Mehmet Coşkundeniz En yakın dostuna aşık olunca...
HABERİ PAYLAŞ

En yakın dostuna aşık olunca...

Haberin Devamı

Yakınsınız, hem de çok yakın. Onun yanında kendini rahat hissediyorsun. Son zamanlarda da hislerinin değiştiğini fark ediyorsun. Evet, en yakın dostuna aşık oldun. Peki buna gerçekten hazır mısın?

UYKULARIN KAÇACAK

Önce hislerinde yanılıp yanılmadığını düşüneceksin. “Evet aşığım” dediğin noktada bu kez onun ne hissettiğini merak edeceksin. Hareketlerini değerlendirip, küçük küçük yoklamalar çekeceksin. Kesin bir sonuca varamayıp yine günlerce düşüneceksin. “Acaba hislerimi söylesem mi söylemesem mi?” diye gelgitler yaşayacaksın.

ANLATAMAYACAKSIN

Hislerinden emin olduğun andan itibaren içini “Ya karşılıksızsa?” diye bir korku kaplayacak. Daha da ötesi bu karşılıksız olma durumu seni utandıracak. Çünkü o senin en yakın dostun. Şimdi sen hislerini söylesen ve seni reddetse utançtan yerin dibine gireceksin. Kendini defalarca yargılayıp asacak, “Ben çok adi biriyim” diye düşüneceksin.

AKIL SORACAKSIN

Bir arkadaşına bu durumu anlatıp akıl almaya çalışacaksın. Belki de “Sence onun da bana ilgisi var mı?” diye sorup arkadaşından küçük ipuçları elde etmeye çalışacaksın. Arkadaşın sana, “Seviyorsan git konuş ya da emin değilsen kendine sakla” diyecek. İki seçenek de işine gelmeyecek, çünkü zaten bunları biliyorsun.

HİSSETTİRECEKSİN

Belki önce direkt anlatamayacaksın ama çaktırmaya, hissettirmeye başlayacaksın. Bu konudaki makalelerden öğrendiğin, “Biliyor musun, çok yakın dostlar çok iyi sevgili olabiliyormuş” falan gibi konularla ağzını arayacaksın. Hatta daha yakın davranmaya, ufak ufak temaslara başlayacaksın.

ANLAYAMAYACAKSIN

Sen bu kadar yakın davrandıkça, elbette karşındaki de yakınlığını artıracak. Ama bunu aranızdaki arkadaşlığa dayanarak mı, yoksa seninle aynı hisleri beslediği için mi yaptığını anlayamayacaksın. Fakat eskisi kadar her şeyi konuşamaz olacaksınız. Birbirinize hitap şekliniz bile değişecek.

ÇOK KORKACAKSIN

Diyelim ki, söyledin söyleyeceğini. Ve diyelim ki o da “Ama biz arkadaşız” dedi. İşte o andan sonra artık eskisi gibi arkadaş olamayacağınızı anlayacaksın. Yani onu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaksın. Buna hiç de hazır olmadığını anlayıp, kendini sıkmaya, hislerini saklamaya devam edeceksin.

YORULACAKSIN

Hislerini saklamaya çalışmak, içindeki fırtınaları durdurmak, sürekli onun hareketlerini yorumlamak ve aynı zamanda onun da aşık olmasını sağlamaya çalışmak seni fiziken de ruhen de çok yoracak. Öyle büyük gelgitler yaşayacaksın ki, bulunduğun şehri bile değiştirmeyi düşüneceksin. Çözümsüzlüğün seni boğduğunu hissedeceksin.

AKIL SORACAKSIN

Bir arkadaşına bu durumu anlatıp akıl almaya çalışacaksın. Belki de “Sence onun da bana ilgisi var mı?” diye sorup arkadaşından küçük ipuçları elde etmeye çalışacaksın. Arkadaşın sana, “Seviyorsan git konuş ya da emin değilsen kendine sakla” diyecek. İki seçenek de işine gelmeyecek, çünkü zaten bunları biliyorsun.

HİSSETTİRECEKSİN

Belki önce direkt anlatamayacaksın ama çaktırmaya, hissettirmeye başlayacaksın. Bu konudaki makalelerden öğrendiğin, “Biliyor musun, çok yakın dostlar çok iyi sevgili olabiliyormuş” falan gibi konularla ağzını arayacaksın. Hatta daha yakın davranmaya, ufak ufak temaslara başlayacaksın.

ANLAYAMAYACAKSIN

Sen bu kadar yakın davrandıkça, elbette karşındaki de yakınlığını artıracak. Ama bunu aranızdaki arkadaşlığa dayanarak mı, yoksa seninle aynı hisleri beslediği için mi yaptığını anlayamayacaksın. Fakat eskisi kadar her şeyi konuşamaz olacaksınız. Birbirinize hitap şekliniz bile değişecek.

ÇOK KORKACAKSIN

Diyelim ki, söyledin söyleyeceğini. Ve diyelim ki o da “Ama biz arkadaşız” dedi. İşte o andan sonra artık eskisi gibi arkadaş olamayacağınızı anlayacaksın. Yani onu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaksın. Buna hiç de hazır olmadığını anlayıp, kendini sıkmaya, hislerini saklamaya devam edeceksin.

YORULACAKSIN

Hislerini saklamaya çalışmak, içindeki fırtınaları durdurmak, sürekli onun hareketlerini yorumlamak ve aynı zamanda onun da aşık olmasını sağlamaya çalışmak seni fiziken de ruhen de çok yoracak. Öyle büyük gelgitler yaşayacaksın ki, bulunduğun şehri bile değiştirmeyi düşüneceksin. Çözümsüzlüğün seni boğduğunu hissedeceksin.

BİR GÜN AÇILACAKSIN

Ve bir gün hislerini açıklamaya karar vereceksin. Arayacaksın, buluşacaksınız ve içindekileri tek tek dökeceksin. Aynı şekilde hissediyorsa dünyalar senin olacak. Ama büyük olasılıkla senin gibi hissetmediğini söyleyecek. “Şu an yer yarılsa da yerin dibine girsem” diye düşüneceksin. Kalkıp gidemeyeceksin de, öyle kalacaksın.

ACIDAN BOĞULACAKSIN

Hem en yakın arkadaşını kaybettin hem de aşkına karşılık bulamadın. Çare yok, iki acıyı birden dibine kadar yaşamak zorundasın. Oradan kalkarken “Arkadaşlığımız tabii ki devam edecek” dediniz birbirinize ama öyle olmayacağını biliyorsun. Pişmanlığın dibine vuracaksın, keşkeler birbirini kovalayacak, acıdan sürüneceksin.

TÖVBE EDECEKSİN

Bir süre sonra yavaş yavaş toparlanacaksın. Bu olaydan “Bir daha asla en yakın arkadaşıma aşık olmayacağım” diye ders çıkaracaksın. Ama aşk bu, belli mi olur? Hiçbir şeyin garantisi yoktur. Aslında anlaman gereken şey şudur: Aşk, en olmadık zamanda, en olmadık yerde, en olmadık kişiye duyulan şeyin adıdır!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder