Yazgülü Aldoğan En kötüler-az kötüler!
HABERİ PAYLAŞ

En kötüler-az kötüler!

Sevgili Okurlarım, 2012’den bir şey göremedik, umutlarımızı yeni yıla sakladık. 2013’ün sağlıklı, huzurlu, barış içinde geçmesini diliyorum. Bizi izlemeye devam edin, yeni kitabımı almayı unutmayın! İşiniz, eşiniz, sağlığınız yerinde olsun. Gerisini halledersiniz zaten!

Bıkmış olabilirsiniz ama ben de enlerimi sıralayayım: Yılın en kötü olayı Suriye krizine dolanmamızdı! Önce olayları kışkırttık. Sonra casusluk yapmaya kalktık, uçağımızı düşürdüler. Pırıl pırıl iki subayımız şehit oldu. Kanları denizde kaldı, haklarını bile arayamadık! Bütün gün sınır kasabalarımız, köylerimiz bombalanıyor, insanlarımız öldü.

Haberin Devamı

Höt demekten öteye gidemedik. Gelen geldi, kaldı. Sınırlarımız içinde 150 bin mülteci barındırıyoruz! (Gayrı resmi 230 bin deniyor) Hiç bir ülke, kurum, maddi manevi yardım etmedi, üstümüze kaldı. 150 bin kişiyi yedirmek içirmek kolay mı? Suriye ile yapılan sınır ticareti, turizm bitti. Hatay ve civarı ekonomik olarak büyük zarar gördü. Suriyeli muhalifler de kimdir, nedir belli değil, tekin pabuç çıkmadı. Onların yaptığı mezalim, Esad’ın ordusundan daha iyi değil! Biz bu işe niye girdik, büyük mütefekkir Dışişleri Bakanımızın şahsi meselesi midir, anlamış değilim. Esad kalırsa elini sıkmaktansa istifa ederim diyormuş! Hayırlısı...

Adalet krizi: Şok şok şok operasyonlarla başladı, usül hatalarıyla devam etti, uzun tutukluluklarla isyan ettirdi ve çok tartışılan kararlar gelmeye başladı: Özel Yetkili Mahkemelerin özel davalarından bahsediyorum. Balyoz, Ergenekon, OdaTV, KCK! Bu davaların siyasi olduğunu gören de gördü, görmek istemeyen de. Sanıkların neredeyse tümü tutuklu yargılanıyor. Savunmanın ne tanık, ne bilirkişi, ne konuşma istekleri kabul ediliyor. Suçsuzluklarını ispat etmeye mecbur kalmanın yanısıra, ağızlarıyla kuş tutsalar işe yaramıyor, üstelik delillerin “sehven” üretildiği, yapıldığı kanıtlanmasına rağmen. Bütün deliller dijital, çoğu kanunsuz dinleme.

[[HAFTAYA]]

Ne diyeyim, bir hukuk faciası. Sanıkların ölmesi, hasta olması, yakınlarını kaybetmesi, kariyer, itibar ve en önemlisi özgürlüklerini yitirmesi kimsenin umurunda değil! Az kötü bir şey de yok yani! Kente yapılan müdahaleler az mı kötü, trafik çilesi, Taksim’in başına gelenler az mı kötü! İyiler İyi bir şey de olmadı mı diyorsanız. Yandaş medyayı bile karıştırdım ne oldu iyi diye! Türkiye büyüdü. Turizm gelirleri ve gelen giden sayısı arttı. Kaptırdığımız eski eserlerimizi geri alma konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı çok başarılı oldu.

Haberin Devamı

Yüz nakli ameliyatı yapan doktorlarımız yüz akımız oldu. Sosyal medyaya bayılıyor ve deli gibi kullanıyoruz. İnternet, siber alemden vazgeçemiyoruz. E-Devlet ve e-bankacılık’ta harikayız! Cep telefonsuz yaşayamıyor, sık sık değiştiriyoruz. Her yanımız AVM oldu. Taksitle, krediyle, tüketip duruyoruz. Dizilerimiz Arap ülkeleri başta olmak üzere, bütün dünyada seyrediliyor. Bütün kösteklere rağmen şarap sektörü harikalar yaratıyor, çok güzel şaraplar yapıyoruz. Kadıköy Kartal Metrosu’nun hizmete açılması, kamu ulaşımı çabaları kayda değer. Kentsel dönüşüm hakkında konuşmak için daha erken.

Haberin Devamı

Kadın öldürüldü erkek intihar etti!

Kadına karşı şiddet, 2012’de bitmedi, arttı, uçtu, zirve, tavan yaptı! Yeni kocaları, eski kocaları öldürdü kadınları! Amcaları, kuzenleri, yakın akrabaları tecavüz etti. Korumalar yetmedi, Fatma Şahin’in çırpınışları çözüm olmadı. Erkeklerin ise artık askerlik görevinde zorlandıkları, sadece terörle mücadelede, kazalarda şehit olmakla kalmayıp ruhsal sorunlar yaşayarak intihar ettikleri ortaya çıktı. Ordunun katı disiplin kuralları ve “asker mantığı”nın çözemediği ruh durumları, gencecik delikanlıların kaldıramadığı ağırlıkta olup, ellerinde de silah olunca bu silahlar kötü patladı. 2013, bu sorunların üzerine gidilmesi gereken bir yıl olmalı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder