Mehmet Coşkundeniz Evleneceklere son uyarı!
HABERİ PAYLAŞ

Evleneceklere son uyarı!

Evlenmek olmak için evlenilmez, boşanmak için hiç evlenilmez. Evllilikte maddi-manevi uyum şarttır. Bu yazı; doğru eş seçiminden tutun da uzak duracağınız kişilere, düğünün maddi sorunlarının nasıl konuşulacağına kadar her şeyi anlatıyor. Evlenmeyi düşünüyorsanız okumalısınız.

1- İMZA HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR

Aşk ve evlilik farklıdır. “Bir imza neyi değiştirir?” demeyin çünkü her şeyi değiştirir. Sadece birbirinizle değil, ailelerinizle, arkadaşlarınızla ve devletle evleneceksiniz. İmzayı attıktan sonraki her adımınız devlet kontrolünde olacak. Bu sorumluluğu taşıyabilecekseniz evlilik riskine girin. Evet, evlilik bir ilişki için en büyük risktir.

Haberin Devamı

2- İKNA OLMADIYSAN KABUL ETME

Kafanızda soru işaretleri varsa evlilik kararını yeniden gözden geçirin. “Acaba doğru karar verdim mi?”, “Acaba doğru insan mı?” gibi sorular beyninizin içinde dönüyorsa en azından bu kararı erteleyin. İmzayı atmak için beyninizle ve kalbinizle ikna olmalısınız.

3- AŞKIN ETKİSİ GEÇİNCE EVLEN

Aşk güzel şey ama insanı yanıltır. Aşkın, hormonların doruk yaptığı ilk döneminde evlilik kararı almayın. Hele bir ayaklarınız yere bassın. Çünkü o dönemde beyniniz ‘dopamin’in etkisi altındadır. Dopamin, beyindeki muhakeme merkezini bloke eder. Yani sevgilinizi objektif olarak göremez, yargılayamazsınız. Doğrusu: Aşık olduğunuzla evlenin ama aşıkken evlenmeyin.

4- EVLENDİKTEN SONRA DEĞİŞMEZ

“Evet bazı kötü yanları var ama evlendikten sonra değişir” yargısı yanlıştır. Türkiye’de boşananların yüzde 61’i “Eşimin sorumsuz davranışlarını evlenmeden önce biliyordum ama değişeceğini sanmıştım” dedi. Demek ki, değişmemişler ve evlilikleri bitmiş.

5- BENCİL OLANLARA DİKKAT!

Doğru eşi seçebilmek çok önemlidir. Sizin için ‘doğru sevgili’ olan kişi ‘doğru eş’ olmayabilir. Sevgiliyken yapılan bencilce hareketler, hoşgörüsüzlüğe varan kıskançlık gösterileri hoşunuza gidebilir. “Beni sahipleniyor, beni koruyup kolluyor” diye düşünebilirsiniz. Ama evlilikte bu durum büyük sorun yaratabilir. Bencillik ve hoşgörüsüzlük, boşanmanın en büyük nedenleri. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına ya da arkadaşlarıyla eğlenmesi, en çok şikayet konusu olan konu. Burada önemli nokta; kişinin eşini, sosyal bir varlık olarak da görebilmesi.

Haberin Devamı

6- EĞLENEBİLDİĞİN İNSANLA EVLEN

Eğlenemediğiniz insanla sakın evlenmeyin. Birlikte vakit geçirmekten hoşlanmıyorsanız, ortak beğenileriniz ve ilgi alanlarınız yoksa o evlilik sizin için zulüm haline gelir. Unutmayın; siz bir görevi yerine getirmek için değil, ruhsal tatmin için de evleniyorsunuz. Eşi sadece ‘evin ekmeğini kazanan adam’ ya da ‘ev kadını ve anne’ olarak görmek, evliliği çıkmaza sokar.

7- ÇOCUK EVLİLİĞİ KURTARMAZ

Üremek için de evlenmiyoruz. O yüzden daha baştan beyninizin ve kalbinizin kabul etmediği insanı çocuk yaparak eve bağlama fikrini, aklınıza getirmeyin. Türkiye’de boşananların yüzde 64’ü çocuklu. Boşanma sebeplerinden biri de çocukla ilgili tartışmalar.

8- CİNSEL UYUM ÇOK ÖNEMLİ

Evliliğin yarısı cinselliktir. Türkiye’de birçok çift cinsel açıdan uyumlu olup olmadığını evlilikten önce tespit edemiyor. Ama en azından elini tuttuğunuzda, aklınıza geldiğinde, bakıştığınızda cinsel açıdan sizi uyarmayan biriyle evlenmeyin. Cinsel tatminsizlik en büyük boşanma sebeplerinden biri.

Haberin Devamı

9- ‘ANA KUZULARI’NI SAKIN SEÇME

Evlilik, belirli bir olgunluğa ulaşmış insanların yapması gereken bir eylem. Henüz kendi ailesinden kopamamış, ‘ana kuzusu’ diye tabir edilen kişiler evliliğe uygun değildir. Unutulmamalıdır ki; evlendikten sonra her insan kendi ailesini kurar. Ebeveynler, dara düşen, yolunu bulamayan çiftlere elbette yardım etmeli. Ancak kendi hayatlarını yaşamalarına da izin vermeli. Kendi eşi ve çocuğu yerine, anne-babasını ön plana koyabilecek kimselerle evlenilmez.

10- EĞİTİM, KÜLTÜR, AİLE

Kültür, eğitim, aile terbiyesi gibi kavramlar evlilikte önemlidir. Bu noktalarda uygunluk şarttır. Eğitim açısından aralarında uçurum bulunan, en azından yakın kültüre sahip olmayan ve terbiye açısından farklı noktalarda yetişmiş çiftlerin mutlu olması pek mümkün değil.

Bu tiplerden uzak durun

OBSESİFLER: Duygusal ve kısıtlıdırlar, kendilerini iyi ifade edemezler. Aşırı titiz ve dakiktirler, her şeyin ve herkesin programlı olmasını isterler. Eşinin beş dakika geç kalması büyük sorunlara yol açabilir.

PASİF AGRESİFLER: Bunlar genelde her şeye “evet” diyen ama “evet” dediklerini yapmayan bir yapıya sahiptirler. Sevmedikleri, istemedikleri şeye dahi “hayır” diyemezler. Karşısındakini düş kırıklığına uğratır, kızdırırlar.

SINIRLI KİŞİLİKLER (BORDERLİNE): Duygusal anlamda çok dalgalıdırlar. Günü günlerine uymaz. Duygusal olarak daha çok çatışmaya girer, karşısındakini daha çok çatışmaya iterler. Bu insanlarla evlilik çok zordur. Kendilerine ve başkalarına zarar verme duyguları ön plandadır. Duygusal olarak saldırgandırlar. Bağırıp çağırıp arada bir tabak fırlatabilirler. Cinsel kimlik karmaşası yaşarlar.

KAÇINANLAR: Sessiz ve çok pasiftirler. Gerektiği zaman olması gereken tartışmadan dahi kaçınırlar. Öyle olunca ilişkiyi çok sağlıklı bir şekilde sürdüremezler.

BAĞIMLI KİŞİLİKLER: Bireysellikleri yoktur. Bütün kararları karşısındakinin almasını beklerler. Bireyselliklerini ortaya koyamadıkları için kişiliksizmiş gibi duygu verirler ve karşısındakini sinirlendirebilirler.

NARSİSTLER: Kendini beğenen ve isterik kişilik yapısına sahiptirler. Sürekli olarak dikkatin ve beğeninin merkezi olmak isterler. Kendilerini her şeyden çok severler, sevilmeyi çok severler ve sevilme ihtiyaçları çok zor doyurulur. Bu nedenle de ilişkilerde hep sorun yaşarlar. Sık sık ilişki değiştirerek ilk anı yakalamak isterler. Aldatma riskleri çok büyüktür.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder