20. Yüzyılın başından itibaren yaşanan stadyum facialarını sizler için derledik İskoçya’nın Glasgow şehri’nde, İngiltere ile İskoçya arasında oynanan uluslararası maç esnasında İbrox Park Stadı’nın batı tarafı çöktü. Duvar altında kalan 25 taraftar hayatını kaybederken, 517 taraftar da yaralandı İngiltere FA Kupası maçı için bir araya gelen Bolton Wanderers ile Stoke City takımları mücadele başlamadan önce bir faciayla sarsıldı Burden Park Stadı’nın duvarlarının çökmesi üzerine panik olan taraflar birbirlerini ezdiler. 33 kişi öldü, 400’den fazla kişi yaralandı 1964 Lima stadyum faciası, 24 Mayıs 1964'te Lima'nın Estadio Nacional stadyumunda Peru ve Arjantin arasında oynanan 1964 Tokyo Olimpiyatları eleme finalinde meydana geldi. Arjantin maçı son 8 dakikaya kadar 1-0 önde götürürken Perulu, Bertolotti Andrés'in golü Uruguaylı hakem Angel Eduardo Pazos tarafından iptal edildi. Bunun üzerine stadyumda ayaklanan taraftarlara polis, göz yaşartıcı gaz sıktı. Kalabalık kurtulmak için kapılara hücum ettiğinde çıkışların kilitlendiğinden dışarı çıkamadı. Yaşanan izdihamda 318 kişi hayatını kaybetti, 500 civarı kişi de yaralandı. Aynı yıl yaşanan olaydan ötürü stadyum kapasitesi 53 binden 42 bine düşürüldü. 20. dakikada Kayserispor'un 1-0 öne geçtiği maçta iki takım taraftarları arasında gerginlikler yaşanmış, Kayserispor taraftarlarının Sivasspor taraftarlarının üzerine yürümeye başlamasıyla çıkan panikte 43 kişi ezilme ve havasızlık sonucu hayatını kaybetmiştir. 43 kişinin öldüğü haberinin Sivas'a yayılması sonucu Sivas'ta yaşayan pek çok Kayserilinin işyeri saldırıya uğramıştır. Çıkan olaylar nedeniyle iki takıma da 17 maç saha kapama cezası verilirken takımların 5 yıl boyunca aynı gruplarda futbol oynamaması kararı alınmıştır. 1968’de, Boca Juniors taraftarlarının River Plate taraftarlarının üzerine tutuşturup attıkları kağıt parçalarından çıkan panikte 74 River Plate taraftarı hayatını kaybetmiştir. Taraftarların hayatlarını kaybettikleri bu tünel, daha sonra filmlere konu oldu 1960'larda Honduras Devlet Başkanı Oswaldo López Arellano'nun ülke ekonomisindeki kötü gidişten Honduras'taki El Salvadorlu göçmenleri sorumlu tutan açıklamaları ve çözüm önerisi olarak Salvadorluların yerleştiği toprakları Honduraslı köylülere dağıtmayı içeren bir toprak reformunu dile getirmeye başlayınca Salvadorlular ile Honduraslılar arasındaki ilişkiler iyice gerginleşti. Bu gerginlik komşu iki ülkenin hükümetlerine de yayıldı. İki ülke medyası diğer taraf aleyhine sürekli kışkırtıcı bir propaganda halindeydi. Bu gergin dönem sürerken 1969'da yaklaşan FIFA Dünya Kupası finallerine katılabilmek için El Salvador ile Honduras ilk maçı 8 Haziran 1969'da Honduras'ta oynadılar. Fanatik Honduraslı taraftarların maçtan önceki gece çıkardıkları gürültülerle uyumalarına izin vermediği El Salvador Millî Futbol Takımı maçı 1-0 kaybetti. Bu olay üzerine, iki ülke arasındaki gergin olan ilişkiler daha da gerildi. 15 Haziran 1969'daki rövanş maçındaysa aynı tarife Honduras Millî Futbol Takımı'na uygulandı. Ölen kızın posterleri ellerinde taşıyarak sahaya giren El Salvadorlular, maçı 3-0'lık skorla kazanıp 1970 FIFA Dünya Kupası'na katılmak için avantaj yakaladılar. Ancak, Honduraslı futbolcular da El Salvador ordusu yardımıyla ülkeyi terk ettikten sonra iki ülke arasında 27 Haziran 1969'da play-off maçı oynandı ve Meksika'da tarafsız sahada yapılan maçı El Salvador, uzatmalarda bulduğu golle 3-2 kazandı. Maçın bitiş düdüğüyle birlikte iki ülke arasındaki olaylar artarak devam etti ve 14 Temmuz 1969'da resmen savaş çıktı. Futbol Savaşı adı verilen bu savaş yaklaşık 100 saat sürdü. Bilançosu 4 bin ölü, 12 bin yaralı olan bu savaş, araya giren 'hatırlı' Güney Amerika ülkeleri sayesinde son bulmuştu. 2 Ocak 1971 tarihinde İbrox Stadı’nda oynanan Glasgow Rangers-Celtic maçında 89. dakikada Celtic'in 1-0 öne geçti Bazı taraftarların stadı terk ederken Rangers'ın beraberlik golünü bulduğu haberi üzerine çıkışa yönelen taraftarların arasında sırtından çocuğunu düşüren bir adamın etrafındaki taraftarların zincirleme reaksiyon inanılmaz bir olaya neden oldu Sırtından çocuğunu düşüren bir adamın etrafındaki taraftarların zincirleme reaksiyon sonucu birbirini ezmesi sonucu 66 kişinin boğularak hayatını kaybettiği maçta, 200'den fazla insanın yaralandı. Sovyet kulübü Spartak Moskova ile Hollanda kulübü Haarlem, Avrupa kupası maçı için bir araya gelmişlerdi. Polis, taraftarları maçın bitimine yakın tribünlerin aşağı kısmına doğru sürükledi. Ancak maçın sonlarında gelen bir son dakika golü ile taraftarların tekrar stada dönmek istemesi üzerine insan kıyımına başlandığı söyleniliyor. Bu konuda Sovyet polisi ciddi olarak suçlandı. Ancak Sovyet Spor Komitesi suçlamaları reddetti ve ölü sayısınında 61 olduğunu iddia etti. Ancak 341 ölü olduğu söyleniliyor. 29 Mayıs 1985 günü Brüksel'de oynanacak olan Juventus ile Liverpool arasındaki Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçının başlamasından önce Liverpool taraftarlarının İtalyanlara saldırdı. Çıkan panik sonucu bir duvarın çökmesi ve taraftarların tel örgülere sıkışması sebebiyle 38 İtalyan ve 1 Belçikalı taraftar hayatını kaybetti Maç öncesi Brüksel sokaklarında özellikle İngiliz holiganların başını çektiği olaylarda pek çok kavga olmuştur. Maç başlamadan kısa süre önce, arada güvenlik bariyeri olmadığı için holiganlar İtalyanların bulunduğu bölüme saldırmış ancak kendilerini korumak isteyen İtalyanların kaçış noktasındaki büyük duvar taraftarların kaçışını engellemiştir. Olayları öğrenen futbolculardan Liverpool'lu Mark Lawrenson, Alan Hansen ve Kenny Dalglish sahaya çıkmak istemediğini söyleyince, devreye giren UEFA ve kulüp yetkilileri maçın oynanacağını söyleyerek oyuncuların sahaya çıkmalarını sağlamıştır. Bu çapta bir olaya rağmen final maçı boş tribünler önünde oynanmış, Juventus Michel Platini'nin penaltıdan attığı golle 1-0 kazanarak kupayı kazanmıştır. Yıllar sonra Heysel faciasını değerlendiren Alan Hansen, O geceden hafızamda bir şey kalmadı. Olayların şokuyla nasıl mücadele ettiğimizi bile bilmiyorum yorumunu yapmıştır. Olay sonucu İngiliz takımlarına 5, Liverpool'a ise 6 yıl uluslararası karşılaşmalardan men cezası verilmiştir. Ev sahibi Bradford City, Lincoln City karşısında Football League Third Division(3. Lig) şampiyonluğunu kutlama planı yapmıştır. İlk yarı sona ererken bir taraftar elindeki sigarayı stadyum sıralarının altına düşürmesi sebebiyle sıraların altındaki yığın bir anda alev aldı. 5 dakika içinde stadyumun bir kısmının alevler içinde kalmasına canını kurtarma telaşı da eklenince yangın, 56 kişinin ölümüyle, 256'dan fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Çıkan yangının ulaştığı devasa boyutlar fotoğraflardan görülebilmekte... İngiltere'nin Liverpool ile Notthingham Forest takımları arasında oynanan İngiltere Federasyon Kupası (FA Cup) yarı final maçı İngiltere futbol tarihinin en feci futbol facialarından birine neden olmuştur. Maçın Sheffield United'ın sahası Hillsborough Stadyumu'nda oynanması nedeniyle Hillsborough faciası olarak adlandırılan olayda tamamı Liverpool taraftarı 96 taraftar ezilerek hayatını kaybetmiş 800'e yakın kişi ise yaralanmıştır. 16 Ekim 1996'da Guatemala ile Kosta Rika arasında oynanan Dünya Kupası Eleme maçı öncesi stadyumda çıkan izdihamda 78 kişi ölmüş 180 kişi de yaralanmıştı. Hayatını kaybedenlerin ölü bedenleri yeşil sahaya serildi Yakın tarihin en kanlı facialarından biri olarak anılmaktadır Güney Afrika'nın başkenti Johannesburg'da Orlando Pirates ve Kaizer Chiefs adlı takımlar arasında oynanan maç sırasında tribünlerde yaşanan panik sonucu 43 kişi hayatını kaybetmişti. 11 Nisan 2001 yılında yaşanan ve Ellis Park Faciası olarak anılan bu olay Güney Afrika futbol tarihinin de en kanlı olaylarından biri olarak kayıtlara geçmişti. 1 Şubat 2012'de Al-Masry Club ve Al-Ahly SC takımları arasında Port Said, Mısır'da oynanan futbol maçı sonrası yaşanan olaylardır. Al-Masry galibiyeti ardından binlerce tarafların sahaya girmesi sonucu en az 74 kişi yaşamını kaybetmiştir. Olayda gerçekleştiği belirtilen binden fazla yaralanmanın bazılarının sebebinin kalabalıktan kaçmaya çalışan taraftarlar olduğu bildirilmiştir.