette muhafaza ediliyor. Ancak son anda hükümet ya da parti içinden bir itiraz gelir mi, kestiremiyorum.

Bülent Arınç, Egemen Bağış, Hüseyin Çelik ve daha önce Ertuğrul Günay gibi isimler bu konuyla ilgili olumlu görüş bildirmişti. Ben, Gezi olaylarının kitlesel eylemler şeklinde geri döneceğini sanmıyorum. Türkiye’de neler olup biteceğini kestirmek kolay değil. Zira hükümet içinde bir kesim, bu konunun yurt dışındaki bazı çevreler tarafından yeniden kaşınacağı görüşünde.

Eylül ayı Suriye ve Mısır’daki olayların seyri bakımından da çok önemli. Nitekim çatışmalar Lübnan’ı da sardı. İki ülke bu kışa istikrarsızlıkla girerse bundan en çok Türkiye etkilenecektir. Umut verebilecek bir güzel haber Arjantin’den gelebilir: 2020 Olimpiyatları’nı düzenleyecek şehir, 7 Eylül’de Buenos Aires’te açıklanacak. Başbakan Erdoğan da kalabalık bir heyetle orada olacak. İstanbul, Madrid ve Tokyo ile yarışıyor. İşimiz özellikle Japonlara karşı kolay değil ama neden olmasın.