Şirin Sever Evlilik dediğin SGK hizmeti midir?
HABERİ PAYLAŞ

Evlilik dediğin SGK hizmeti midir?

Haberin Devamı

Erkeklerin boşandıkları eşlerine ödediği tazminatlar her zaman adaletli mi? Şart mı? Hele de kısacık bir evlilikten sonra? Bunu sorduğumda bana kızıp, “Sen ne biçim kadınsın?” diyenler oluyor ama bakın bu soru Meclis’e kadar taşındı. İşte dün okuduğum haber: İzmir’de F.T. isimli bir adam isyan etmiş artık, Meclis’e dilekçe yazmış.

“2005 yılında evlendim, 24 saat dolmadan ayrıldım. Çocuk yok, düğün yok, gerdek yok. Ama ben ömür boyu nafaka ödemeye mahkum edildim. Bu nasıl adalet?” diye soruyor. Sahiden bunun neresi adalet? Bence nitelikli dolandırıcılık bile sayılabilir! Söylediğim tam da bu; evliliğe proje olarak bakan, evlendiği adama SGK muamelesi yapan, kaba tabirimin kusuruna bakmayın, evliliği ‘adamı söğüşlemek’ olarak gören kadınlar yüzünden erkekler artık evlenmek falan istemiyor.

Uzun yıllar evli kalan, 50-60 yaşında vasıfsız ve sosyal güvencesi olmayan kadınların, hele de çocuklar varsa, mağdur olmaması için tazminat elbette verilmeli, konumuz bu değil zaten. Konumuz evliliği sosyal sigorta olarak gören kadınlar!

Kısa süren evliliklerde, hele de çocuk yoksa, bir adamı ömür boyu tazminat ödemeye mahkum etmek haksızlık değil mi? Buyrun pazar günü için tartışılmaya değer, gül gibi bir tartışma konusu..

BAYAN DEĞİL KADIN!

Seda Kaya Güler benim meslekteki ilk öğretmenim; işin abc’sini ondan öğrendim... Duygu Asena ekolündendir, onun kadın meselelerine bakışı bana çok şey katmıştır.

Emekli olduktan sonra bile yazmayı bırakmadı; kitap yazdı, dergilerde yazdı. Kadınlara kendilerini önemsemelerini, güçlerinin farkında olmaları gerektiğini yazdı durdu hep. Şimdi yeni kitabı çıktı; ‘Bayan Değil Kadın’. Amacı da ‘ezber bozmak’ kendi deyimiyle. Mesela “Neden yemek yapmayı sadece kadınlar bilmek zorunda?” diyor.

“Kayınvalide ve pedere anne-baba demek zorunda mıyız?” Bunu söylemek samimi geliyor mu size? Kadınlar her ay adet görüyorlar. Peki bunun nedeni hakkında bir fikirleri var mı? Düşündürten ve ezberleri bozan onlarca konu. Kitabın adına gelince…

Bayan diye bir cinsiyet yok. Bayan yalnızca bir hitap şekli. Kadın ise cinsiyeti belirleyen bir sözcük. Bayan, kadın olmanın ayıp sayıldığı bir anlayışın tercih ettiği bir kelime. O yüzden bayan değil, kadın. Anlaştık mı?

KINA GECESİ NEDEN VAR?

‘Bayan Değil Kadın’ kitabındaki konulardan biri de kına geceleri... Son zamanlarda iyice abartılan ve büyük bir sektöre dönüşen kına gecesi eğlencelerini sorguluyor. “Eğlenmek güzel de, neden kına gecesi düzenlenir biliyor muyuz?” diye soruyor kitapta Seda Kaya Güler.

Bu törenler genç kız için mutluluğa giden bir yolun arifesi mi yoksa kederin ifadesi mi? Neden gelin adayına kına yakılır mesela? Kına, kurbanlık koça ve savaşmaya giden askerlere yakılır.

Bir de evlenecek kızlara. İnanışa göre kına yakılanlar, kurban olarak görülüyor bir anlamda. İyi de gelin, kocaya mı kurban ediliyor? Gelinin ağlaması bu yüzden midir? Okuyun ve üzerine bol bol düşünün derim.

EVE SİPARİŞTE NAKİT KULLANIN

Telefonla dolandıranlar, mail üzerinden dolandıranlar, Çiftlik Bank diye dolandıranlar derken, eve yemek söylerken de tehlikedeymişiz meğer! İstanbul’da bir çete, eve yemek servisi yapan fast food restoranların kuryeleriyle anlaşıp büyük tezgah kurmuş.

Kuryeler müşteriye giderken, iki POS cihazıyla gidiyor. Müşterinin kartını önce çetenin verdiği sahte POS cihazından geçirip kopyalıyor, cihaz ‘kart geçersiz’ uyarısı verince gerçek POS’la ücreti tahsil ediyorlar. Bu yolla 3 milyon TL vurgun yapılmış. Demem o ki, evinize yemek söylerken... Neme lazım, nakit ödemeyi tercih edin.

SAKIZ DEYİP ÜZERİNE BASMA, ÖNCE TANI!

Haber çok ilginç... Sakız dünyanın her yerinde en fazla atılan çöplerden biriymiş. Hatta sigara izmaritlerini bile sollamış! Ve atıldıkları yere yapıştığı için temizlenmesi de diğer atıklara göre daha zor ve masraflıymış.

Anna Bullus isimli girişimci de, sakızları geri dönüşüme sokacak yol bulmuş Onedio’da okuduğum habere göre… İngiltere’deki Winchester Üniversitesi’nde işe girişmiş.

Sakız için özel geri dönüşüm kutuları yapmış, sakızlar bu kutulara atılmış. Hem üniversitenin temizlik masrafları azalmış, hem de biriken sakızlarla çizme, kupa, ayakkabı altında kullanılan kauçuk üretilmiş.

Zira sentetik kauçuktan yapılan sakız, çiğnenmiş de olsa imalat sanayi için kullanışlı bir madde. Süper değil mi? Ha, bizde olur mu? “Sakızları geri dönüşüm kutusuna atın” denilse, kimsenin umrunda olmaz. Böyle şeyler medeni ülkelerde geçerli sadece.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder