Rauf Tamer 'Eve dönüş'
HABERİ PAYLAŞ

'Eve dönüş'

Bizim nesiller, çocukluğunda güneş batmadan evde olurdu... Şimdi çocuklarımız güneş doğmadan evde olabiliyorsa, eh, asayiş berkemal demektir. “Trenlere taş atmayın” döneminden “Vitrinlere taş atmayın” “Polislere molotof atmayın” dönemine gelebilmek, ancak demokrasiyi özümlemekle mümkün olabildi, öyle mi? Anneye babaya sormadan dağ’a çıkacak kadar kendinizi özgür hissedebiliyorsanız, büyük gelişmedir.

[[HAFTAYA]]

Şartlar, eskisine kıyasla düzeldiği halde, bu çocuklar hâlâ niye dağ’a çıkıyor, bunu incelemek lazım. “Aş ve iş bulamadığım için dağ’a çıkıyorum” eski ve klasik bir mazerettir ama aş ve iş buldukları zaman dağ’a çıkmayacaklarının da bir garantisi yok. Öyleyse bu çocukları iyi tahlil etmeliyiz... İster gönüllü çıkmış olsunlar, ister kandırılmış veya kaçırılmış olsunlar, analarını acılara gark’edebilmeyi göze alacak kadar onlara cazip gelen nedir? Dağ’da ne var? Özgürlük mü, barış ve demokrasi mi, yoksa parlak bir istikbal mi, ne var?

Haberin Devamı

Belli ki 90 yıllık ihmalin faturası bu. Ve aheste aheste geliyor önümüze. Ancak şimdi geliyor... Ne yapalım? Daha 15-20 yıl öncesine kadar “Kürt” kelimesini telaffuz dahi edemeyen bir toplumuz biz... Hesap o yüzden biraz kabarık geldi. Şimdi... Bu çocukların arkasından bağırmak da var: - “Gitme çocuk, dön... Bak, Sırrı Sakık amcan gibi, Gültan Kışanak ablan gibi yarın sen de Belediye Başkanı olabilirsin... Demirtaş abin gibi yarın sen de milletvekili olabilirsin. Gitme, dön... Güneş batmadan evde ol...” Ne güzel bir duyguydu o: “Eve geç kalma korkusu'' Ne güzeldi.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder