Mehmet Coşkundeniz EVLENMEDEN ÖNCE...
HABERİ PAYLAŞ

EVLENMEDEN ÖNCE...

Bahar hem aşk hem de düğün mevsimidir. Evlenmiş olmak için evlenilmez, boşanmak için hiç evlenilmez.Evlilikte hem maddi hem de manevi uyum şarttır. Bu yazı doğru eş seçiminden tutun, uzak duracağınız kişilere, düğün sırasında maddi sorunların nasıl konuşulacağına kadar her şeyi anlatıyor. Evlenmeyi düşünüyorsanız mutlaka okumalısınız

BU TiPLERDEN UZAK DURUN

OBSESİFLER: Duygusal ve kısıtlıdırlar, kendilerini iyi ifade edemezler. Aşırı titizdirler. Bununla birlikte her şeyin programlı olmasını isterler. Çok dakiktirler ve herkesin de dakik, planlı ve düzenli olmasını isterler. Eşinin beş dakika dahi geç kalması büyük sorunlara yol açabilir.

Haberin Devamı

PASİF AGRESİFLER: Bunlar genelde her şeye “evet” diyen ama “evet” dediklerini yapmayan bir yapıya sahiptirler. Sevmedikleri, istemedikleri şeye dahi “hayır” diyemezler. Karşısındakini düş kırıklığına uğratıp kızdırırlar.

SINIRLI KİŞİLİKLER (BORDERLİNE): Bunlar duygusal anlamda çok dalgalıdırlar. Günü günlerine uymaz. Duygusal olarak daha çok çatışmanın içine çekilip karşısındakini daha çok çatışmaya iterler. Bu insanlarla evlilik çok zordur. Kendilerine ve başkalarına zarar verme duyguları ön plandadır. Duygusal olarak saldırgandırlar. Bağırıp çağırıp arada bir tabak gibi eşyaları fırlatabilirler. Cinsel kimlik karmaşası yaşarlar.

KAÇINAN KİŞİLİKLER: Sessiz ve çok pasiftirler. Gerektiği zaman olması gereken tartışmadan dahi kaçınırlar. Öyle olunca ilişkiyi çok sağlıklı bir şekilde sürdüremezler.

BAĞIMLI KİŞİLİKLER: Bu kişilik yapısında olanların bireysellikleri yoktur. Bütün kararları karşısındakinin almasını beklerler. Bireyselliklerini ortaya koyamadıkları için kişiliksizmiş gibi duygu verirler ve karşısındakini sinirlendirebilirler.

NARSİSTLER: Kendini beğenen ve isterik kişilik yapısına sahiptirler. Sürekli olarak dikkatin ve beğeninin kendilerinde olmasını isterler. Bu kişiler kendilerini her şeyden çok severler, sevilmeyi çok severler ve sevilme ihtiyaçları çok zor doyurulur. Bu nedenle de ilişkilerde hep sorun yaşarlar. Sevilme isteğini doyurmak çok zordur. Bu nedenle sık sık ilişki değiştirerek ilk anı yakalamak isterler. Aldatma riskleri çok büyüktür.

Haberin Devamı

1) İMZA HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR Aşk ve evlilik farklıdır. “Bir imza neyi değiştirir?” demeyin çünkü her şeyi değiştirir. Sadece birbirinizle değil, ailelerinizle, arkadaşlarınızla ve devletle evleneceksiniz. İmzayı attıktan sonra atacağınız her adım devlet kontrolünde olacak. Bu sorumluluğu taşıyabilecekseniz evlilik riskine girin. Evet, evlilik bir ilişki için en büyük risktir.

2) İKNA OLMADIYSAN KABUL ETME Kafanızda soru işaretleri varsa evlilik kararını yeniden gözden geçirin. Beyninizle ve kalbinizle ikna olmadıysanız evlenmeye kalkmayın. “Acaba doğru karar verdim mi?”, “Acaba doğru insan mı?”, “Acaba mutlu olacak mıyım?” gibi sorular beyninizin içinde dönüyorsa en azından bir süre için evlilik kararınızı erteleyin. Evlenebilmeniz için en küçük bir soru işareti bile kalmamalı.

3) AŞKIN ETKİSİ GEÇİNCE EVLEN Aşk güzel şey. Ancak insanı yanıltır. Aşkın hormonların dorukta olduğu ilk dönemlerinde evlilik kararı almayın. Hele bir ayaklarınız yere bassın. Çünkü o dönemde beyniniz ‘dopamin’in etkisi altındadır. Dopamin beyninizdeki muhakeme merkezini bloke eder. Bir başka deyişle sevgilinizi objektif olarak göremez ve yargılayamazsınız. Hatalarının üstünü kaparsınız. Bu işin en doğrusu aşık olduğunuzla evlenmek ama aşıkken evlenmemektir.

Haberin Devamı

4) EVLENDİKTEN SONRA DEĞİŞMEZ “Evet bazı kötü yanları var ama evlendikten sonra değişir” yargısı yanlıştır. Türkiye’de boşananların yüzde 61’i “Eşimin sorumsuz davranışlarını evlenmeden önce biliyordum ama evlendikten sonra değişeceğini sanmıştım” dedi. Demek ki, değişmemişler ve evlilikleri bitmiş.

5) BENCİL OLANLARA DİKKAT Doğru eşi seçebilmek çok önemlidir. Sizin için ‘doğru sevgili’ olan kişi ‘doğru eş’ olmayabilir. Sevgiliyken yapılan bencilce hareketler, hoşgörüsüzlüğe varan kıskançlık gösterileri hoşunuza gidebilir. “Beni sahipleniyor, beni koruyup kolluyor” diye düşünebilirsiniz. Ancak evlilikte bu durum büyük sorun yaratabilir. Bencillik ve hoşgörüsüzlük boşanmanın en büyük nedenlerindendir. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına ya da arkadaşlarıyla eğlenmesi, en çok şikayet konusu olan noktalardandır. Burada önemli nokta, kişinin karısını ya da kocasını sadece bir eş olarak değil, aynı zamanda bir sosyal varlık olarak da görebilmesidir.

6) CİNSEL UYUM ÇOK ÖNEMLİ Evliliğin yarısı cinselliktir. Türkiye’de evlilik öncesi cinsel yaşam hoş görülmüyor. Birçok çiftin cinsel açıdan uyumlu olup olmadığını evlilik öncesi tespit etmesi mümkün değil. Ama en azından elini tuttuğunuzda, aklınıza geldiğinde, göz göze bakıştığınızda cinsel açıdan sizi uyarmayan biriyle evlenmeyin. Cinsel tatminsizlik en büyük boşanma sebeplerinden biri. Cinsel açıdan tatminsiz olan kişilerin hayatın her alanında başarısız oldukları biliniyor.

7) EĞLENEBİLDİĞİN İNSANLA EVLEN Eğlenemediğiniz insanla sakın evlenmeyin. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanmıyorsanız, ortak beğenileriniz yoksa, ortak ilgi alanlarınız yoksa o evlilik sizin için zulüm haline gelir. Unutmayın siz bir görevi yerine getirmek için değil, ruhsal açıdan tatmin olmak için de evleniyorsunuz. Eşi sadece ‘evin ekmeğini kazanan adam’ ya da ‘ev kadını ve çocukların annesi’ olarak görmek, sonunda evliliği bir çıkmaza sokar.

8) ÇOCUK EVLİLİĞİ KURTARMAZ Üremek için de evlenmiyoruz. O yüzden daha baştan beyninizin ve kalbinizin kabul etmediği insanı çocuk yaparak eve bağlama fikrini aklınızdan bile geçirmeyin. Türkiye’de boşananların yüzde 64’ü çocuklu. Boşanma sebeplerinden biri de çocukla ilgili tartışmalar.

9) ‘ANA KUZULARI’NI SAKIN SEÇME Evlilik belirli bir olgunluğa ulaşmış insanların yapması gereken bir eylemdir. Henüz kendi ailesinden kopamamış, ‘ana kuzusu’ diye tabir edilen kişiler evliliğe uygun değildir. Unutulmamalıdır ki; evlendikten sonra her insan kendi ailesini kurar. Ebeveynler, dara düşen, yolunu bulamayan çiftlere elbette yardım etmelidir. Ancak kendi hayatlarını yaşamalarına da izin vermelidir. Kendi eşi ve çocuğu yerine ebeveynleri ön plana koyabilecek kimselerle evlenilmez.

10) EĞİTİM, KÜLTÜR, AİLE Kültür, eğitim, aile terbiyesi gibi kavramlar evlilikte büyük önem taşır. Bu noktalarda uygunluk şarttır. Eğitim açısından aralarında uçurum bulunan, hiç olmazsa birbirine yakın kültüre sahip olmayan ve terbiye açısından farklı noktalarda bulunan çiftlerin mutlu olması pek mümkün değildir.

(18 MAYIS POSTA KARNAVAL EKİNDEN ALINMIŞTIR.)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder