Yazgülü Aldoğan Düşmana gerek yok, orduyu biz çökertiyoruz!
HABERİ PAYLAŞ

Düşmana gerek yok, orduyu biz çökertiyoruz!

Haberin Devamı

En kıymetli varlığımız, hatta en önemli ihraç malımız bile denmişti ordumuz için? Peki öyleyse orduyu çökertmek, etkisizleştirmek için yapılan manevraların tek nedeni, ordunun siyasete müdahale olasılığını yok etmek midir?

Milli, laik ve devrimlerin bekçisi orduyu tehdit olarak gören zihniyet, kumpas davalarıyla, Balyoz’la, sözüm ona Askeri Casusluk masallarıyla çökertti önce TSK’yı.

En parlak subaylar yıllarca hapis yattı, ordudan uzaklaştırıldı, yerlerine FETÖ’cüler terfi etti. FETÖ’cü unsurların gerçekleştirdiği darbe girişimi sonrası ise, hiçbir suçu olmayanlar da bedel ödedi. Darbeci yetişiyor diye okulları kapatıldı.

Ne gerek var diye hastanelerine el konuldu. Dünyanın bütün ordularındaki uygulama olan, ordunun kendi işini kendisinin görmesine son verildi. Asker sadece askerlik yapsın ilkesinin arkasına sığınılarak yemekten temizliğe her hizmet dışarıdan satın alınmaya başladı.

Savaşta yemeği kim yapacak?

Oysa emekli amirallerin sorduğu gibi savaşta da mı yemek dışarıdan gelecek? Nerede kaldı ordunun güvenliği, lojistiği? Ve Manisa’da yaşananlar: bu iktidar döneminde liyakat değil, yandaşlık geçerli olduğu için pıtırak gibi çoğalarak büyüyen bir şirket, Manisa’da tam dört kez yemek dağıttığı kışlada sağlık rezaletine neden oldu.

Bini aşkın askerimiz zehirlendi, biri şehit oldu! Çatışmada değil, kışlada, yemek zehirlenmesinden! İnsan aklını yitirir!

Yalan dolan

Hiçbir şey olmadı, hatta gerekçe psikolojik, üşüttüler, karınları ağrıyor bile denildi. İkinci, üçüncü vaka, tık yok. Şirket işe devam, meclis araştırması isteğine red. Ve dördüncü kez, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, askerlere sahip çıkıp hastaneden sosyal medyayı ayağa kaldırınca MSB Bakanı Manisa’ya gitti, şirketin sözleşmesi feshedildi. Yine de şirket korunuyor; deprem oldu, yeraltı suyu karışmış olabilir deniyor, olmadığı ortaya çıktı. Biri kalktı, Manisa 40 derece, herkes hastalanıyor dedi! Yahu delirdi mi bunlar? Sizin çocuklarınız askerlik yapmadı mı? Onun için mi bedelli askerlik diye ağlıyorsunuz? Bayat et, tavuk yedirdiğiniz için zehirleneceklerini bildiğiniz için mi?

Erler korkuyor

Askerler arkadaşlarının sırtında hastaneye taşınıyor, doktorlar bu kadar hastaya aynı anda analiz yapamayız, gelene serum takıyoruz diyor. Çocuklar bir yandan korkuyor, bir yandan şikayet ediyor, biz yemek istemiyoruz, zorla yediriyor, kantini kapatıyorlar, şimdi gidince bizi döverler diye! Biz çocuklarımızı kime emanet ediyoruz? Kim bu ordunun itibarını yerle bir etmeye kararlı olanlar? Ve dün Cumhuriyet Kadınları’nın protestosuna izin vermiyorlar! O çocukların aileleri hak aramak için mahkemeye başvursun! Tabii ADALET varsa.

Yürüyüş acı tatlı, büyüyerek sürüyor!

Ne yazık ki yürüyüşe katılan bir partili, 69 yaşındaki Hasan Tatlı, ADALET yürüyüşünün ilk kaybı oldu. Kalp krizi geçirdi ve tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Tatlı, oradakilerin pek çoğu gibi, ne yürümeye alışıktı, ne kıyafeti uygundu. Ne de sağlığı uygunmuş! Adalet yürüyüşüne büyük saygı duyuyorum.

Bütün karalama ve perdeleme çabalarına rağmen sosyal medya sayesinde yayılıyor, haberdar olunuyor. Oysa işten atılan, mahkemede hakkını bulamayan herkes katılmalı. Ancak unutmamalı ki günde 20 km yürümek, hele bunu 20 gün boyunca yapmak, her babayiğidin harcı değil.

Bunun için iyi donanım da gerekiyor. Yürüyüş ayakkabısı, hafif giysiler ve sağlıklı beslenme. CHP’nin Veli Ağbaba, Özgür Özel gibi acar milletvekilleri canla başla koşturuyor, inşallah başka kayıp vermeden amaca ulaşılır; kamuoyu, adalet talebini sağır kulaklara duyurur.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder